Ana içeriğe atla

Pasalar Silivri de

Madem öyle Silivri boşaltılsın!
Nazım Hikmet, 'Kışlık Saray' adlı şiirinde Putilovski Zavot'tan Bolşevik Kitof'u şöyle konuşturur: 'Ve ihtar ederim ki çapul yapmak isteyenlere / artık Kışlık Saray ve bütün Rusya işçinin ve köylünündür'
Kemal Tahir üstadımız da 'Yorgun Savaşçı'sında 'çapul yapmayı' yerin dibine geçirir. (Komprador burjuvazinin çapula çıkmak için nasıl köpekleştiğini 'Batılılaşma' başta olmak üzere diğer kitaplarından okuyabilirsiniz.)
Demem o ki güzel kardeşim, 'çapulculuk' dibine kadar arkalayacağınbir hal değildir.
Tamam, oksimoron anlayışını da ironi yeteneğini de konuşturuyor, 'çapulcuyum' diyorsun.
Hadi 'çapulcu'nun TDK karşılığını 'düzenbozmak' şeklinde de değiştiriyorsun.
Lakin rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'nin dediği gibi, 'düzülen değişmiyor'; onu ne yapacaksın?!
Kardeşlerim maalesef 'düzenler' de değişmiyor!
Kabak gibi ortaya çıktılar işte.
Gezi Parkı direnişinin maksadını aşıp başbakanlık ofisini kuşatmaya, yakıp yıkmaya, tehdide, şantaja, kamu malına zarar vermeye dönüştüğünü görüp, 'biz bu işte yokuz' yollu bir çıkışla Çarşı falan geri çekilince ofsaydadüştüler.
Yani suçüstü yakalandılar.
Meğer ağaçların ve ağaç için çevre için direnen çocuklarımızın eylemlerinin arkasına saklanarak sürüne sürüne, çatallı dillerini gizleye gizleye çapula çıkmışlardı.
Ahmet Arif demişti ya, 'Bunlar engerekler ve çıyanlardır / Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır / Tanı bunları, tanı da büyü…'
Bunları tanımanın tam vaktidir kardeşlerim.
Anlı şanlı bir işadamı var ki, kaç binde bir oy aldığını unuttuğum bir parti kurmuştu vaktiyle. Ekonomik krize çare olarak toprak satmamızı önermişti hani. Türkiye'nin ekonomisi IMF'yi defedecek kadar büyüyünce şimdi çapula çıktı.
Bir bankanın genel müdürü de 'Ne sağcıyım ne solcu / Çapulcuyum çapulcu' şamatasına iştirak etmekte gecikmedi.
Bir başka bankanın reklam yıldızı, 'anlamadınız mı bu ağaç meselesi değildir' diyordu ya, doğru.
Gençler, kardeşlerim, hadi yazın bakalım o Taksim meydanına Brecht'indünya durdukça durası şu sözünü: 'Bir banka soymak, bir banka açmaktan daha büyük bir suç değildir'
Bakalım o zaman, banka reklam yıldızı o çocuk eyleminize destek vermeye devam edebilecek mi?
Gençler, kardeşlerim, 'kredi kartı faizleri düşürülsün, yeter kanımızı emdiğiniz' diye haykırın bakalım, o bankacı genel müdür 'çapulcuyum' diyebilecek mi?
Gençler, kardeşlerim, Habertürk'ü, NTV'yi kuşattığınız kadar Aydın Doğan'ın medyasını, durumdan vazife çıkarmak isteyen ve '2'inci 28 Şubat'ı başlatan' Hürriyet'i kuşatın bakalım sizi bir gecede terörist ilan etmeyecekler mi?
Bunlar yargısız infazları onaylayanlardır, bunlar Bayrampaşa Cezaevi katliamına kulaklarını tıkayanlardır, bunlar 'polisin elini soğutmayın' diyen Demirel'i alkışlayanlardır.
Çapul yapmak isteyen bu medyayı bir Bolşevik Kitof kadar ihtar etmeyecek misiniz?
Gençler, kardeşlerim çapula çıkan aydınlardan Sevgili Çandar da ilk günden beri selam gönderiyor size.
Ortadoğu'da hangi işgal varsa arkalayan bu adam, Reyhanlı'daki faciayı 'maliyet' olarak nitelendirmişti.
Peki sizin eyleminizi desteklemeyi neyin 'maliyeti' olarak görüyor, sormayacak mısınız?
'Sen onu git küçük Turgut'a anlat' dediğinde bile Turgut Özal'da zerre miskali üslup sorunu görmeyen Taha Akyol'a 'çözüm sürecinden' beri ne olduda, Sayın Başbakan'da matine-suare üslup sorunu aramaya başladı, sormayacak mısınız?
Başbakan'a, adeta 'iş göremez' raporu verecek bir Mehmet Haberal aramaya koyulan Şahin Alpay'la, 'Bizim üzerimizden darbe yapılıyor da bir bizim mi haberimiz yok' yollu dalganızı geçmeyecek misiniz?
Gençler, kardeşlerim!
'Madem bu kafadasınız, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay,İlker Başbuğ, Hanefi Avcı neden hâlâ Silivri'de tutuluyor?' diye bu kafalara sormayacak mısınız? (Salih Tuna ,Yeni Şafak)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh