Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dine ilişkin herşeyden nefret ederler.

"Cami görünce nevri dönen Kemalist, sonra da 'niçin seçimleri kaybediyoruz' diye sormaktan niçin utanmaz?" Dine ilişkin herşeyden nefret ederler. ... Geçen gün Atina'nın sayfiyesi Glyfada'da bizim hanımla alışveriş ediyoruz, marketin kasasında bayağı kuyruk da var, bir papaz geldi, bir şeyler almış, elinde sepeti... Kasiyer kız herkesi bir yana itti, papazı en arkadan en öne geçirdi, önce onun işini gördü, parasını alıp fişini verdi, kimse de ağzını açmadı. Bizde bu saygıyı imama göster de yiyeceğin küfürleri gör... Pardon, Batı'da papazın papaz giysileriyle dolaşması serbest ama Batılı Türkiye'de imamın cami ve cenaze dışında imam giysileriyle dolaşması yasaktı galiba... Engin Ardıç, SABAH (24.06.2012)

DIŞARDAKİLER İNGİLİZ Dİ YUNAN DI YA İÇİMİZDEKİLER KİMDİ?

Yalan Yazan Tarih utansın DIŞARDAKİLER İNGİLİZ'Dİ YUNAN'DI YA İÇİMİZDEKİLER KİMDİ? (Başlık bize aittir) Önce ruhlarımız yağmalandı. Köklerimizden koparıldık. ...Hafızasız kaldık. Biz aldatılmış bir nesiliz. Evde dinlediklerimiz bir türlü, okulda duyduklarımız bambaşka türlüydü. Evde konuşanlar,okuldakilerden korkarlardı.Bu korku ile ürkektiler,hep çekingen davranırlardı.Onların,adet a gizlice dinledikleri yaşlı insanlar vardı.O dönemin çocukları olan bizler,bu küskün neslin aralarındaki sohbetlere,büyük bir merakla kulak misafiri olurduk.Konuşmalarını bütünüyle anlayamasak da;haşlanmış,taşlanmış ve dışlanmış insanları dinlediğimizi çok net hissederdik. Bizler çocuk yaşımıza rağmen çok merak ederdik: “-Kimdi Bu muhteremler?” Niçin kırgın ve küskündüler? Sonradan öğrendik ki, onların her biri, mahalli birer Mehmed Akif’ti. Ya kamusal alandan sürülmüşlerdi,ya inançlarına utanç süngeri çekilmişti,ya sınır dışı edilmişlerdi,ya da yaşamalarına tahammül edilememişti... Onlardan ba

Kendini Türk olarak tanımlayan BAR müdavimlerine duyurulur. Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi...

Genetiğine tecavüz edilmiş Gregorius Türkleri sizi... (Türkler’in nasıl yıkılacağını II. Mahmud zamanında yaşayan bir Patriğin, Rus Çarı’na gönderdiği mektuptan öğrenelim.) Istanbul Patriklerinden olan Gregorius, Ikinci Mahmûd Han zamanında çıkan Rum isyanının baş plânlayıcısıydı. (Bu suçundan 1821‘de Patrikhane kapısında idam edildi.) Patrik Gregorius’un Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektup, tarihî öneme hâiz olup, önemli tespitlerde bulunması bak ımından mühimdir. Patrik, Rus Çarı Aleksandra’ya yazdığı mektupta şöyle demektedir: “Türkler’i maddeten ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Onlar, mensub oldukları dinin gereği olarak çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i îmân sahibidirler. Bu hasletleri; dinlerine bağlılıkları ve kadere rızâ göstermeleri yanında, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda yönetecek reislere sâhib oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gâyet kanâatkârdırlar. Onlar

İsmet Paşa nasıl kahraman yapıldı?

Hayatında hiçbir savaşı kazanamamış olan İsmet İnönü tarih kitaplarımızda yere göğe sığdırılamazken, girdiği bütün savaşları kazanmış olan Kâzım Karabekir nedense birkaç satırla geçiştirilir.” Geçenlerde Ülke TV’de beraber program yaptığımız sevgili Turgay Güler’in bir sorusuna bu cevabı verince ‘Vay, sen Paşamızın İnönü savaşlarındaki dehasını nasıl olur da inkâr edersin?’ diyenler olmuştu. Ne de olsa İsmet Paşa bu ülkenin şerbetlilerindendir, Nimet Arzık’ın harika tespitiyle söylersek ‘Son Padişah’tır’ değil mi? Ekim 1917′de 3. Kolordu Komutanı olarak Filistin cephemizin yarılıp çökmesine sebep olan Birüsseba bozgunundaki hataları bir yana, Eskişehir-Kütahya muharebelerindeki beceriksizliğine ne demeli? Merak etmeyin, bu dosyaları zamanı geldiğinde açacağız. Ancak konumuzu fazla dağıtmadan, Atatürk’ün kendisine soyadı olarak verdiği İnönü savaşlarını kazanan kişinin gerçekte İsmet Paşa mı yoksa başkası mı olduğunu biraz sorgulayalım. Dikkatimi çeken bir nok

Atatürk yolu - çağdaşlıktan anladığına bakın rezillik!

Atatürk yolu - çağdaşlıktan anladığına bakın rezillik! AVRUPA KADINI ARTIK, BİKİNİ İLE PLAJLARDA DEĞİL, EN KALABALIK CADDELERDE BİLE GEZEBİLİYOR.  BİZİM KADINLAR DA HALÂ KENDİLERİNİ HASTALIKLILAR GİBİ KIRK PARÇA BEZLE KAPATIYOR. BİZ NASIL BÖYLE ÇAĞDAŞ BİR TOPLUM OLACAĞIZ? KAYNAK;YAŞAR NABİ NAYIR/ TEK YOL ATATÜRK YOLU SAYFA;115 BU VATAN EŞŞE'ĞE TÜRBAN TAKAN EŞŞEKLER SAYESİNDE DEĞİL,EŞŞEK ÜZERİNDEKİ NİNELERİMİZ  SAYESİNDE KAZANILDI İNSAN GÖRÜNÜMLÜ HAYVANLARA DUYRULUR

Şapkanın ortasına bir ay-yıldız koyalım ki, diğer milletlerden farkımız belli olur

Şapka inkılabından sonra Ankara Valisi Yahya Galip Bey'in İsmet İnönü'ye gelerek: Şapkanın ortasına bir ay-yıldız koyalım ki, diğer milletlerden farkımız belli olur demesi üzerine İnönü: Canım biz bu inkılapları farkımız olmasın diye yapıyoruz. Sen ne teklif ediyorsun!  KAYNAK:Apuhan, Recep Şükrü; Batının Darağacında İsyan, Timaş, İst?1989 s. 53

M.kamal e göre iffet vahşilik

M.kamal'e göre iffet vahşilik 'Kimi yerlede kadınlar görüyorum ki, başına bir bez, ya da bir peştemal ya da benzer bir şeyler atarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir, ya da yere oturarak yumulur. Bu durumun anlamı, gösterdiği nedir? Efendiler uygar bir ulus anası, ulus kızı bu şaşırtıcı biçime, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum ulusu çok gülünç gösteren bir görünüştür. Hemen düzeltilmesi gerekir."  (Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II., Sayfa 217.)

ATATÜRK'ÜN SON GÜNLERİ VE ÖLÜMÜ

ATATÜRK'ÜN SON GÜNLERİ VE ÖLÜMÜ Atatürk, 1937 başından itibaren çeşitli rahatsızlıklar duymaya başlamıştı. Yüzü solmuş, sinir dengesi bozulmuştu. İştahsız ve halsizdi. Burnu kanıyor, vücudu kaşınıp yer yer kabarıyordu. Bizim doktorlar teşhis koyamamışlardı. Her ne kadar, Beni Türk doktorlarına emanet ediniz demişse de, Başbakan Celal Bayarın teklifi üzerine, Fransız doktor Fissengerin çağrılmasına razı oldu. 28 Mart 1938de Ankaraya gelen Profesör Fissenger, hastasını muayeneden geçirdi. Durum iyi değildi. Deniz havası önerdi. Bunun üzerine Atatürk İstanbula nakledildi ve 1 milyon 250 bin Dolara (bu miktar, satın alma paritesi açısından, bugünkü parayla yaklaşık 30 milyon TLye eşdeğerdir) satın alınan Savarona Yatı emrine tahsis edildi. Fakat sadece altı hafta kullanabilecekti. Hastalık ilerliyor, karnı sürekli su topluyordu. Fissenger bu kez İstanbula çağrıldı. Atatürkün karnında toplanan su alındı. Belli bir süre rahatladıysa da tekrar karnı su toplamaya başladı. Bu kez Viyanadan

Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir.

Fatiha Suresi, Müddesir suresinden sonra Mekke'de inmiştir. 7 ayetten oluşmaktadır. Tam olarak inen ilk suredir. Resmi sıralamada birinci, nüzul sırası itibarıyla beşinci sûredir. Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir. Halk arasında yaygın olarak "El-Hamdülillah" suresi olarak da bilinir. Bu sureye "ana kitap" manasında "Ümmü'l-Kitâp", "dinin esaslarını ihtiva eden" manasında "el-Esâs" isimleri verildiği gibi, ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok sırrı taşıdığı için "el-Kenz" gibi isimler de verilmiştir. Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur. Bundan dolayı beş vakit namazın her rek'atında bu sûreyi okumak vâciptir. Namaz kılan her Müslüman, bu sureyi günde kırk kere okumaktadır. Bismillahirrahmanirrahim. "Elhamdü lillâhi rabbil’alemin

Bazı genç kızlar bekâretlerini yitiriyor. CHP Rezilligi

OKUYUNCA BİR KEZ DAHA İĞRENECEKSİNİZ CHP'DEN!  ÇOK KISA MUTLAKA OKUYUN. CHP'nin KADEŞ REZALETİ 27 Mayıs Ihtilalinden sonra darbeciler ile CHP gençlik örgütleri 18 Mart’ta bir Çanakkale gezisi düzenliyorlar. “Kadeş” adlı vapura doldurulan kızlı erkekli bin kadar genç, sözüm ona çağdaş gençlik dernekleri tarafından özel olarak seçilmişti. Çanakkale’ye, yani bu ülkenin kuruluşundaki en önemli mekâna, şehitlerin mezarlarına. Bir gemi tutuluyor ve üniversitede okuyan kız ve erkekler gemiye bindiriliyor, aynı zamanda kasa kasa içki de konuluyor. Yolda içki, dans, türlü rezaletler… Çanakkale’ye çıkıldığında ise sadece bir avuç insan kendinde. Geri kalanlar sarhoş ve rezillik çıkartıyorlar. Maalesef aynı durum dönüşte de yaşanıyor. Bazı genç kızlar bekâretlerini yitiriyor. Bu geziye basın mensupları da katılmış. Duyulmasını istemiyorlar rezaletlerin, inerken basına paralar veriliyor, lütfen bunları yazmayın diyorlar. Fakat birkaç gün sonra kızı felakete uğrayan bir anne emniyete ş

Dinler Arası Diyalog Maske, Gaye Misyonerlik.

"Ne Hıristiyanlar, ne de Yahudiler, sen onların dinine uyuncaya kadar senden asla hoşnut olmazlar. De ki «Asıl doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur.» Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, and olsun ki Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı olmaz." (Bakara 120) Dinler Arası Diyalog Maske, Gaye Misyonerlik. Peygamberimizin (sav) gelmesinden bu yana geçen 1421 yıl içinde Müslümanlar ile diğer din mensup­ları arasında sürekli çatışmalar yaşanmış ve bu uğurda belki de milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Bunun sebepleri­nin başında Hıristiyan ve Yahudilerin bağnaz tutumları ve hakka karşı düş­manlıkları gelmiştir. Bu düşmanlık tarih içinde bazen yavaşlayıp bazen hızlansa da, hiçbir dönemde bitmemiş ve bir hak batıl mücadelesi olduğundan, bundan sonra da bitmeyecektir. İslam 1400 yıldır Diyalog Diyor! İslamiyet, evrensel mesajını in­sanlığa ulaştırmak için bütün gü­zel yolları denemiş, irşad ve teb­liğ adına açılabilecek kapıları açmış

CHP Zihniyeti: Din devlete karışamaz ama devlet dine istediği şekilde karışır

chp yi anlatan video CHP Zihniyeti: "Din devlete karışamaz ama devlet dine istediği  şekilde karışır Fatihin Torunları CHP Zihniyeti: "Din devlete karışamaz ama devlet dine istediği şekilde karışır!!"

3 Koç şirketinde vergi kaçırmaya ilişkin güçlü emareler

Koç'un 3 şirketini bu ön rapor yakmış Maliye Bakanlığı uzmanları, yaptıkları araştırmalarda "3 Koç şirketinde vergi kaçırmaya ilişkin güçlü emareler" var diye ön rapor hazırladı. İş dünyasını sarsan ve borsadaki Koç Grubu şirketlerinin değerini üç günde 6 milyar lira eriten vergi baskınına gerekçe gösterilen ön raporun ayrıntıları netleşti. Buna göre, “aramalı mahkeme kararı”nın çıkarılmasında r ol oynayan ön raporda, Koç Grubu’nun üç şirketinde vergi kaçırıldığına yönelik güçlü emarelerin olduğuna ilişkin tespitlere yer verildi. Raporda ayrıca, belgelerin karartılması riskinden de bahsedildi. Söz konusu rapor doğrultusunda, mahkeme, “aramalı vergi incelemesine“ yönelik karar verdi. Koç Grubu’na yönelik baskının hazırlık aşaması şöyle: Her şirkete ihbar Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın, Koç Grubu’nun TÜPRAŞ, Opet ve Aygaz şirketlerine yönelik düzenlediği operasyondan önce, söz konusu üç şirketle ilgili “ön rapor” hazırladığı ortaya çıktı. Maliye Bakanl

KİM NE KADAR PARA ALIYOR? George Soros VERIYOR

"Türkiye'nin en iyi ihraç ürünü ASKERİDİR." George Soros (ABD vatandaşı, Dünyanın en büyük Uluslar arası finans spekulatörü, Yahudi ) ___ Genelkurmay Başkanlığı'nın 2009 yılında Türk basınına sızan bir andıçında Soros'un Türkiye'de yardım ettiği/desteklediği sivil toplum kuruluşları şunlar; KİM NE KADAR PARA ALIYOR? Askerin raporunda Amerika ve Soros`dan para alan kurumlar ile ne kadar para aldıkları da not edilmiş. CIA  bağlantı merkezlerinden proje bedeli adı altında para alan kurumlar şöyle sıralanıyor; *  TOSAV (Doğu Ergil) : 92 bin dolar/ 6 bin 250 paund (Türk-Kürt sorununun çözümü için verilmiş) *  ANSAV (Gökhan Çapoğlu) : 189 bin 604 dolar (Parti örgütlenmesi için) *  Stratejik Araştırmalar Vakfı : 190 bin 193 dolar *  Türk Demokrasi Vakfı (Bülent Akarcalı) : 106 bin 100 dolar. *  Liberal Düşünce Topluluğu : 11 bin 500 dolar *  Türk Ekonomi ve Sosyal Etüdler Vakfına : 1 milyon 111 bin dolar. *  Arı grubu:  (IRI -Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsünde

Secde ediyorsan oku İbretlik Bir Hikaye...

İbretlik Bir Hikaye... Okumadan Geçme ! Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.  Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye  dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.. Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar.. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar… İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar “Âdetin

RAHMET MELEKLERİN GİRMEDİĞİ EVLER okuyalim insaALLAH

RAHMET MELEKLERİN GİRMEDİĞİ 23 EV 1- Sıla-i rahmi terkeden,akrabalardan ilgi ve alakayı kesenin evi.(Tevbe:71,Buhari) 2- Anne ve babaya itaat etmeyenin evi.(Nisa:36, Lokman:14) 3- Yetim malı yiyenin evi.(Nisa:10, Buhari ve Müslim) 4- İçinde faiz yenilen ev, faizle alınan ev.(Bakara:275-276, Buhari) 5- İçinde köpek bulunan ev. (Buhari ve Müslim, İbni Mace) 6- ALLAHın zikredilmediğ meclisler, Peygambere (sav) salat ve selam getirilmeyen meclisler, nefsin üstün tutulduğu ve şeytanların bulundugu evler. ( Buhari, Müslim ve İ.Ahmed) 7- İçinde sahabeye, ölülere, dehre, rüzgara, horoza, hastalığa ve benzeri şeylere çok sövülen evler. ( Ebu Davud, İ.Ahmed, Buhari ve Müslim) 8- İÇİNDE SURET, RESİM VE HEYKEL BULUNAN EVLER. ( Enbiya:52, Saffat:95-96, Buhari) 9- ALLAHı zikir dışında teğanni yapılan, eğlence ve müzik aletleri bulunan ev.(İ.Ahmed) 10-İçinde çan olan ev. (Müslim, Ebu Davu ve Tirmizi) 11-İçinde bağıra çağıra, üstünü yırtarak ağıt yakan kadının sesinin yükseldiği ev.(Müslim) 12-İçinde

ismet İnönü, zamanına göre dindar ve zamanına göre dinsiz

Yalan Yazan Tarih utansın "İsmet İnönü, zamanına göre dindar ve zamanına göre dinsiz görünmekten başka hiçbir rolü olmamış bir müra’ilik ve münâfıklığın mensubu, korkunç bir Allahsızdır." [Necip Fazıl KISAKÜREK / Büyük Doğu Dergisi / 29 Aralık 1950 / Syf.8]

Alhamdulillah for everything.

I Need Allah In My Life  Alhamdulillah for everything. Just think about it for a minute. So many blessings we take for granted every single moment of our lives. The neurons in our brains function. Blood flows throughout the body at an incredible pace. Our heart pumps nonstop. Our lungs breathe to inhale oxygen and exhale carbon dioxide. Our thyroid keeps us in between extremely cold and extremely warm. Our kidneys help excrete the toxins we don't need anymore. Alhamdulillah, we have so many blessings to be thankful in our bodies alone. Alhamdulillah alhamdulillah alhamdulillah!

Sen “Gezi’ci”, ben “Gerici” öyle mi?.. Yok öyle yağma!

Sen “Gezi’ci”, ben “Gerici” öyle mi?.. Yok öyle yağma! Onlar konuşacak, Ben susacağım!.. Onlar bağıracak, Ben sesimi çıkarmayacağım!.. Onlar “slogan” atacak, Ben boynumu bükeceğim!.. Onlar “pankart” açacak, Ben elimi bile kaldıramayacağım. Onlar “hakaret” edecek, Ben sineye çekeceğim!.. Onlar “yazı”lar döşenecek, Ben “kalem” oynatmayacağım!.. Nerede bu yoğurdun bolluğu?.. Kendilerini “bu memleketin sahibi” olarak gören “Beyaz Türkler”in her şeyi yapma hakkı var ama “zenci” olarak gördükleri bizler her şeye katlanacağız!.. Çünkü onların dışkılarında “gök boncuk” var, bizler ise onların emirlerine amade “Kunta Kinte”leriz, “köle”leriz!.. Yok öyle yağma!.. Onlar, “Eski Türkiye”de kaldı... “Yeni Türkiye”de ise herkesin “konuşma hakkı” var, herkesin “düşüncesini ifade etme özgürlüğü” var! Sen konuşuyorsan, Ben de konuşacağım! Sen bağırıyorsan, Benden susmamı bekleme! Sen “hakaret” ediyorsan, Misliyle cevabını alırsın! Sen “Sinkaflı küfürler” ediyorsan, Ben de sana söverim! Çünkü; Benim elim

Temyiz yok, savunma yok, savcı da yok! bunun adi mahkeme video izleyelim.

İstiklal Mahkemeleri: Temyiz yok, savunma yok, savcı da yok! Fatihin Torunları İstiklal Mahkemeleri: Temyiz yok, savunma yok, savcı da yok! okuma dan dinleme den ogrenemeyiz kardeslerim  tarihin gerceklerini gizleyemezler 

MEYHANE OLARAK KULLANILAN CAMİLER.

MEYHANE OLARAK KULLANILAN CAMİLER..! Araştırmacı-Yazar Müfid Yüksel’in ortaya çıkardığı bilgilere göre Vakıflar Müdürlüğü’nün himayesinde olan, Beyoğlu’ndaki Kâtip Mustafa Çelebi Mescidi İstiklal Meyhanesi’ne çevrilirken, Sultanahmet’teki Şeyh Kaygusuz İbrahim Baba Kâdirî Dergâh-ı Şerîfi bugün içkili restoran olarak kullanılıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı kültürüne ve İslami eserlere ka rşı yürütülen sistematik unutturma, tahrip etme ve yok etme çalışmaları neticesinde birçok Osmanlı eseri cami, mescit ve dergâh bugün işlevinin dışında kullanılıyor. Araştırmacı-Yazar Müfit Yüksel, yaptığı araştırmalarla gerek İstanbul’da gerekse de Anadolu’da şu an Vakıflar Müdürlüğü himayesinde olan Osmanlı eserlerinin saygısızca meyhanelere dönüştürüldüğünü ortaya çıkardı. KATİP MUSTAFA ÇELEBİ MESCİDİ’Nİ İSTİKLAL MEYHANESİ’NE ÇEVİRDİLER Beyoğlu Kâtip Mustafa Çelebî Mahallesi Çukur Çeşme sokağında bulunan Katip Mustafa Çelebi Mescidi bu tarihi ayıptan nasibini alan mescitlerden! Caminin bâni