Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos 5, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Furthermore, we are in the blessed month of Ramadan and your donations will be multiplied, in sha Allah

Subhan'Allah, we've been blessed with so much! For example, just think about the fact that you have a bed to sleep on while others do not! Indeed, if we were to try to count the blessings that Allah (SWT) has bestowed upon us, we wouldn't be able to enumerate them!  Indeed, we've been blessed with wealth and money. Allah (SWT) has given us this wealth and we will be questioned upon how we spent i t. Therefore, O dear Muslim, won't you give a few dollars in the path of Allah? One reputable organization is Islamic Relief. You can visit their website at http:// www.islamic-relief.com I'm not saying you have to give money to Islamic Relief or any organization, but what I'm saying is that you ought to give something in the path of Allah. You can pick any organization or person whom you trust, but do please give something. Many of our brothers and sisters around the world are struggling for basic needs and so your contributions can make a huge difference, not only

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz güzelce abdest alır –onu tastamam yapar– sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh, derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı açılır. O da dilediği kapıdan girer.” Tirmizî’nin rivayetinde şu ziyade vardır: “ALLAHümme’c‘alnî mine’t-tevvâbîn ve’c-alnî mine’l-mütetahhirîn” duasını da okur. Açıklamalar: Dinimizin bize öğrettiği en önemli prensiplerden biri, yapılan işi tastamam yapmak, baştan savma bir tavır içinde olmamaktır. Bu prensip, ibadetlerimizde daha da bir önem ifade eder. Çünkü ibadet, ALLAH’a O’nun istediği gibi kulluk etmek, böylece mânevî olarak kendisine yaklaşmaktır. Bu sebeple Resûl-i Ekrem Efendimiz’in konumuzla ilgili hadislerinde sıkça tekrarladığı noktaya bir kere daha dikkat etmemiz gerekiyor. Onun, abdest alan kimseden bahsederken, “abdestini güzelce alan”, “abdestini yerli yerince alan”, “dört başı mamur abdest alan, abdestini tastama

ABDULHAMİT HAN IN PASTEUR A YAPTIĞI YARDIM

ECDADA GERİCİ DİYENLER BERİ GELSİN! ULU HAKAN 2. ABDULHAMİT HAN'IN PASTEUR'A YAPTIĞI YARDIM 1885’in Temmuz ayında Fransa’da Jupille isimli bir çocuk, kuduz köpek tarafından ısırılır. Pasteur, laboratuarında ürettiği kuduz aşısını ilk defa bu çocuğa uygular ve başarılı olur. Olay akademik çevreler tarafından duyulsa da, “Kuduz’un da aşısı mı olurmuş!” denilerek tıp otoriteleri tarafından hiçbir d estek gelmez. Fransa hükümetinden de destek alamayan Pasteur’e sadece bir kişi el uzatır. O da zamanın Osmanlı padişahı Abdülhamit’ten başkası değildir. Abdülhamit gelişmelere seyirci kalmayıp Pasteur’u çalışmalarını geliştirmek için İstanbul’a davet eder. Pasteur, ihtiyar olduğunu öne sürerek davete icabet etmez. Fakat Abdülhamit’in, ‘Sana üç adamımı göndersem eğitebilir misin?” ricasını ‘Büyük bir şerefle!’ diyerek kabul eder. Tabii bu dönemlerde kuduz Osmanlı’da ölümlere yol açmakta ve insanlar ölmektedir. Abdülhamit hiç vakit kaybetmeden Askeri Tıb Mektebi’nden Zoeros Paşa,

Bu isimlere dikkat edelim Nur, Nurettin, Nuray, Nurdan, Aynur

Nur, Nurettin, Nuray, Nurdan, Aynur gibi isimlerin sahipleri, sıkıntılı hayat yaşarlar. Hayatları çilekeş olur. Hastalık olur, dert, keder olur... Neden mi?  Çünkü "Nur" ismi Allah'ın zatına/sadece kendisine mahsus olan isimlerdendir. Böyle bir isim bir insana konulursa, bunun sonucu da kötü olur.  İsimlerinde Nur geçenler, yaşları kaç olursa olsun isimlerini değiştirmeliler. Kimlikte  değiştirmeleri şart değil. Hiç sıkıntıya gelmeden sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet  okutarak birkaç dakikada ismini değiştirebilirler.

Ataturk hakkinda Aha tarihçilere bıraktım

Aha tarihçilere bıraktım  Atatürk'ün doğduğu ev olarak bilinen ev, Atatürk'ün doğduğu ev değildir. O ev, Zübeyde Hanım'ın ikinci kocası, yani Atatürk'ün üvey babası Ragıp Bey'in evidir (Fikriye Hanım'ın da amcası.)  Atatürk o evde elbette oturmuş, Manastır Askeri İdadisi'nden izinli çıktığı zamanlar gelip orada kalmış, fakat orada doğmamıştır. O evin arkasında bulunan, elli küsur yıl önce de Sela nik Belediyesi tarafından yıktırılan, daha küçük bir evde doğmuştur! Fakat "resmi tarihçilerimiz", bu ikinci evi daha fiyakalı bulduklarından, doğduğu ev diye bunu tanıttılar! Bomba atanların ya da "tavaf turları" düzenleyenlerin kulakları çınlasın... Atatürk'ün 1881'de doğduğu da kesin değildir, bu tarih 1880 de olabilir. Çünkü Atatürk, 1296 tevellütlüdür! Rumi tarihle... Rumi 1296 yılı, miladi 13 Mart 1880 günü başlar, 12 Mart 1881 günü biter. (İstanbul'daki darbe girişiminin tarihi olan rumi 31 Mart'ın miladi 13 Nisan'a den

CHP NİN DİNE KARŞI BİR DÜŞMANLIĞI..

CHP NİN DİNE KARŞI BİR DÜŞMANLIĞI.. SENE 1946 AMERİKAN MİSSURİ GEMİSİ İSTANBUL DA BU MAHYA İLE KARŞILANIR Altan Öymen anılarında o günlerin İstanbul'undaki hazırlıkları şöyle aktarıyor: "Amerikan denizcilerinin iyi şeyler görmesi isteniyordu. Dolmabahçe rıhtımından Taksim'e ve Beyoğlu'na giden yollardaki kötü görüntüler yok ediliyordu. O sırada genelevlerin bulunduğu Abanoz Sokağı da içten ve dıştan badana ediliyordu." Ayrıca Missouri markalı bir sigara çıkarılmış, hakkında şiirler yazılmış, hatta Ankara'nın en iyi lokantalarından biri adını Washington Lokantası olarak değiştirmiştir. ("Bir Dönem, Bir Çocuk", Doğan: 2002, s. 515 vd.) Üstelik Cumhurbaşkanı İnönü ve savaş kaçağı iken nasılsa başbakan yapılan Şükrü Saraçoğlu ile birlikte göğsüne İstiklal Madalyası'nı takarak ABD'li generallerle boy boy pozlar vermekte herhangi bir sakınca görmemişti. Anlayacağınız CHP, Amerikalı denizcileri 'büyük üniforması'nı giyerek ağırlamakla meşgul