Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 8, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Camileri yaktilar yiktilar Hafıza-i beşer nisyan ile mâlüldür.

Yalan Yazan Tarih utansın 1930’lu yıllarının bir günü… Taksim Ayaspaşadaki Park Otel’in restoranındayız… Canlı müzik var, yeniliyor içiliyor… Bu gece orada önemli bir şahsiyet var. Rakı içiyor, etrafı cıvıl cıvıl kadınlar, kodamanlar… Bir lokma meze, bir yudum rakı… Gözler süzgün… Suratlarda yapmacık gülücükler… Başlar metronom gibi sallanıyor… Evet efendim, haklısınız efendim, isabet buyurdunuz efendim… Hehehe hihihi efendim… Birden orkestra durur, müzik kesilir, bir sessizlik olur… Önemli şahsiyet ne oldu, niçin müzik durdu der, şefi çağırın bana hemen… Şef bir Ermeni müzisyendir. Koşar gelir bel eğer boyun kırar, buyurunuz Hazretim der. Çakır keyf büyük zat: Orkestra niçin sustu? Ermeni şef: Efendim, otelin hemen altındaki camide yatsı ezanı okunmaya başladı, biz her zaman ezan okunurken susarız cevabını verir. Büyük kişi birden öfkelenir patlar, olmaz böyle şey diye bağırır ve çalgılar hemen başlasın emrini verir. Sonra emrindekilere döner “Bana Vali ve Belediye Başkanını bağlayın…

Mahir KAYNAK sokaklarda eylem yapanlar suç işledikleri vakit bile ülkeye hizmet ettiklerini sanıyorlar.

8 Temmuz 2013…Dünyanın yeniden şekillendiğini ve büyük güçler arasında mücadele olduğunu söylüyoruz ama bu mücadelenin sadece ekonomik yanıyla ilgileniliyor. Oysa böyle bir olay gizli servisler karışmadan yapılamaz hatta en büyük aktörler istihbarat servisleridir. Son günlerde Snowden isimli bir CIA görevlisinin ABD’nin bütün dünyayı dinlediği konusunda yaptığı açıklama tartışılıyor. Şu soruya cevap vermemiz lazım: Acaba bu bir CIA operasyonu mu ve bütün ülkelere biz sizin ne yaptığınızı biliyoruz mesajı mı veriliyor, yoksa bir kişi, herhangi bir desteği olmadan kendi değer yargılarıyla mı bu açıklamayı yapıyor. Görünen manzara bu şekilde kurgulanıyor. Snowden isimli şahıs hiçbir ülkenin himayesinde olmadığı izlenimini yaratıyor. Oysa bu ülkeler en sıradan bir iş karşılığında vatandaşlık verirler. Ancak dünyanın en etkili gizli servislerinden birini karşılarına almamak için bir şahsı feda ediyorlar? Bu şu anlama gelir: Hiçbir CIA görevlisi bizden destek beklemesin biz bu servisle çatış

Mideniz kaldırmayacaktır… İğrenç, tiksinç, berbat satırlar.

8 Temmuz 2013…Merkez medyamızın en değerli temsilcisi ve de “amiral gemisi” Hürriyet gazetesi Gezi olaylarından sonra “fabrika ayarlarına dönmekle” itham edilmişti. (Marjinal düşünceleri savundukları halde niçin hâlâ merkez medya sayılıyorlar, orası anlaşılabilmiş değil). Hadi kimin itham ettiğini de söyleyelim: Ben itham etmiştim. Bunu “fantezi” olsun diye yazdığımı kabul ediyorum. Fabrika ayarlarından hiç çıkmamışlardı ki, yeniden dönebilsinler. Hep aynı ayardaydılar… Sen yeter ki darbe göster, cunta göster, kalkışma göster, illegal nümayiş göster… Bırak Hürriyet gazetesine… İcabına bakacaktır. Dün gece internette gezinirken rastladım. Çok sevindim. Hürriyet gazetesi, Mısır’da darbe yapan generali (yani Sisi’yi) mercek altına almış, bizlere tanıtıyor. Eksik olmasınlar… Başlığı görünce (“Bekâretçi General”), önce ahlak yargılamasına tabi tutacaklar zannettim. Hani, 2011’de güç kullanarak Tahrir meydanını boşaltmıştı da, Mübarek karşıtı gösteri yapan kadın aktivistleri zorla “bekâret t

25 Haziran 2013

 25 Haziran 2013…İlginç bir durum: 1911 yılında yapılan satış mukavelesi bir süre sonra feshedilmeseydi, bugün bazı gençler Taksim Gezi Parkı’nda oturamayacaktı… Çünkü Taksim Meydanı, bugünlerde çok adı geçen Topçu Kışlası’yla birlikte, İngiliz, Fransız, Avusturya ve Türk şirketlerinden oluşan bir konsorsiyuma satılmıştı. Ancak meydan ve kışla her ne sebeptense 1917’de Osmanlı hükümetine iade edildi. Sosyal medyada (bu tabiri hiç sevmiyorum) müthiş bir bilgi kirliliği var. Bir yalan bir günde bir milyon takla atıyor! Bugünlerde Topçu Kışlası çok gözde: Herkes ahkâm kesiyor. Kimi Ayasofya’nın önünde Sultan Abdülaziz’in ziyaretini beklerken gösteren eski bir fotoğrafı “Topçu Kışlasının önünde gerici ayaklanması” diye veriyor, kimi 31 Mart Olayı’nın Topçu Kışlası’nda plânlandığını ve oradan yönetildiğini iddia ediyor. Tabii buna inananlar hemen Sayın Başbakan’ın kışlayı yeniden yapma amacıyla 31 Mart’ı buluşturup “Gerici Başbakan gerici ayaklanmasına sahip çıkıyor” mesajı veriyor: “31 Mar

RAMAZAN

Ramazanda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır.  Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (İmam - ı Rabbani,Mektubat ,1.c. 45.m.) Hz.Ömer'in oğlu (Allah ondan razı olsun) anlatıyor; Biz bir gün Resulullahh'la aleyhisselam birlikte namaz kılıyorduk   Halktan biri; "Allah'u ekber kebira, velhamdü lillahi kesira, sübhanallahi bükreten ve esila" Yani " Allah büyüklerin en büyüğüdür Allah'a olan hamdimiz çoktur Sabah akşam her an tesbihimiz Allah'adır" Resulullah aleyhisselam; "Bu sözleri söyleyen kimdir?" "Ben ey Alllah'ın Resulü" dedi Resulullah aleyhisselam; " Bunlar çok hoşuma gitti Biliyormusunuz, onlar için sema kapıları açıldı" buyurdu İbni Ömer devam

EMİN ÇÖLAŞAN

EMİN ÇÖLAŞAN DÜŞMANA RESMEN AKIL VERİYOR.. Allah`in ordulari inanan müminin emrindedir! Allah`in gücünün üzerinde bir güc yoktur.Eninde sonunda Zafer Islam`in olacak.Yeter ki ümitsizlige kapilmayalim.Allah`in vaadine güvenelim.Her zaman son sözü Hakim-i Mutlak söyler.Allah hakimlerin hakimidir.Mutlak güc,mutlak hakimiyet O`nundur.Ölsek de bir kalsak da bir,EBED BIZIMDIR !

Ataturk masonmu

(Fotoğraf: Daniel Ligou’nun “Mason Ansiklopedisi”nde Atatürk’ün mason olduğu belirtilmektedir. Bakınız; yazıdaki 18 no'lu dipnot) Mustafa Kamal Paşa hüviyet cüzdanına Mustafa ismini yazdırmayıp, Kemal’i de  Kamâl diye yazdırmıştır. İbranice’de  Kamâl , totem yani put manasına gelmektedir. M.Kamâl ‘in ismini bu şekilde yazdırması ve kamalist olduğunu dillendiren bir gürûhun, ona ilahlık isnad etmesi tesadüf müdür? Önyargı ile karşılamadan düşünmenizi istediğimiz bu mevzu oldukça manidar. M. Kemal Atatürk’ün Islami isimlere neden takıntısı vardı? Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı olan tarihçi Mehmet Ö. Alkan bir röportajda M. Kemal’in, aynı zamanda Peygamberimizin de ismi olan “Mustafa” isminden hoşlanmadığını söylemişti.[1] Zaten nüfus cüzdanından “Mustafa” ismini çıkarttığı da biliniyor.[2] Ayrıca K”e”mal olan ismini K”a”mal’a dönüştürdüğünü de yine nüfus cüzdanında görmek mümkün. mason olmus da ne olmus diyenlere kapak o

İlk Kurşun Yalani

Yakın zamana kadar Milli Mücadele'de ''İlk Kurşun'un '' İzmir'in işgali sırasında Hasan Tahsin (Asıl adı Osman Nevres)'in Yunanlılara attığı kurşun,Milli Mücadele'nin İlk Kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda,Milli Mücadele'de düşmana karşı sıkılan ''İlk Kurşun'un,(İzmir'in 15 Mayıs 1919'daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol'da 19 Aralık 1918'de Mehmet  Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır. Bu çarpışmaların ardından Dörtyol'a dönen Fransız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan'ı sebepsiz olarak ağır şekilde yaraladılar. Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü'nde Mehmet (Osmanoğlu lakaplı) oğlu Mustafa da Kurtkulağı Köyü'nde şehit edildi. Bu ve buna benzer haksız davranışların devamı, Türk halkını direnişe sevketti. Yöre halkı canını ve namusunu kurtarmak için her türlü imkanını kullanarak silah satın almaya başladı.Kara Hasan da Fransızlardan

Muhammed Ali

Yalan Yazan Tarih utansın Muhammed Ali’ye Hollywood da bulunan “Walk of Fame” de (Hollywood Şöhret Yolu) isimli yıldızı teklifi gelir. "Ben Peygamberin (sav) ismini taşıyorum, bu sebeple insanların bu ismin üstünde gezmesine müsade edemem" diyerek teklifleri reddeder. Bunun üzerine üzerinde Muhammed Ali'nin ismi olan yıldız duvara asılır. Duvara asılı tek isim Muhammed Ali'nin ismidir. (Allah aynı hassasiyeti tüm milletimize versin.)

Referanduma HAYIR

[ Yalan Yazan Tarih utansın ] Ellerinde biralarıyla gezi parkında referanduma HAYIR diye bağıran direnişçilerin başlarına ZORLA şapka taktıracaksın.. Takmayanları o ağaçlarda sallandıracaksın.. Belki o zaman diktatörlüğün ve baskıcı rejimin ne demek olduğunu ANLARLAR..! 3 tane Yunanlı için 80 senedir Kurtuluş Günleri düzenletmek senin kanına dokunmuyor mu? [Prof. Dr. Mehmet Çelik]

Islam Today

Islam Today Ya Allah, satisfy every hungry one, Ya Allah, clothe every unclothed one, Ya Allah, help every debtor pay his debts, Ya Allah, relieve every distressed one   Allah listens to my Duas. They are not wasted. He is the All Hearer. Islam Today She Doesn't Have a BoyFriend ... She Never Had Romantic Conversations ... She Will Never allow anyOne To Cross His Limits With Her ... It's Not BeCause She Is Ugly ... It's Not BeCause She Is Complicated ... It's Not BeCause She Is afraid Of Her Father Or Brother ... Simply It's BeCause She Knows The Difference ... Between [Halal & Haram]  

Timurtaş Hoca

"Suudi Arabistan'ı bahane ederek İslam'a ve Şeriat'a saldırıyorlar. Suudi Arabistan'a İslam hakim değil, Krallık hakim. Suudi Arabistan'a Şeriat hakim değil Aşiretlik hakim, Suudi Arabistanın Anayasası İslam Şeriat değil Suudi Kralının Uyguladığı Kanunlar Allah'ın kanunları değil, Kendi Koydugu Kanunlardır. Ceza kanunlarını Allah'ın kitabından değil, Kendi kitabından uyguluyor, İslam ile Şeriatle Vallahi uzaktan yakından hic bir alakası yok. Kralın kanunlarına Allah'ın kanunları diyen Şerefsizdir Namusuzdur..." - Timurtaş Hoca (r.a.) - Trabzon’da avukat Bayraktar, avukatlık bürosunun kapısına ‘Eteksiz Bacakları ile Kalçaları Sıkıştıran ‘Tayt-Don’ giyen kadınlar Giremez. Günahtır. Haya ve Edebe Aykırıdır’ yazılı uyarı kağıdı astı.

♥ I Need Allah In My Life ♥

♥ I Need Allah In My Life ♥ If your legs can't take you to prayer, then how do you expect them to carry you to paradise? [not a hadith] Allahu Akbar! ♥ I Need Allah In My Life ♥ Indeed, Satan is our enemy so do we treat him as such? Do we listen to his suggestions and lies? Rather, we should treat him as our enemy and we should ignore his invitations and rebuff his falsehood: "Indeed, Satan is an enemy to you; so take him as an enemy. He only invites his party to be among the companions of the Blaze." [see 35:6] (a reminder to myself first and foremost, in'sha'Allah) Allahu Akbar! You know how when your sick, you get prescribed medicine to help your body get better? Well, when your soul is sick (because there is a difference between your body and soul!), the medicine you need prescribed is fasting! We are told:  "O you who believe! Observing As-Saum (the fasting) is prescribed for you as it was prescribed for those before you, that you may become Al-Muttaqun&

Hasan el Benna

Hasan el Benna’dan Sesleniş Ey Gençler!  Bir düşüncenin başarılı olabilmesi için o düşünceye sağlam bir şekilde iman etmek, ona karşı sadık ve samimi olmak, onun yolunda coşkuyla, şevkle çalışmak ve uğruna kendini feda edecek kadar gerçekleşmesi için çalışma eğilimine sahip olmak gerekir.  Bu dört esas; iman, sadakat, coşku ve çalışma gençlerin sahip oldukları özelliklerdir. Çünkü imanın aslı zeki bir kalp, sadakatin aslı temiz bir gönül, coşkunun aslı güçlü bir bilinç, çalışmanın aslı ise azimdir. Bu özelliklerin hepsi de gençlerde vardır. Bu sebeple tarihte ve şimdi gençler halkların dirilişinin dayanağı, her dirilişin sırrı ve her düşüncenin sancağının taşıyıcısıdırlar. “Onlar gerçekten de Rablerine yürekten inanan gençlerdi; ve biz de kendilerini doğru yolda derin bir bilinç ve duyarlıkla güçlendirdik.” (Kehf, 13) Ümitsizliğe düşmeyiniz. İnananların ahlakında ümitsizlik yoktur. Bugünün hakikatleri dünün hayalleriydi. Bugünün hayalleri de yarının hakikatleri olacaktır. Hala vakit va

OSMAN GAZİ

OSMAN GAZİ Babası : Ertugrul Gazi Annesi : Hayme Hatun Dogumu : Sögüt (M. 1258 - H. 656) Vefatı : Bursa (M. .1326 - H. 726) Saltanatı : 1299 - 1326 (27) sene Osman Bey, Osmanlı Devleti’ni ve Osmanoğullarını kuran ve adını devletine ve soyuna vermiş bulunan ilk Osmanlı Sultânıdır. Kendisine Kara Osman, Fahruddin ve Mu’înüddin de denmiştir. Osman Gâzî, hayatının sonuna kadar emîr yani bey olarak anılmıştır; vefâtından sonra Hân ve Sultân denmiştir. Çünkü hayatının sonlarına doğru uc beyi olmuştur. Osman Bey, 1258 tarihinde Söğüd’de veya Osmancık’da dünyaya geldi. Babası Ertuğrul Gâzî ve annesi Halîme Hâtun’dur. 24 yaşındayken babasının yerine geçti. Osman Gâzî, önce Kastamonu’daki Çobanoğullarına, sonra da Kütahya’daki Germiyanoğullarına bağlı idi. Onlar da Selçuklu Sultânına bağlıydılar. İlk evliliği, 1280 civarında, Sultân Orhan’ın annesi ve Selçuklu vezirlerinden Ömer Abdülaziz Beyin kızı olan Mâl Hâtun iledir. 1289 yılına doğru Şeyh Edebali’nin kızı Rabî’a Bâlâ Hâtun ile evlenince, n

YAVUZ SULTAN SELİM HAN

YAVUZ SULTAN SELİM HAN Yavuz Sultan Selim Babası : Ikinci Bayezid Annesi : Gülbahar Hatun Dogumu : 10 Ekim 1470 Vefatı : 22 Eylül 1520 Saltanati : 1512 - 1520 (8) sene Karakterinin sertliğinden dolayı “Yavuz“ ve şehzâdeliğinden beri “Selim Şah“ denen Sultân Selim, 7 Safer 918/Nisan 1512'de Osmanlı padişahı olmuş ve 8 sene, 9 ay bu tahtta oturduktan sonra 8 Şevval 926/ 21 Eylül 1520'de vefat etmiştir: Zulkadiroğlu Alâüddevle'nin kızı Ayşe Hâtun'un oğlu olan Yavuz, şehzâdeliğinden beri, istikbalinin parlak olduğunu gösteren bir hayat çizgisi takip etmişti. Anadolu'nun Safevî devletinin işgâli tehlikesine karşı, babasının ihmali ve aynı zamanda dedesi olan Alâüddevle'nin aczi karşısında şahlanan ve o dönemde Trabzon Sancakbeyi olan Yavuz, Şia’ya karşı Anadolu'yu müdâfaa hareketine girişti. Gürcülerle yaptığı muhârebeler sonucunda halkın nazarında manevi destek kazanan Yavuz, merkezin ikazlarına rağmen Şî’a ile olan mücadelesine devam etti ve bu mevzuda ihmâlkâr

II Abdülhamid Han

II Abdülhamid Han’ı tahttan indirmeye gelen dört kişinin padişahın karşısına çıktığı anı gösteren resimdir: Sol baştan Emanuel Karaso (Yahudi), Aram Efendi (Ermeni), Esat Toptani Paşa (Arnavut), Arif Hikmet Paşa (Gürcü).  Daha sonraları Abdülhamit Han hatıratlarında der ki: Tahttan uzaklaştırılmam, servetime el konulması ve bir çok eza cefaya uğramam bir yana, bu iki vatan haininin karşıma çıkarak seni tahttan indirdik demeleri beni kahretmiştir.” Mustafa Kemal`in Samsun Destekli Milli Mücadeleyi Baslatti Hikayesi Bu Milletin Aklina Hakarettir.. Mondros ateşkesi imzalanınca İtilaf Devletleri, daha önce yaptıkları anlaşmalara göre Anadolu'yu işgale başladılar.  Adana,Hatay ve dolayları Fransızlar;  İzmir, Eskişehir, Samsun, Merzifon ve Bartın ile güneyde Musul, Urfa, Maraş, Gaziantep, İngilizler tarafından işgal edildi.  İtalyanlarda Antal ya, Konya ve Söke çevresine yerleştiler. Yil ,19 Aralık 1918 Hatay`in Dörtyol ilcesinde Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından Fransiza ilk kursun

Atatürk, Samsun'a İngiliz vizesiyle gitti.

Atatürk, Samsun'a İngiliz vizesiyle gitti. "19 Nisan 1919'da Trabzon'a çıktım" Bundan tam 22 yıl önce "Zaman" gazetesinin manşeti gündemi sarsıyordu: "Atatürk, Samsun'a İngiliz vizesiyle gitti." Nezih Uzel'in haberine göre, 1972 yılında görüştüğü İngilizlerin istihbarat dairesi başkanı Yüzbaşı Bennett, İngilizlerin, "millî hareketi" başlatmak üzere Anadolu'ya gittiğinin farkına varmalarına rağmen Mustafa Kemal'e engel olmadıklarını söylemiştir. Hemen itirazlar gelir: Madem İngilizler vize verdi, öyleyse belgesi nerede? Bunun cevabını Türkiye 2 yıl sonra yine gazetemizden öğrenecektir. 19 Mayıs 1991 tarihli "Zaman"ın manşeti bu defa "Samsun'a İngiliz vizesi" şeklindedir ve tam 6 belge ilk kez görücüye çıkmaktadır. (Sonradan bazı hokkabazlar kitaplarında bu belgeleri ilk defa kendilerinin yayınladığını yazarak pay kapmaya çalışacaktır ama nafile.) Haberi yapan Vehbi Vakkasoğlu, belgelerin kendisin

Filistin cephesinde üç ordumuz vardı.

Fatihin Torunları Filistin cephesinde üç ordumuz vardı. Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci ordulardan mürekkep olup, "Yıldırım Orduları" adını alan bu kuvvetlerin cephe kumandanı Liman Von Sanders'di. Dördüncü ordu kumandanı Cemal Paşa, sekizinci ordu kumandanı ...Cevad Paşa, yedinci ordu kumandanı ise Mustafa Kemal Paşa idi. ***** 31 Ağustos 1918de bu cephede... o kadar âni bir çöküş vukûa geldi ve bu hal, o derece sür'atli bir hezimete yol açtı ki, kilometrelerce geride bulunan ordu kumandanları bile canlarını güçlükle kurtarabildiler. ***** Devletimizi Mondros Mütârekenamesini imzalamaya mecbur bırakan bu hezimet esnasında sekizinci ordu kumandanı Cevat Paşa, kalpağını bile alamadan kendisini Şâm'a zor atmıştır. ***** Bu hezimet, yedinci ordu kumandanı Mustafa Kemal Paşa'nın sağ ve solundaki dördüncü ve sekizinci ordulara haber vermeden âni bir şekilde ric'at (geri çekilme) etmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu sûretle merkezi durumdaki yedinci ordunun ani ve habe

Osmanlı'nın Mucit Topçu Padişahları

Fatihin Torunları Osmanlı'nın Mucit Topçu Padişahları Havan topunu İstanbul'un fethi esnasında ilk defa döken ve kullanan Fatih olmuştur. Surları dövüp yıkan o büyük topların (şahi gibi) balistik hesaplarının yapımı ve dökümünü ise Türk ustalarla beraber üst...lenmiştir. Bunları ilk kez Macar topçu Urban'ın döktüğü eksik bir bilgidir. Doğrusu; Osmanlı tophanesinde iş bulan Urban'ın bir top döktüğ ü ve ilk atışta parçalanması neticesinde kendisinin de can verdiğidir. Dolayısıyla fetih sırasında kullanılan toplar öz be öz Türk ustalarının (Musluhiddin Efendi, Sarıca Sekban ve tabii ki Fatih) yapımıdır. Diğer taraftan tarihte ilk içi yivli topu 1868'de Almanlar değil; bundan asırlar önce Sultan II. Beyazıd icat etmiştir. Oğlu Yavuz, giriştiği fetihlerin çoğunu babasının döktürdüğü toplar sayesinde kazanmıştır. KAYNAK;(Hüseyin Algül, Büyük Fetih ve Sonrası, İzmir 1989, 5.2)

ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM

ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM''TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ : (Lütfen okuyun) Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD'den ekonomik kalkınma yardımı almıştır. ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesidir. ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracaatını keşfetmiştir. Marshal yardımının koşullarından biri Türkiye'nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır . Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır. Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır. Buna koşul olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur. Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı"ısınırsa kanser yapar"gib