Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İdeolojik hareketlerde “kurban”dan bol ne var?...

NEDEN TAKSİM ?  Türk solunun bütün hikâyeleri Taksim merkezli   Birkaç defa yazdık... Yaza yaza klavyemizde tüy bitti... Tam anlaşılmadı galiba... Bir daha izah edelim. Oynanan oyunlarda niye merkez hep Taksim Meydanı? Uzatmayalım; tırrak diye söyleyelim: Türk solu, Taksim’i kutsal alan yapmaya çalışıyor. Türk solu, 1970’lerin ortasından beri, Taksim ve civarını bir merkez üs ve kutsal alan hâline getirmek için kolları sıvadı.  Nedir “kutsal alan”?... “Kutsal alan” aslında ideolojik bir kavram değil; dinî bir kavramdır. Bütün ideolojik hareketler, yeni bir kurum üretmektense, yerleşik kurumları çapulladıklarından, onlar da dinî kurumlara benzer kurumlar ihdas ederler. Semavî dinlerin kutsal mekânlarını biliyoruz: Müslümanlık için Kâbe ve Kudüs, Musevîlik için Kudüs ve Hristiyanlık için Kudüs ve Efes. Her dinin bu mekânlarda gerçekleştirdikleri ibadetleri vardır. Türk solu da, başta 1 Mayıs günleri olmak üzere muhtelif zamanlarda Taksim’de ritüeller gerçekleştirmeyi, “ibadet

Sizinle Kuran'da muhteşem bir inceliği paylaşmak istiyorum.

Sizinle Kuran'da muhteşem bir inceliği paylaşmak istiyorum. Esselamu aleykum ve rahmetullah kardeşlerim.. Okuyalim insallahu rahman. Hz Musa hangi millete gönderilmişti ? israiloğullarına değil mi? Peki ya Hz. İsa ? O da israiloğullarına değil mi ? Bu iki peygamber de aynı kavime gönderilmiştir. Kuran'da Hz. Musa kavmine şu şekilde hitap ediyor: ''Ey kavmim'' Hz. İsa ise kavmine şu şekilde hitap ediyor: ''Ey İsrailoğulları'' Yani aynı kavime gönderilmiş olmalarına rağmen farklı hitap ediyorlar. Eskiden Arap geleneğinde bir kişinin kimliğini belirleyen kişi babaydı. Yani hangi millete göre sınıflandırıldığın babaya bağlıydı. Zaten bu yüzden Kuran'da insanoğlu ''Ademoğlu'' diye geçiyor. Hatta bugün bile birçok millette bir cocuğa babanın soy ismi verilir. Şimdi belli bir milletten olmak için babanın da o milletten olması gerekir değil mi ? Şimdi Hz. Musa ''Ey kavmim'' dediğinde noluyor ? Hz musanı onlard

She said to him at his last hours before his death

 I Need Allah In My Life  She read the whole Qur’an to him while she was young and learnt under his supervision. She got married to him and used to make ‘Qiyamu al-Lail’ and fast the days together. She said to him at his last hours before his death: ‘You proposed to my family to marry me so they married us. NOW I propose to you to marry you in Jannah?’ So he replied: ‘Do not marry any one after my death!’ Later in her life she was approached by the caliph Mu’awiyah Ibn Abi Sufyan but she refused as she wanted to be with her husband. This is the relation between Abu ad-Dardaa – may Allah be pleased with him - and his wife Umm ad-Dardaa as-Sughrah – may Allah have mercy on them - reported by Adh-Dhahabi [not a hadith] Allahu Akbar! http://gercektarihdeposu.blogspot.com

Türkiyede neler oluyor?

DÖNEN DOLAPLARIN İÇYÜZÜ Türkiye gazetesinin 9 Şubat 2012 tarihli sayısının birinci sayfasında “Ermeniler Gerçek Kimliğine Dönüyor” başlığı ile yayınlanan haberi bir kere değil, on kere dikkatlice ve iyice okumaz ve ezberlemezsek ülkemizde dönen dolapların içyüzünü anlamamız mümkün olmaz. Barcı bir kadın başını örtmüş, müftü karısı kılığına girmiş… Gezi parkında bir kadın soyunmuş, bikinili mayo ile poz veriyormuş… Parkta çadırlar kurulmuş… Polis çadırları sökmüş… Biber gazı yakar, tazyikli su devirirmiş… Caddelerde meydanlarda birtakım adamlar put gibi sessiz sedasız duruyormuş… Rizeliler bunlara karşı dönen devranlar yapıyormuş… Zahide Teyze adında yaşlı bir kadın yeter artık bu rezalet be diye avaz avaz bağırmış… Yaşa be Zahide Teyze!.. Bu dedikoduları bırakalım da dönen dolapların içyüzünü öğrenmeye çalışalım. Türkiyede neler oluyor? Bu olup bitenler ne manaya geliyor? Bundan sonra neler olabilir? Düğmeye basılmıştır bir kere, çarklar dönecektir. Türkiyeyi parçalamak, çökertmek

Kemalistlere soruyorum

Fatihin Torunları Kemalistlere soruyorum: M. Şevket Eygi - Milli Gazete Birinci soru: M:Kemal rejimine muhalefet yapmak mümkün müydü? 2. Abdullah Öcalan gibi birisi M. Kemal'a silahlı muhalefet etseydi, yakalansaydı, âkıbeti ne olurdu ? 3. 1930'lu yıllarda M. Kemal'i tenkit etmek mümkün müydü? 4. Birisi çıkıp şapka devriminin aleyhinde bulunsaydı ona ne yaparlardı? 5. Başka birisi harf devrimini tenkit edip Latin harfleri bizi ilerletmez deseydi onu yaşatırlar mıydı? Beş soru yeter... Eskiden bu memlekette hürriyet yoktu, çok partili sistem yoktu, tenkit etmek yasaktı... Bugün, hakaret etmemek şartıyla Cumhurbaşkanı da, Başbakan da en ağır şekilde tenkit edilebiliyor. Birkaç. Kemalist gazete zehir zemberek muhalefet yapıyor, iktidarı yerin dibine batırıyor. Kemalist medyanın çoğunluğu, tenkit ve muhalefet hürriyeti olmasına rağmen bu hakkını kullanmıyor, birtakım menfaatler karşılığında susmayı, uysallığı tercih ediyor. Ülkede, Kemalist iktidarlar zamanında görülmemiş bir k

Süleyman Demirel

Mason Süleyman Demirel'in itirafı; "Osmanlıyı biz de kötüledik. Çünkü Osmanlıyı methetsek, cumhuriyeti tutturmakta zorluğumuz olurdu. Yalnız, şimdi dönüp geriye baktığımız zaman şöyle kötüledik, biz, kahramanlıklarla övündük. Yani Kanuni Sultan Süleyman'ı kötülemedik hiçbir zaman, yahut Fatih Sultan Mehmed'i kötülemedik. Ama padişahlar dendiği zaman topyekün kötüledik. Böyle bir dönemi geçirmek mecburiyetindeydik." (SÜLEYMAN DEMİREL Türkiye Gazetesi, 09.10.1999)

Cinsel taciz yaptılar

Hasan Celal Güzel"den şok açıklamalar Hasan Celal Güzel: Adnan Menderes’e cinsel taciz yaptılar Eski Bakan Hasan Celal Güzel’den bomba iddialar: Menderes’i asmadan önce cinsel tacizde bulundular… Gezi olayları başlamadan iki ay önce bilgim vardı… Daha fazlasını oku: Hasan Celal Güzel: Adnan Menderes’e cinsel taciz yaptılar - Medya Haberleri - Güncel Haber - Haber - Spor Haberleri- Sıcak haber - Yerel Haber  http:// haber.rotahaber.com/ hasan-celal-guzel-adnan-men derese-cinsel-taciz-yaptil ar_380103.html#ixzz2XbWZkW yq  

Gezi Denemesinin Arkası Gelecektir

MEHMET ŞEVKET EYGİ/MİLLİ GAZETE Gezi Denemesinin Arkası Gelecektir GEZİ kalkışması bir deneme idi. Denediler… Birinci raundu kaybettiler, amaçlarına ulaşamadılar. Bu oyunu burada bitirmeyecekler, bu denemeden ders almış olarak, daha tecrübeli olarak yeni krizler çıkartacaklardır. Bundan kimsenin zerre kadar şüphesi olmamalıdır. Bu iş burada bitmiştir sananlar büyük zarara ve yenilgiye uğrayabilir. *** GEZİ kalkışmasının kendi kendine oluşmuş mâsum ve haklı bir gençlik ve halk hareketi olduğuna samimî şekilde inananlarla tartışmanın faydası olmaz. Onlara derin gerçekleri anlatamazsınız. *** GEZİ’nin arkasında ABD, AB, İsrail ve ismini vermeyeceğim komşu bir devletin bulunduğundan şüphe edilmemelidir. *** GEZİ hadiseleri çok iyi planlanmış psikolojik bir savaştır. *** M. Kemal Paşa zamanında böyle bir kalkışma olsaydı derhal sıkıyönetim ilan edilir, İstiklal Mahkemeleri kurulur, sanıklara avukat tutma hakkı verilmez, kısa zamanda idam kararları verilir, bu kararlar Yargıtaya intikal etti

AVRUPLALILAR BİZİ NEDEN SEVMEZ?

AVRUPLALILAR BİZİ NEDEN SEVMEZ? Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Alman asıllı Prof. Fritz Neumark öğrencilerinden birinin “ Avrupalılar bizi neden sevmez, Hocam? Sualine şu cevabı verir;  - Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi demümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanlar’ın hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince; 1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama, olaki laik olmak şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder. 2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Osmanlı çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. 3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız. 4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. 5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Or

Kandırmaca tarih

Avrupa Haritasında Türkler’in etkisi niçin anlatılmıyor?  Şu anki Avrupa Haritasında Türkler’in etkisi niçin anlatılmıyor? ve niçin bilinmiyor? Oysa bu Avrupa merkezli tarih yalanlarla doludur. Kandırmaca tarih olur mu? Evet efendim, olur…bizde olur. Bize hakikatmiş gibi öğretilen birkaç yalandan bahsedeyim mi?  Bakın şimdi: Amerika’yı Kristof Kolomb keşfetmiştir.  (Yalan) Vasko Da Gama Ümit Burnu’nu keşfetmiştir. (Yalan) Okyanus yollarını hep Avrupalı denizciler bulmuştur. (Yalan) Osmanlı Sultanı, Sultan İbrahim Han, delidir. (Yalan) Lozan Antlaşması bir zaferdir. (Yalan) Birinci İnönü Zaferi isminde bir galibiyet vardır. (Yalan) Sultan Vahideddin Han Sevr’i imzalamıştır. (Yalan) Kuva-i Milliye’yi Atatürk kurmuştur. (Yalan) İsmet İnönü muzaffer bir kumandandır. (Yalan)

Birileri sizi dinliyor ALLAHcc Hepimizi korusun

Dinleniyorum,Dinleniyorsun,Dinl eniyor. Bir dine sahip olmaktan ya da istirahat etmekten söz etmiyorum.. Başkalarının sizi dinlemesinden söz ediyorum.. Herkes dinleniyor.. Telefonla konuşuyorsanız, internet kullanıyorsanız, kurumsal bir mekanda bulunuyorsanız, bazı durumlarda sadece dinlenmiyor, izleniyorsunuz da.. Dahasını söyleyeyim, nerede olursanız olun, uyd udan da izlenebilirsiniz, rölelerle de, sizetakip eden bir araçla da izlenebilirsiniz.. Ceptelefonunuz ya da küçük bir chip, OGS, Navigasyon, herhangi elektronik bir haberleşme aygıtı yanınızda bulunuyorsa izlenmeniz mümkün.. Ne telefon kullanıyorsunuz, ne başka elektronik bir nesne. Araca da binmiyorsunuz, yine de izlenebilirsiniz.. Yüzünüzü de gizlemeniz gerek. Çünki, güvenlik kameraları size yüzünüzden tarayabilir ve imaj tarama yöntemi ile yine izlenebilirsiniz.. Kredi kartı kullanmıyor musunuz, ne zaman nerede, ne aldığınızı da görebilirler.. Fişlenmek mi, güldürmeyin insanı.. Her işleminiz kayıt altında.. Bütün bu bil

Kara Fatma Göğsümde bir şarapnel parçası var.

Kara Fatma’yı Rus kilisesine muhtaç edenler utansın! Hani bazen yaprakları kelam-ı kadime dönmüş eski dergi sayfalarını karıştırırken yüreğinizin orta yerine bir ağırlık, karabasan gibi çöker ya… Yedigün dergisinin 1930’lu sayılarını karıştırırken de aynı hal arız oldu bana. Fotoğrafta, sadece o hülyalı bakışlarındaki derinliği korumuş bir kadın başı bana bakıyordu. Gözüm bir yerden ısırıyordu bu  bakışları ama nereden? Bakışlarım fotoğrafların üzerindeki başlığa kayıyor ister istemez. “Kara Fatma Rus manastırında” kelimelerini bir hamlede okuduğumda kendime, ‘Yok canım, o olamaz, olsa olsa bilmediğimiz başka bir Fatma’dan bahsediyor olmalı’ diye teselli vermeye çalışırken, asıl darbe, resim altı yazısında balyoz gibi iniyordu beynime. Şöyle diyordu bu iki büklüm olmuş kadının fotoğrafı altında: “Açlığımı kimseye belli etmemek için odama kapanır, ağlarım.” Yaşadığım yürek burkuntusuna rağmen yine de bu ‘açlıktan ağlayan kadın’ portresini bildiğim Kara Fatma’ya yakıştırmama inadım fo

M.kemal'e ithaf edilen tüm başarılar hepsi

M.kemal'e ithaf edilen tüm başarılar hepsi çerkez etheme aittir ? Çerkez ethem zamanın en büyük milli mücadelenin askeri dehası komutanıdır : m. kemal'e ithaf edilen tüm başarılar hepsi çerkez etheme aittir....M. Kemal hazira konmustur. Milli mücadele de pek fazla emegi yoktur. Bunu dönemin telgraflarini incelediginizde görebilirsiniz... Tabi taassuptan arinmak sarti. Sürekli Cerkez Ethem'e vazif e vermesinden anlasiliyor. Çerkez Ethem yunanlıları doğrarken, Kazım Karabekir paşa Ermenileri keserken, M.kamal Ankara'da kadın oynatıyordu Meclise girip mebus olmak için gün sayıyor.. Sonra Çerkez Ethem'i ve Karabekir paşayı hainlikle suçlayanda M.Kemal'dir (ingiliz siyonizm mason projesidir) Çerkes Ethem'in Ankara'ya gelişini Halide Edip Adıvar şöyle anlatır: "Ethem Ankara'ya silahlı kuvvetleriyle girdiği zaman sokaklar doldurulmuştu. Adamları arasında kadınlar da vardı. Ethem büyük şevkle karşılandı. Mustafa Kemal paşa otomobilini ona verdi. Bu Anka

Neler yıktık

Yavuz Bahadıroğlu – Neler yıktık? Rahatça söyleyebilirim ki, tarihinde övünebileceği çok şey olmasına rağmen, övünmek şöyle dursun, hatta dövünen başka bir millet yoktur! Şöyle bir düşünün bakalım, kaç âbide, kaç “âbide insan” hatırlayacaksınız? Saymakla bitiremeyeceğinizden eminim. Ne çare ki reddettik! Yokmuş gibi yaptık! Türkiye’yi bin yıllık geçmişinden koparıp, doksan seneye hapsettik. Tabiatıyla tökezledik! Özgüvenimizi yitirdik. O kadar ki, “Biz adam olmayız” sözünü dillerimize pelesenk edip kendi kendimizi sürekli aşağıladık. Kısacası “redd-i miras”(geçmişi reddetmek) bu milletin özgüvenine mal oldu! Bu öyle bir “redd-i miras”tır ki, alfabeden başlar, kılık kıyafette çıkar… Ama orada da bitmez: Şehir, hatta köy isimlerini değiştirmeye kadar gider. Mevsim isimleri, ay isimleri, gün isimleri, saat, takvim, vesaire… Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlardan aldığımız meşhur “Goben” zırhlısının “Yavuz Sultan Selim” olarak değiştirilen ismini, “Cumhuriyet Türkiyesi” bir kez daha değ

Baba, Oğul ve Minik Serçe

Baba, Oğul ve Minik Serçe 80 yaşına merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işadamı olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir serçe kondu. Yaşlı baba serçeye gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: "Bu ne oğlum?" Oğlu şaşkın, cevapladı: "O bir serçe baba." Yaşlı baba serçeye

Lüks otelin odalarında molotof kokteyli

Lüks otelin odalarında molotof kokteyli  Gezi olayları sırasında lüks otelde molotof kokteylleri ele geçirildi İstanbul’daki Gezi Parkı olayları sırasında göstericilerin sığındığı lüks bir otelin odalarında molotofkokteylleri ele geçirilirken, otelin otoparkı ise revire çevrildi. Molotofkokteyllerinin bulunduğu odalar ve revire çevrilen otopark polis kamerasıyla görüntülendi. Gezi Parkı olayları sırasında polisin attığı gaz bombasından etkilenen göstericiler, beş yıldızlı bir otele sığınmıştı. Gazdan etkilenen göstericilere otelde müdahale edilmiş, otelin içi adeta revire çevrilmişti. Göstericilere kapılarını açan lüks otelin odalarından molotofkokteylleri çıktı. Polisin düzenlediği baskınlar sırasında molotofkokteyllerinin yanı sıra, otelin otopark bölümünde eylemcilere dağıtılmak üzere olduğu kaydedilen çeşitli yaşam malzemesi de bulundu. Polisin kaydettiği görüntülerde, lüks otelin bazı odalarında eylemlerde kullanılmak üzere hazırlanmış molotofkokteylleri yer alıyor. Sırt çantasınd

Örtülü Çalışan İstemiyor

PO Örtülü Çalışan İstemiyor"a Açıklama Petrol Ofisi, İşkur'a verilen personel ilanında düşülen "Petrol Ofisi’nin genel şartı giyim konusunda türbanlı bayan çalıştırmıyor” notuyla ilgili açıklama yaptı. Bugün Akit'te çıkan haberde, başörtülülere karşı düşmanca tavır sergileyen firmalara bir yenisinin eklendiği, medya patronu Aydın Doğan’ın 2010’da Avusturyalı OMV’ye sattığı Petrol Ofisi’nin ilkeleri arasında “başörtülü personel çalıştırmama” olduğu, çağdışı ayrımcılığın PO’nun Düzce’deki Bayraktarbaşı Petrol’e ait akaryakıt istasyonunda patlak verdiği ifade ediliyordu. Haberin devamında şöyle deniliyordu: "PO’nun Düzce’deki Bayraktarbaşı Petrol’e ait akaryakıt istasyonu, eleman almak için İşkur’a verdiği ilanda; Petrol Ofisi’nin marketinde çalıştırılmak üzere çalışma arkadaşı arandığını dile getirerek gerekli şartları belirtti. Bayraktarbaşı Petrol, verdiği ilanın altına ise skandal bir not düştü. Notta, 'Petrol Ofisi’nin genel şartı giyim konusunda türbanlı

DİKTATÖRÜ DERSİM'DE ARA

Fatihin Torunları !!!! DİKTATÖRÜ DERSİM'DE ARA !!!! Son dönemdeki açıklamalarında sıkça kendisine ‘diktatör’ suçlamasında bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na cevap veren Başbakan Erdoğan, “Diktatör görmek isteyen Dersim katliamının mimarı ‘Milli Şef’lerine baksın” dedi. HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinden vali ve emniyet müdürünü görevden alması çağrısında bulunan ve isyancı yeniçerilere benzettiği Gezi Parkı platformuna sert tepki göstererek, “Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı” dedi. Eylemcilere destek veren Divan Otel’le ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Biliyorsunuz yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur” dedi. Gezi Parkı eylemlerine katılan gençlere seslenen Erdoğan, onlara “oyuna gelmeyin, kullanılmayın” çağrısı yaptı. Erdoğan, Gezi Parkı olayları nedeniyle ertelediği Gazze ziyaretini her an yapabileceğini kaydetti. ŞİDDETE BAŞVURANLAR KAYBETMEYE MAHKUMDUR Konuşmasında Gezi Parkı olayları sonrası

Atatürk'ü hapse attırmış!

II. Abdülhamid, Atatürk'ü hapse attırmış! “Abdülhamid devrinin her 24 saati bin muammayla doludur.” 1930’larda sıkı bir Abdülhamid düşmanı iken 1960’larda tam tersine koyu bir Abdülhamid hayranı olarak karşımıza çıkan yazar Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun bu cümlesi beni çok düşündürmüştür.  Her 24 saatine binbir muammayı doldurmuş bu karmaşık iktidar döneminin kıvrımları arasında saklanmış nice olay ve çehrenin gerçek yüzü, ağır ağır aydınlanmakta. Anlatacağım olay da, bizzat Mustafa Kemal tarafından en az iki defa dillendirildiği halde, Atatürk’ün resmi biyografilerinde ya geçiştirilmiş yahut da yazıldığı halde dikiz aynamıza bir türlü girememiştir. Bugün vefatının 90. yılında Sultan II. Abdülhamid’i rahmetle anarken, onun “muamma”larından birini daha büyüteç altına alıyoruz. 21 Ekim 1904’te, 24 yaşında Harp Akademisi’nden kurmay yüzbaşı olarak mezun olan Mustafa Kemal, birkaç ay kadar tayinini bekleyecekti. Bir süre sınıf arkadaşı Ali Cebesoyların Kuzguncuk’taki yalısında m