Ana içeriğe atla

Kemalistlere soruyorum

Fatihin Torunları
Kemalistlere soruyorum: M. Şevket Eygi - Milli Gazete

Birinci soru: M:Kemal rejimine muhalefet yapmak mümkün müydü?

2. Abdullah Öcalan gibi birisi M. Kemal'a silahlı muhalefet etseydi, yakalansaydı, âkıbeti ne olurdu ?

3. 1930'lu yıllarda M. Kemal'i tenkit etmek mümkün müydü?

4. Birisi çıkıp şapka devriminin aleyhinde bulunsaydı ona ne yaparlardı?

5. Başka birisi harf devrimini tenkit edip Latin harfleri bizi ilerletmez deseydi onu yaşatırlar mıydı?

Beş soru yeter... Eskiden bu memlekette hürriyet yoktu, çok partili sistem yoktu, tenkit etmek yasaktı...

Bugün, hakaret etmemek şartıyla Cumhurbaşkanı da, Başbakan da en ağır şekilde tenkit edilebiliyor.

Birkaç. Kemalist gazete zehir zemberek muhalefet yapıyor, iktidarı yerin dibine batırıyor.

Kemalist medyanın çoğunluğu, tenkit ve muhalefet hürriyeti olmasına rağmen bu hakkını kullanmıyor, birtakım menfaatler karşılığında susmayı, uysallığı tercih ediyor.

Ülkede, Kemalist iktidarlar zamanında görülmemiş bir kalkınma, zenginlik var.

Zenginlik ve kalkınmanın yanında kirlilik ve kokuşma da var.

Modern otoyollar, havaalanları, limanlar, dev binalar... Avrupanın en büyük adliye sarayları ve cezaevleri bizde...

Yüz küsur yeni üniversite açıldı ama yeni nesiller atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar cahil yetişiyor.

Bu cahilliğin kaynağı hangi ideolojidir? Sakın, üzerine toz kondurmadığınız Kemalizm olmasın...

Türkiyedeki bütün kötülüklerin, krizlerin, aksaklıkların, bozuklukların temelinde resmî ideoloji vardır.

Uzun yıllar boyunca rüzgâr ekmiştiniz, şimdi kasırga biçiyorsunuz.

Siz Kemalistler niçin özeleştiri yapmıyorsunuz?

Sizin hiç günahınız hatanız yok mudur?

Japonlar her konuda bizden üstün... O zor ve çapraşık yazılarını niçin kolay Latin alfasiyle değiştirmediler acaba?

Kimono giymeyi niçin yasaklamadılar?

Japon dilini niçin arı duru sade yapmadılar?

Niçin millî kimlik ve kültürlerinden kopmadılar da hep devamlılık taraftarı, gelenekçi oldular?

Kemalistler doğru düşünebiliyor mu?

Kemalistler doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebiliyor mu?

Türkiyedeki bütün kopukluklar, düzensizlikler, yerinden oynamış çiviler, büyük küçük krizler, toplumsal barış ve mutabakatın yıkılması, eğitimin dejenere olması, bin yıllık millî yazıyla yayınlanmış kitapların okunamaması cehaleti, Ömer Seyfettin hikayelerinin sadeleştirilmiş baskılarının yapılması kepazeliği, TC başlıklı vesikalarla KDV'li seks köleliği yapılması hep sizin eseriniz değil midir? Eserlerinizle iftihar edin, öğünün göğsünüzü gere gere...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh