Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 19, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üçüncü köprü AB’li dostlarımızı, üçüncü havaalanı Merkel’i, Kanal İstanbul da “Montrö” diye inleyen İngilizleri rahatsız ediyor.

Ahmet KEKEÇ : Merkel bu şairi çok sevecek Halk TV müjdeyi veriyor (Kadıköy’deki gazdanadam festivalini işaret ederek): “Yaz boyu devam edecek bu halk hareketi, sonbaharda hükümeti yıkmaya dönük büyük bir halk hareketine dönüşecek.” Perinçek de öyle diyor: “Bu iktidarı yıkacağız.” Milli Merkez de öyle diyor: “Bu iktidarı yıkacağız.” Hüsamettin Cindoruk da öyle diyor: “Bu iktidarı yıkacağız.” Pardon ama sizin işaret ettiğiniz “halk hareketi” 2002’de gerçekleşmemiş miydi? Bağrından “halka rağmen” devrimler, altı oklar, altı okun gölgesinde büyümüş entelektüeller, Sarıkız’lar, Yakamoz’lar, Balyoz’lar, Kafes’ler çıkaran statüko usulünce defedilmemiş miydi? Bir müjde de “gazdanadam festivalinde” konuşma yaparak halkı coşturan Ataol Behramoğlu’ndan gelsin: “Üçüncü köprüyü de, üçüncü havaalanını da, Kanal İstanbul’u da yaptırmayacağız?” Niye yaptırmayacaksın Ataol? Üçüncü köprü AB’li dostlarımızı, üçüncü havaalanı Merkel’i, Kanal İstanbul da “Montrö” diye inleyen İngilizleri rahatsız ediyor. S

Onuncu Yıl Marşı bir böbürlenme marşıdır. Atatürk e yağ çekmek için yazılmıştır.

Fatihin Torunları Engin Ardıç : Demir ağlarla falan örmedin anayurdu dört baştan Onuncu Yıl Marşı, faşist bir marş mıdır? Faşistlerin onu çok sevmeleri ve özellikle darbe dönemlerinde tutuklulara zorla söyletmeye çalışmaları ister istemez tepki yaratmıştır. Onuncu Yıl Marşı söylenirken ayağa kalkılmaz, esas duruş gösterilmez. Yalnızca ve yalnızca İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkılır. Bunun dışında hiçbir marşa hiçkimse kalkmak zorunda değildir. Onuncu Yıl Marşı bir “böbürlenme” marşıdır. Atatürk’e yağ çekmek için yazılmıştır. İşin matrağı, adı üstünde bir “cumhuriyetin onuncu yıldönümü” yani “1933 türküsü” olan bu marşın doksanıncı yılda, yani 2013 yılında bile söylenmeye ve söyletilmeye çalışılmasıdır. Onuncu Yıl Marşı seksen yıllık “tapon” bir marştır yani. Golf pantalon, avcı ceket, kısa kravat, ondüle saç, bebe yaka ne kadar taponsa… İşin daha da matrağı, onuncu yılda ortada öyle pek de övünülecek ve böbürlenecek bir şey olmamasıdır! Marşın sözlerinde yazı devrimi, takvim devri

Günahlar yanar Ramazan’da…

Yalan Yazan Tarih utansın   Yavuz Bahadıroğlu : Yağmurda yanmak! “Ramazan” “ramda” mastarından “yanmak” manasına gelir… Günahlar yanar Ramazan’da… “Ramadiyu” masdarından alınırsa, anlam “yağmur”a dönüşür… Günahları yıkar… Kalbleri yıkar… Arınmamız için büyük fırsattır. “Onbir ayın sultanı” olarak selamlanır ramazanlar bizde: “Kur’an Ayı”, “Rahmet Ayı”, “Mağfiret Ayı” olarak nitelendirilir. İzninize bunlara bir madde de ben eklemek istiyorum: Ramazan aynı zamanda “Birlik Ayı”dır… Bu hükmü bir kamuoyu araştırmasına dayandırıyorum: Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, toplumumuzun yetişkin nüfusunun yüzde seksen beşi (sürekli ve arada bir olmak üzere) oruç tutuyor… Demek ki, toplumumuzun yüzde seksen beşi yaradılış hikmetine uygun olarak, yüreklerini Allah yolunda bütünlemiş olarak gönül gönüle Allah’a yürüyor… Bence bu toplumsal mânâda “birlik-beraberlik” özlemimize çok önemli bir vurgudur… Ayrıca “birlik-beraberlik” özleminin hangi adreste gerçekle

Söğüdlü Maiyyet Bölüğü, Sultan’ı saltanatı süresince cansiperane bir halde korudu.

Söğüdlü Maiyyet Bölüğü 18 Temmuz 1920, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın kuruluş tarihi. Muhafız alayı, Cumhurbaşkanı’nın korumasını sağlayan birliğin adı. Şimdi sizleri, 1920’lerden daha önceye, Sultan 2. Abdülhamid dönemine götürerek çok özel bir muhafız alayını hatırlatmak istiyorum. Hatta önce, 13. yüzyılın sonlarına giderek Osmanlı Beğliği’nin kuruluş yıllarına uzanalım. 13. yy’da, Moğol istilası sebebiyle batıya doğru gelen Kayı boyu, liderleri Süleyman Şah’ın Fırat nehrini geçerken boğulmasıyla ikiye bölündü. Bir kısmı geriye dönerken, diğer kısmı Ertuğrul Gazi komutasında batıya doğru ilerledi. Gösterdikleri kahramanlıklardan dolayı Selçuklu Sultanı Alaaddin, Söğüt ve Domaniç böl-gesini onlara kışlak ve yaylak olarak bağışladı. Ertuğrul Bey, emrindeki 400 çadırla bu bölgeye yerleşti ve Selçuklu Sultanı’na bağlı olarak fetihlere katılıp, İslam’ı yaymak için çalıştı. 1281’de vefat edince yerine oğlu Osman Bey geçti. Ertuğrul Gazi, her sene, Eylül ortalarında sağ salim yayladan d

8 yaşında hafızlığa başladım. Sık sık ev basılıyor

Yalan Yazan Tarih utansın "8 yaşında hafızlığa başladım. Sık sık ev basılıyor, Kuran-ı Kerim bulundurmak en büyük suç. Bir elif cüzü bulunduysa vay haline! Korkudan evde ders çalışamadım. Fındık bahçesinde bana bir yer yaptılar. Orada Kur'an'a çalışıyorum. Bir baktım, bir onbaşı ve iki jandarma beni bulmuşlar. "Çabuk git babanı çağır" dediler. Gittim, babamı getirdim. Onbaşı babamı sakalından tuttu, elimdeki Kuran'ı aldı.  Babamın kafasına kafasına vurmaya başladı. (Gözleri doluyor, konuşamıyor.) Rahmetli gömleğini yırttı ve dedi ki: 'Oğlum, Deli Halid Paşa'nın emir subaylığını, tabur komutanlığını yapmış adamım. Birinci Dünya Savaşı'na, İstiklal Harbine katıldım ki, bu memleketi kurtarayım da şu Kitabımı rahat rahat okuyayım diye. Keşke bu harplere girmeseydim de şimdi Kuran'ıma, dinime küfreden Bulgar piçidir deyip kendime teselli verirdim." Alıp götürdüler babamı..." Cemal Güncal

KEMALİSTLER KUR'AN-I KERİM'İ YASAKLADILAR İŞTE ISPATI

Yalan Yazan Tarih utansın Tek parti zulmü mağarada gün yüzüne çıktı KEMALİSTLER KUR'AN-I KERİM'İ YASAKLADILAR İŞTE ISPATI ÖZEL HABER 10 Mayıs 2013 DIYARBAKIR Dine ait her şeyin yasaklandığı tek parti döneminin zulmü Diyarbakır Silvan’da gün yüzüne çıktı. Badıka bölgesindeki bir mağarada o dönemde saklanan onlarca Kur’an-ı Kerim, elifba ve mevlit metinleri bulundu. Sevim Çiçekli (95), gençliğinde Kur’anları mağarada sakladıklarını, tarlaya gömdüklerini gözyaşlarıyla anlattı. Tek parti döneminde, Türkiye’de Kur’an’ın öğrenilmesi ve okunması 24 yıl boyunca yasaklandı. Mevlit ve Arapça ezan okuyanlar hapse gönderildi. 1936 yılında çıkarılan bir kanunla yüzlerce cami satıldı, binlerce medrese kapatıldı. Ülkenin adeta açık bir cezaevine dönüştürülmesine şahit olanlar, yaşadıklarını birçok kez anlattı. Ancak bu zulüm, Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Badıka bölgesinde gün yüzüne çıktı. Çobanlar bir mağaranın içine gömülmüş onlarca Kur’an-ı Kerim, elifba ve mevlit buldu. Köy

Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!

Fatihin Torunları Cennet mekan ATA'm Sultan Abdülhamid Han'ın BEDDUASI Allahım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanı...mı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Salallahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem! Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım! Ya Âdil! Bana “Kızıl Sultan” adını takan ve devrilmem için ellerinden geleni yapan Ermenileri, şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun! Bu cellatları da, kim bilir, kimlere parçalatacaksın?.. Fakat yâ Rahman!.. Adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz! Bize acı! Resûlünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et! Yâ Kâdir! Kundaktaki yavruyu gagasına

Ahmet Arslanlar Hocaefendi’nin elinden icazet belgelerini aldı.

KUR'AN BÜLBÜLLERİNE İCAZET MERASİMİ İstanbul Sultanahmet Vakfı Sokullu Kur’an Kursları, hafız mezunları kervanına bu yıl da yenilerini katarak tam 33 öğrencisini mezun etti. ... İstanbul Sultanahmet Vakfı Sokullu Kur’an Kursları, hafız mezunları kervanına bu yıl da yenilerini katarak tam 33 öğrencisini mezun etti. Sultanahmet Camii’nde gerçekleştirilen törende; 33 hafız Reis’ül Kurra Ahmet Arsla nlar Hocaefendi’nin elinden icazet belgelerini aldı. İstanbul Sultanahmet Camii’nin 396. açılış yıl dönümüne denk gelen icazet töreni saat 10.00’da başladı. Törene; İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, İstanbul Sultanahmet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Tavman, Vakıf Başkan Yardımcısı Emrullah Hocaefendi, Fatih Müftüsü İrfan Üstündağ, hafızlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. İsmail Hakkı Tavman, vakıflarının 33. kuruluş yılını temsilen Kur’an kurslarında eğitimlerini tamamlamış 33 öğrenciye icazet programı düzenlediğini söyledi. Öğle namazının ardından hafızlar, Kur’an-

Müslümanın en belirgin vasfı tevazuudur.

Müslümanın en belirgin vasfı tevazuudur. Peygamberimiz öyle bir tevazu abidesidir ki, arkadaşlarıyla mescitte otururken içeri giren yabancılar görüntünün farksızlığı yüzünden tereddüde düşüyor, “Peygamber hanginiz?” diye sormak zorunda kalıyorlardı. Efendimiz, peygamberliğine ve devlet başkanlığına rağmen, pazarda kendisini tanıyıp ellerine kapanan bir satıcıya el öpt ürmüyor, “Bunu İranlılar krallarına karşı yaparlar, ben kral değilim, içinizden biriyim, ben de sizin gibi bir insanım” diyerek başını indiriyordu (Hz. Ebu Hüreyre’den mervi)… Efendimiz, peygamberliğine ve devlet başkanlığına bakmadan evinde iyi eş, iyi baba ve iyi dede olabiliyor, kendi söküğünü dikiyor, çamaşırını yıkıyor, eşiyle ve torunlarıyla çocuksu bir safiyet içinde oynamayı erdem sayıyordu… Onun ev halini Hz. Ayşe Validemiz şöyle anlatıyor: “İşini kendisi görmekten zevk alırdı. Elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlardı. Ayakkabılarını ve delik su kırbalarını onarırdı. Hamur yoğururdu. Çar

Türkçe ezan zulmünün kararı Atatürk'ün emriyle alındı.

Bugün Türkçe ezan zulmünün başladığı gün! Türkiye, 81 yıl önce bugün tarihinin en kara günlerinden birini yaşadı. Türkçe ezan zulmünün kararı Atatürk'ün emriyle 81 yıl önce bugün alındı. ALLAHU EKBER SEDALARIYLA 6 ASIR İNLEYEN MİNARELERİMİZDEKİ EZANI; YUNAN DURDURAMADI İNGİLİZ DURDURAMADI FRANSIZ DURDURAMADI BU HAİNLER LAİKLİK ADINA TANRI ULUUUDUR DİYE ULUTTULAR BU MİLLETİ !!! Hasan Mezarcı

Korkuyorsun hakikatten?

Kitaplarımı Yaktırana Sende kuvvet varsa bende de hakikat var, Kuvvet sistir kalkar, hakikat güneştir doğar, Ben korkmam kuvvetten, sen de korkma hakikatten, Ondan korkanlar ayrılamaz zulüm ve zulmetten. Halbuki, Kimde hakikat gördünse sen ondan çok korktun, Tevkifler yaptın, evleri bastın. Neydi kastın? Çok insan astın. Tevkif olundum, köşküm basıldı, Dört çuval evrakım da alındı, Üç bin kitabım gece yakıldı, Yıllarca peşime hafiye takıldı. Fakat gördün ki, hiç korkmam ben, Niçin ya hala sen Korkuyorsun hakikatten? Kazım Karabekir Sebil, 13 Şubat 1976, s.3. Mustafa Armağan (Kızıl Pençe, Timaş Yayınları, Mart 2012, İstanbul, Sf:7.

TÜRKLERİN tarih boyunca yuttukları en büyük zoka

Yalan Yazan Tarih utansın TÜRKLERİN tarih boyunca yuttukları en büyük zoka [Munis Tekinalp takma adını kullanan ve bu isimle Türk Milliyetçiliğinin kurucularından olan, Ziya Gökalp gibi diğer Türkçü ideolojinin önde gelen isimlerini de etkileyen ama aslında adı Moiz Kohen olan ve özünde Yahudi olan bu kişi her yönü ile incelenmeli kurmak istediği/kurduğu tuzaklar bertaraf edilmelidir. Neden safk an bir Yahudi olmasına rağmen en ileri Türkçülük davasını gütmüştür? Neden takma ad kullanmış ve seçtiği takma ismi buram buram Oğuz Türklüğü kokan Tekin Alp olarak seçmiştir? Osmanlı’yı yıkmak, onun din-ümmed birliğini bozup parçalamak isteyen dünya Yahudiliği her ırka kendinin üstün olduğu fikrini aşılamak için özel elemanlar mı yetiştirmiştir?] ********** TÜRKLERİN tarih boyunca yuttukları en büyük zoka, Tekin Alp takma adlı Moiz Kohen Yahudisinin uydurduğu Moizî milliyetçilik ve Türkçülük ideolojisi olmuştur. Dikkat buyurunuz, bendeniz Moizî ideolojiyi hedef ve konu alıyorum. Dini b

ECDADIMIZ BUNLAR İÇİNMİ SAVAŞTI ?

ECDADIMIZ BUNLAR İÇİNMİ SAVAŞTI ? -Savaş'tan sonra Ezan Türkçe okutulup ALLAH yerine tanrı denilsin diyemi savaştılar?(1932-1950 yılları arası) -Müslümanları Koruyan ve ona Hizmet eden Hilafet kaldırılsın diyemi savaştılar?(3 mart 1924 yılı) ... -Batı'nın Giyim kuşamları bize getirilsin diyemi savaştılar? -Takvimimiz ''Hicri'' olmakdan çıkartılıp hristiyanların ''Miladi'' Takvimi olsun diyemi  savaştılar? -Uğruna savaşdıkları topraklar masada verilsin diyemi savaştılar ? (Lozan hezimeti) -Osmanlı Padişahları aşağılanarak sürgün edilsin diyemi savaştılar? -Kuran harfleri ile yazılan Osmanlıcamız değiştirilip onun yerine latince getirilsin ve bu bize Türkçe diye yutdurulsun diyemi savaştılar? -Savaşdan sonra ''Şapka'' giymek içinmi savaştılar? -Tatil günümüz ''CUMA'' olmakdan çıksın ve hristiyanların ''pazar'' günü tatil olsun diyemi savaştılar? -Ülkede ''Genelevler'' açılsın ve devlet

Cumhuriyet İçin Ağlayanlar

MEHMET ŞEVKET EYGİ.. Cumhuriyet İçin Ağlayanlar 1930'larda bir kısım halk, öyle istemezük böyle isterük, bayramı şöyle değil böyle kutlayacağız diye sokaklara dökülse, nümayiş yapsa, polisle çarpışsa ne olurdu?.. Başvekil İsmet Paşa hemen harekete geçer, sıkıyönetim ilan edilir, olağanüstü mahkemeler kurulur ve nümayişçilerin, protestocuların canına okunurdu? Kimisi idam, kimisi sürgün... Şimdi ne yapılıyor? Polis biber gazı sıkıyor, su fışkırtıyor... Havalar soğudu, ıslananlar nezle olabilir. Nezle olmak idam edilmekten, sürülmekten hafiftir. Cumhuriyet bayramı kutlanmıyor mu? Devlet, hükümet ve askeriye büyükleri Anıtkabire gidip bel bükmüyor mu? Atam huzuruna geldik denilmiyor mu? Geceleri havaya rengarenk fişekler atılmıyor mu? Her taraf bayraklarla donatılmıyor mu? Paraların pulların üzerinde Paşa'nın resmi yok mu? Evet eskiden olduğu gibi her şey var ve yapılıyor ama bizim Kemalistleri razı ve memnun etmek mümkün değildir. Çünkü onlar Kemalist bir azınlık diktatörlüğü ist

Adnan Kahveci

"... Eğitim hayatımda Osmanlı Devleti ile ilgili doğru bilgileri öğrenememiş ve aleyhde öğrendiğim bilgilerin yanlışlığını ve tarihimiz toptan inkarın zararlarını ancak Amerika'daki tahsil hayatımda anlamıştım. Bizim Osmanlı'yı batıran kurum diye gördüğümüz 'iltizam' usulünü Amerika'nın vergi toplamada kullanmak istediği modern bir iktisat teorisi olarak master derslerimde görünce mahvoldum. Osmanlı'yı derinlemesine tanıma isteğimin başlangıcı da o günlere tekabül eder ..." Adnan Kahveci