Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 17, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ezan'ı aslından M. Kemal Atatürk uzaklaştırmadı yalanı

Ezan'ı aslından M. Kemal Atatürk uzaklaştırmadı yalanı Maalesef kemalistlerin bir çoğu yakın tarihte yaşananları bilmedikleri halde M. Kemal Atatürk'ü savunmaya kalkışıyorlar. Bu savunmalardan birisi de Ezan'dan "Allah" isminin çıkarılmasıyla ilgilidir. Bazı kemalistler ezanın M. Kemal Atatürk tarafından değil, Ismet Inönü tarafından Türkçe'ye çevrildiğini iddia ederek M. Kemal Atatürk'ü aklamaya çalışıyorlar. "Allah" isminin ezandan çıkarıldığından ve 18 yıl boyunca böyle okunduğundan bazılarının haberi bile yok, ancak buna rağmen M. Kemal Atatürk'ü savunuyorlar. Işin aslını, kaynaklara müracaat ederek öğrenelim... İzmir Milli Kütüphanesi'nin kurucusu olan M. Celal Saygın bu konuda şöyle demektedir: "Ezanın Türkçe'ye çevrilmesini isteyen M. Kemal'dir."[1] M. Kemal Atatürk'ün özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak bilinen ve büyük bir güven duyulan Umumi Kâtibi (Genel Sekreteri) H

Bazı kimseler: "Ne istiyorsunuz M. Kemal Atatürk'ten?" diye soruyorlar..

M. Kemal Atatürk'ten ne istiyoruz ? Bazı kimseler: "Ne istiyorsunuz M. Kemal Atatürk'ten?" diye soruyorlar... Biz 1400 yıldır Firavun'un, Ebu Leheb'in ve Ebu Cehil'in yakasını bırakmamışız, M. Kemal'in yakasını mı bırakacağız? Nasıl "Ebu" Cehil, cahillerin "babası" ise, bize göre de M. Kemal "ATA" Cehil olarak Cahillerin "ATA'sıdır" ve bizim açımızdan aralarında bir fark yoktur. Isteklerimize gelince... Bizim istediklerimiz çok basit; "Bizden aldıklarını, gasp ettiklerini geri istiyoruz." Örneğin: - Ezan'ımızı geri aldık zaten elhamdülillah. - Tam din özgürlüğümüzü istiyoruz. - Şeriat'ımızı istiyoruz. - Hilafet'imizi istiyoruz. - Lisanımızı istiyoruz. - Kültürümüzü istiyoruz. - Lozan masasında bırakılan topraklarımızı istiyoruz.

Kadınlar, camilerde kendilerine ayrılan yerlerde ibadet edecekler ve kutsal mekanda erkeklerle içli dışlı olmayacaklardır.

Yalan Yazan Tarih utansın   Aklı başında bir Müslüman Feminist olamaz. Feministler, camilerdeki kafes ve perdelerle uğraşmayı bıraksınlar da, devletin TC başlıklı resmî vesikalarla birtakım kadınlara yasal fuhuş köleliği yaptırmasıyla mücadele etsinler. Sesli makale M. Şevket Eygi :Feminist Kadın Müftü Yardımcısı “Canınızı Fena... Büyük vilayetlerimizden birinin kadın müftü yardımcısı, bir ilçedeki cami imamlarını toplamış ve onlara şu talimatı vermiş: “Ramazan yaklaşıyor, kadınlar ve kızlar teravih namazı kılmak için camilere gelecek. Size emir veriyorum, kadınlara ayrılan bölümlerdeki kafesleri, perdeleri, tülleri kaldıracaksınız. Kaldırmayan din görevlilerinin canlarını yakarım…” Üzücü olduğu kadar ibretli bir tehdit. İnkar etmeye kalkmasınlar. Feminist kadın müftü yardımcısının tehditli toplantısına katılan bir müezzinden öğrendim. Aynı vilayetin başka bir ilçesinde hizmet gören bir müezzin de aynı tehditlere maruz kaldığını anlattı. Demek ki, bu tehditler vilayetin

We're already about one week into Ramadan.

We're already about one week into Ramadan. That's means there's about one week less of Ramadan left for us this year. Have you accomplished as much as you wanted to this past week? I know I didn't! Share some tips on how to stay productive for the rest of this Ramadan, in'sha'Allah! Allahu Akbar! ♥ I Need Allah In My Life ♥ O Allah, bless our brothers and sisters in hardships all around the world! O Allah, give to the poor, feed the hungry, cure the sick, make generous the miser, empower the weak, liven the lazy, help the oppressed, and cheer up the depressed. O Allah, grant all of our brothers and sisters goodness, patience, emaan, success and victory all around the world. O Allah, our brothers and sisters are suffering around the world and we may not know them, but You, O Allah, You know them! O Allah, bless this ummah, forgive our sins, have Mercy upon us and guide us to the straight path! Ameen!

Yalan Yazan Tarih utansın ONLAR KIM

Yalan Yazan Tarih utansın Onlar Normal vatandaşların birer göbek adları, adları ve soyadları vardır… Onların ise iki adları vardır, birincisi takma iğreti resmî adları, ikincisi gizli kimliklerini yansıtan asıl adları… Yakın tarihten örnek vereyim: Takma adı: Selanikli eğitimci Şemsi efendi… Asıl adı: Şimon Zvi… Normal vatandaşların bir tek dini vardır. İslam, Hıristiyan, Yahudi… Onların iki dini vardır . Kimlik kartlarında İslam yazar ama ya Sabatay dinine mensupturlar, yahut Kripto Hıristiyan veya Kripto Yahudidirler. Türkiye’de eşitlik vardır ama onların ileri gelenleri, Müslüman çoğunluktan daha eşittir. Türkiyenin resmî ve yüzeysel sloganı “Egemenlik ulusundur” sözüdür ama onların egemenliği, çoğunluğun egemenliğinden üstündür. Onlar egemen azınlıktır. Onların hepsini kasd etmiyorum; militan, fanatik ve holigan olanlarından bahs ediyorum. Bu militan iki kimlikliler, Türkiyenin başına bir resmî ideoloji belası musallat etmişlerdir. Bu ideoloji, M. Kemal’in ölümünden

Cahit Zarifoğlu - Bir Değirmendir Bu Dünya

Yalan Yazan Tarih utansın İslâm düşmanları, cemiyeti bugünkü şahsiyetsiz, içkici, faiz sever, laik ve başıbozuk hale getirmek için nasıl uzun yıllar gayret sarfetmişlerse, onları susturmak, insanları bu hainlerin elinden kurtarmak için de aynı derecede, belki de daha fazla gayret göstermek gerekli. Müslümanların siyasî alanda bilinçlenmelerini arzu ediyoruz. Demokrasi nedir, Batıcılık nedir, Batı nedir, Batıcı nedir, Empe ryalizm nedir, bunların ve benzerlerinin, hemen hemen dünyadaki bütün Müslümanların boğazına nasıl ve kimler saldırmışlardır? İşte bütün bunların, en kaba hatlarıyla da olsa, bilinmesini istiyoruz. Bunlar bilinmelidir ki, siyasî bir tercih, bir hareket söz konusu olduğu zaman, Müslümanların, yanılmadan neyin yanında yer alacaklarını kestirmeleri mümkün olsun. Bu şuur verildiği takdirde, tertemiz Müslümanlar oldukları halde, kapitalist, faizci, kemalist ve laik zihniyetli, gayr-i İslâmî bir gidişatın temsilcisi parti ve örgütlerin arkasından gidenler, hatalar

Ülkemize binlerce provokatör, ajan, ajitatör gelmiştir.

Yalan Yazan Tarih utansın Mehmet şevket Eygi/Milli Gazete Dikkat Dikkat Dikkat!.. ***Ülkemize binlerce provokatör, ajan, ajitatör gelmiştir. ***Bunların önemli bir kısmı E… kökenlidir. ***Bir kısmı fanatik Evangelisttir. ***Bir kısmı, kargaşa çıkartmak konusunda özel eğitim almıştır. ***İçlerinde profesyonel sabotaj elemanları vardır. ***Bu konularda elde somut istihbarat bulunmaktadır. ***19’uncu asrın sonunda, Sultan Ab dülhamid devrinde yaşanan bazı kıyam hareketlerinin benzerlerini sahneye koymak istiyorlar. ***Devlet tek başına bunlarla baş edemez. ***Huzuru bozulan halkın ve esnafın, yasal sınırlar içinde şiddete başvurmadan harekete geçirilmesi gerekir. ***Üstteki cümlede özetlenen iş, iyi tanzim edilmezse ters teper ve büyük zarar verir. ***Sabataycı medya anarşiyi, kaosu, terörü, seçimle gelen iktidarın darbeyle gitmesini açıkça veya dolaylı olarak desteklemektedir. Bu medyanın çanına (yasal ve demokratik sınırlar içinde) ot tıkanmazsa yangını körükleyeceklerdir. *

Bendeniz Müslüman bir muhalifim.

İsmet Paşa taşlanacak... İsmet Paşanın bir bakanına yumurta atılacak... M. Kemal'e ve adamlarına hakaret edilecek ve bunları yapanlar sağ ve salim kalacaklar... Eskiden olur muydu bunlar? Vesayet rejimi taraftarları, egemen azınlıkların sözcüleri, Sabataycı büyük medya, resmî ideoloji meftunları feryat ediyor: Türkiye'de demokrasi tehlikededir!.. Basın hürriyeti kısıtlanıyor!.. Diktatörlüğe gidil iyor!... Bunların hepsi abartmadır, yaygaradır. Bendeniz Müslüman bir muhalifim. Muhalefetim dar siyasî bir muhalefet değil, kültürel bir muhalefettir. Diyorum ki: 1923 yılı dışında Cumhuriyet tarihimizin en hür, en serbest, en çoğulcu, en demokratik çağındayız. Ebedî Şef M. Kemal, Millî Şef İsmet Paşa, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat devirlerinde böyle geniş bir hürriyet, serbestlik, çoğulculuk yoktu. Bugün Başbakan bir üniversiteye gidiyor ve taşlanıyor... Böyle bir şey M. Kemal iktidarında ve rejiminde olsaydı ne olurdu? Hemen olağanüstü mahkemeler kurulur, kanu

MISIR DAKİ DARBE SARIKIZ DARBE PLANIYLA AYNI

Yalan Yazan Tarih utansın Türkiye'de işe yaramayınca Mısır'a uygulamışlar. MISIR'DAKİ DARBE SARIKIZ DARBE PLANIYLA AYNI Mısır'da darbeye bakıldığında Türkiye'deki Ergenekon yapılanmasının darbe planlarıyla büyük benzerlik gösteriyor. Mısır tarihinin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesi ile sonuçlanan askeri darbe ile ayrıntılar her geçen gün daha da ortaya çıkıyor. SİSİ DARBEYE GEREKÇE OLARAK HALKIN TALEBİ DEMİŞTİ Başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı bazı körfez ülkelerinin maddi destek verdiği darbeye giden süreçte gençlik hareketi Temerrüd'ün (İsyan) protestolarının emekli subaylarla birlikte planlandığı ortaya çıktı. Uluslararası haber ajansı AP'nin Kahire muhabirinin ABD'deki The Daily Beast internet sitesinde yayınlanan haberine göre, Temerrüd'ün önde gelen isimlerinden Velid Masri emekli askerlerle eylemlerin planlanması sürecinde yakın temas içinde olduğunu söylüyor. Masri, kendilerine koruma garantisi

ABDÜLHAKİM ARVASİ HZ EY rabbim

Ey Rabbim ! Sözlerin en güzeli hiç şüphesiz sana aittir, Bizim söylediklerimiz, Söyleyeceklerimiz, Söyleyemediklerimiz, Söylemek istediklerimiz, İçimizde sakladıklarımız, Suskun bıraktıklarımız, Terk ettiklerimiz, Unuttuklarımız, Fısıldadıklarımız, Hepsi, hepsi, sözlerin hepsi! Ancak sana yöneldiği için güzeldir. Şüphesiz duayı dilimize veren sensin, Dilimizi duaya çeviren sensin, Sözlerin en güzeli sana aittir, Ve sözlerin en güzeli sana hitap etmekledir. *** Ey Rabbim! Ebediyen bana yakınlığını tattırdığın için, Bana vahyettiğin tüm gerçekler için, Beni hayat denen bu sonsuz lezzet pınarının başına oturttuğun için, Bildiğin tüm ayıplarımı örttüğün için, Gördüğün tüm kusurlarımı bağışladığın için, Umuduma katık ettiğin tüm hayallerim için, En sevgilini bana elçi gönderdiğin için, Ey sevgili, Beni aşkına muhatap ettiğin için, Sonsuz hamd sana, Sonsuz minnettarlık sana, Sonsuz minnet sana, Sonsuz şükür sana, Sonsuz teşekkür sana. *** Ey Rabbim! Tut ellerimden sonsuz kudr

Hanedan kovulurken mallarını kim kaptı?

Şu köpek kadar dahi talihli değilim.  O vatanımı görecek, suyunu içecek, ekmeğini yiyecek.... Ama ben..." Bu insanı kahreden cümleleri kuran kişi, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz 'Son Saraylı' Neslişah Sultan'ın babası Ömer Faruk Efendi'den başkası değildir. Yıl 1952'dir. Eşi Mihrişah Sultan köpeğiyle birlikte vapura binerken vatan hasretinin buruklaştırdı ğı içini kelimelere böyle dökmüş Ömer Faruk Efendi. Osmanlı hanedanının yurtdışına gönderilmesi, tarihin en büyük varlık transferlerinden birine sahne olmuştu aynı zamanda. Kendilerine sadece 10 gün süre tanınan hanedan üye ve mensupları, ellerinde ne var ne yok satmışlar veya birilerine devretmişler, sonra da Çatalca'dan trene bindirilip gönderilmişlerdi bilinmeyen şafaklara. Sürgün bitecek gibi değildi. Çünkü çıkan kanunda vatanlarından 'ebediyen' uzaklaştırıldıkları yazılıydı.

Anadolu'da yetişen büyük Velîlerden olan Aziz Mahmud Hüdayi

Aziz Mahmud Hüdai H azretleri Anadolu'da yetişen büyük Velîlerden olan Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin hayatı adete sabır ve mucizenin bir örneği. 1541 (H.948) yılında Ankara'nın ilçesi Şereflikoçhisar'da doğan Aziz Mahmud Hüdayi, Bursa kâdılığı sırasında, bir gece rüyâsında Cehennem'i ve Cehennem'in ateşinde tanıdığı bâzı kimselerin yandığını gördü. Bu rüyanın ardından talebe olmak arzusuyla dergaha giden Hüdayi hazretleri ş u cevabı aldı: "Ey Bursa kâdısı! Kâdılığı bırakacak, bu sırmalı kaftanınla Bursa sokaklarında ciğer satacaksın. Her gün de dergâha üç ciğer getireceksin!" Her şeyi bırakacağına, her emri yerine getireceğine söz veren Mahmûd Hüdâyî derhal kâdılığı bırakıp ciğer satmaya başladı. Sırtında sırmalı kaftanı olduğu halde, ciğerleri, Bursa sokaklarında, "Ciğerci! Ciğerciiii!" diye diye bağırarak satıyordu.

Allah'ın bir kuluyum ve Onun izniyle sorularına cevap verebileceğim

Hoca ve delikanlının arasında geçen dialog şöyle devam eder. Genç bir delikanlı senelerce yurt dışında okuduktan sonra vatanına ateist olarak geri döner. Üç sorusuna hiç kimse cevap veremediğinden dolayı canı gayet sıkıntılıdır. Ebeveyni oğullarına yardım etmek niyetiyle büyük ilim sahibi olan köyün hocasına götürürler. Hoca ve delikanlının arasında geçen dialog şöyle devam eder.  Delikanlı:  -Kimsin sen? Sorularıma cevap verebilecek misin? Hoca: -Allah'ın bir kuluyum ve Onun izniyle sorularına cevap verebileceğim. Delikanlı: - Emin misin? Profesörler bile cevap veremedi bana. Hoca: - Allah'ın izniyle cevap vermeye çalışırım. Delikanlı: - 3 sorum var;  1. Allah yaşıyor mu? öyle ise, şeklini bana göster. 2. Takdir (kader) nedir? 3. Eğer şeytan ateşten yaratıldıysa neden cehenneme yollanıyor, cehennemde ateş dolu değil mi? Ateş ateşi nasıl yaksın. Tanrı bunu düşünemedi mi? Bu arada, aniden bizim hocamız delikanlının başı üzerinde bir saksı kırar. Delikanlı canı yana yan

♥ I Need Allah In My Life ♥

We're already about one week into Ramadan. That's means there's about one week less of Ramadan left for us this year. Have you accomplished as much as you wanted to this past week? I know I didn't! Share some tips on how to stay productive for the rest of this Ramadan, in'sha'Allah! Allahu Akbar! Have you been able to pray taraweeh at your local masjid? How has your experience been thus far? Check out this beautiful picture, ma'sha'Allah! Allahu Akbar!   ♥ I Need Allah In My Life ♥

Dört kişilik bir aile; 40 yaşlarında bir ana,45 yaşlarında felçli bir baba

Mehmet Nuri Yazıcı anlatıyor: “Bir Ramazan’da Başkan’la (o dönemde Tayip Erdoğan İ.B.Başkanıdır) birlikte iftar için Kağıthane’de bir eve gittik. Ev dediysem, yanlış anlaşılmasın,tamamı üç beş metrekarelik derme çatma bir kulübe. Top atılmak üzereyken biz içeri girdik. Girdiğimiz yer, toprak zeminli, avuç içi kadar bir oda. Duvarda, üstünde birkaç melamin tabak bulunan tahta bir raf, onun altınd a bir musluk,musluğun altında da bir leğen var;burası evin mutfağı oluyor. Yere bir kilim sermişler, herkes onun üstünde oturuyor. Ortalarında, bir alüminyum tepsi duruyor;suda haşladıkları bir çeşit otu tepsinin içine yaymışlar, kenarlarına da sanırım otun suyuyla yumuşaması için kuru ekmek parçaları dizmişler; top patlasın da iftarımızı açalım diye bekliyorlar. Dört kişilik bir aile; 40 yaşlarında bir ana,45 yaşlarında felçli bir baba ve biri 12, diğeri 5 yaşında iki çocuk.Ailenin tamamı oruçlu. Tayip Bey, ayakkabılarını çıkarıp doğruca sofraya yöneldi.Ev sahibi adam, Tayip Bey’i bird

Kızlarını İmam Hatip’te Okutmakİsteyenlere Büyük Fırsat

Kızlarını İmam Hatip’te Okutmakİsteyenlere Büyük Fırsat İHL’lere kayıt için son gün 21 Temmuz Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları sonrasında tercih telaşı başlarken lise tercih tarihi 21 Temmuz’da son buluyor. İmam Hatip Lisesi’nde okumak isteyen öğrencilerin bu tarihe kadar istedikleri bir İmam Hatip Okulu’na kayıt yaptırmaları gerekiyor. Geçtiğimiz yıl açılan Fatih Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi, kızlarını imam hatipte okutmak isteyenlere büyük olanaklar sunuyor. Okul Müdürü Muhammet Çayır, öğrencilere sundukları hizmetleri Akit okurları için anlattı. CUMARTESİ GÜNLERİ ÜCRETSİZ EK ARAPÇA VE İNGİLİZCE DERSİ Amaçlarının hem İslami ilimler de hem de Fen-Edebiyat ilimlerinde başarılı ve etkin bireyler yetiştirmek olduğunu kaydeden Çayır, “Bunun için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi. Çayır, Cumartesi günleri öğrencilere hafta içinde aldıkları konuları pekiştirmek amacıyla iki saat anadili İngilizce olan öğretmenlerden ders okuttuklarını belirterek, “Aynı şekilde Arapça dersi de

Başörtüsü özgür olsun

Başörtüsü özgür olsun'çağrısına destek çığ gibi Başörtüsüz akademisyen ve gazetecilerin başlattığı ‘başörtüsüne her alanda özgürlük' kampanyası büyük ilgi görüyor. Aralarında Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, Prof. Dr. Nilüfer Göle, BDP milletvekili Sebahat Tuncel'in de bulunduğu 57 kadının başlattığı kampanya 10 bin imzayı aştı. Kampanyanın ‘Haksızlığa son verin, erteleme değil çözüm istiyoruz' başlı klı bildirisinde ‘başörtülü kadınların kamuda görev alması, merkezi ve yerel seçimlerde seçilme hakkı verilmesi ve akademisyen olabilmesi' isteniyor. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnceoğlu çalışmayı, "Farklı siyasi aidiyetleri benimseyen, ‘bizler-bunlar'a odaklı kültürel kutuplaşmayı reddeden bir girişim." olarak değerlendiriyor. "Başta iktidar olmak üzere, tüm partileri mevzuatın değiştirilmesi için önkoşulsuz harekete geçmeye çağırıyoruz." diyor. Kamuda görev yapmak isteyen kadınlarla ilgili, hizmet alan-hizmet veren ayrımı yapılm