Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 17, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ayasofya bir Osmanlı mâbedidir

Ayasofya bir Osmanlı mâbedidir: 1453’te İstanbul’u fetheden Osmanlılar, şehri ve Ayasofya’yı harabe halde bulmuşlardı. Muhteşem mozaiklerinin çoğu yağmalanmış, altın, gümüş gibi değerli madenler, bir zamanlar Bizans’ı kurtarmak için İstanbul’a gelen Haçlılar tarafından bölüşülmüştü. Kubbesinin tepesindeki altın haç bile çalınmıştı. Müverrih Tursun Bey, görgü şahidi olarak, fethin Ayasofya’sını şöyle anlatıyor: “Onun rahnesine (bozulan yerlerine) taş koyacak bir mimar kalmamış, mamur olarak sadece bir kubbesi kalmıştı. Padişah-ı Cihan bu binayı harab ve yebab (yıkık) görünce, ahır harap olmasun deyü tamirini ve bakımını emretti. ” İşte bu yüzden Ayasofya, Hıristiyan Bizans’tan çok Müslüman Türk’ün eseridir. Bu gerçeği Paul Wittek gibi vicdanlı müsteşrikler bile vurgulama gereği duyuyor: “Ayasofya’nın muhafazasını, asırlar görmüş yapının zamanın tahribatına karşı müdafaasını, sırf Türklerin sahip olduğu teknik maharete ve iktisadî kaynaklara borçlu olduğumuzu itiraf edelim. ” Yanında bul

Siyonizm ve Obama

Siyonizm ve Obama Obama birinci döneminde İsrailden uzak durdu ve Netanyahu ile fotoğraf vermedi. Aksine, Kahireye gitti ve Kahire Üniversitesinden İslam âlemine hitap etti. Bu konuşmasıyla Bushun yıktığı gönülleri onarmaya çalıştı. Onarabildi mi? Su götürür.İkinci döneminin başlangıcında ise İsraille siftah yaptı. Arap Baharı ülkelerinden hiçbirine uğramadığı gibi bölge ziyareti kapsamına Türkiyeyi bile almadı! Neden acaba? Bu sorunun herkese göre ayrı cevabı var. Birinci dönemde İsraile gitmeyerek Yahudilerin hissiyatını kırmış ve rencide etmişti. Kimilerine göre, gönüllerini almak ve kırılan gururlarını tamir etmek için ikinci dönemin başında İsraili seçti. Çokları bu geziye jest gözüyle bakıyor. Onunötesinde istikşaf gezisi ve bölgenin nabzını tutmak olarak görenler de çok. Peki, kimin nabzını tutmak istiyor? Netanyahu mu değişti yoksa Obama mı? Yoksa ikisi de değişerek orta bir noktaya mı geldiler? İsrailde değişen şu: İşçi Partisinin yerini Yair Lapidin başkanı olduğu Yesh Atid a

Osmanlı Devletini Kim Yikti

Osmanlı Devleti Yıkıldı Osmanlı Devletini ingilizler fransızlar italyanlar yıkmadı. Mustafa Kemal ve cuntası yıktı Devleti kurtarmak için toplanmış mecliste bunu yaptılar ve bu tarihten sonra osmanlı devleti tarihe karıştı. Arkasından 1.Meclis , lozana karşı direnen ,lozanı kabul etmek istemeyen , Mustafa kemale güveni kalmamış ,ismet inönüye paşaya kalmamış, Daha Sonraki CHP Cuntasına güveni kalmamış olduğundan dolayı Lozana karşı çok büyük bir direniş gösterdiler. Hatta hatta Lozan konusu mecliste görüşülürken 25 ocak 1993 ‘te Mecliste şiddetli kavgalar oldu.Meclis 21-27 ocak arasındaki zabıtları süretle yayınlaması gerekiyor. Hele Trabzon millletvekili Ali Şükrü Bey ben bu yola baş koydum diye feryat ediyordu. Mustafa Kemalin yakasına yapıştı Aralarında yumruklaşmalar oldu. Tabi kim kimi dövdü onları bilmiyoruz çünkü meclis zabıtları hala yayınlanmadı. Ama Ali Şükrü Bey ve Meclis çoğunluğu bu direnişin cezasını çok kısa sürede gördü. 2 ay sonra 27 martta Ali Şükrü Bey boğuldu. Sonra

Türk kadınının örneği kim?

Türk kadınının örneği kim? Yavuz Bahadıroğlu / Yeni Akit Başlığa çektiğim soruya hemen cevap vereyim: Hülya Avşar… Evet böyle… Bir araştırma kurumunun (MediaCat-Ipsos -) 12 ili kapsayan araştırmasına göre, Türk kadınlarının birinci rolmodeli (örneği) Hülya Avşar… İkincisi: Sibel Can… Üçüncüsü: Seda Sayan… Dördüncüsü: Hadise. Merak etmeyin: “Kılavuzu karga olanın” diye başlayan o sert atasözünü kullanmayacağım -; sadece “ört ki ölem” diyeceğim! Başka ne denebilir ki? Hadi hayırlı olsun! • Defalarca yazdım, ama Fransız gezgin ve yazar Brayer’i bir kez daha hatırlamanın şimdi tam sırasıdır… 1800’lerde Osmanlı Devleti’ni gezen ve İstanbul’da uzun süre kalan Fransız gezgin Brayer, şöyle diyor: “Osmanlılar Peygamber Hazret-i Muhammed’e hayrandır… Hayatlarını O’na göre düzenlemeye çalışırlar, sadece O’nu örnek alır ve sadece O’nu taklit ederler.” İyi ki bu araştırmayı görecek kadar yaşamadı, eğer yaşasaydı mutlaka kahrından ölürdü. “Ört ki ölem” demem de bu deme zaten… Türk kadınının en büyük

M.Kemalin Vahdettin huzurundaki yemini

M.Kemalin Vahdettin huzurundaki yemini Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor adlı kitabını tanıttığı yazısında Mustafa Kemal Paşa ve Sultan Vahdettin arasındaki yemin seremonisini yazdı. İşte Armağan'ın yazısındaki ilgili o satırlar Timaş Yayınları'ndan yeni çıkan "Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor" adlı kitap bize I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'nin bilinmeyenlerini yetkin bir tanığın ağzından aktararak tarih mahkemesine yeni kanıtlar sunmakla kalmıyor, karanlığın alanını biraz daha daraltıyor. Kitabın değerini artıran özelliklerden biri, hem Paşa'nın hem de Vahdettin'in anlattıklarını ve sonunda da Padişah'ın yazdırmaya ve yazmaya başladığı tamamlanmamış bir hatıratını içermesi. Mustafa Kemal'in Vahdettin'in huzurundaki yemini Avni Paşa'nın hatıratında çok ilginç bilgilere rastlıyoruz. Mustafa K'in Samsun'a gitmeden önce Vahdettin'in huzurunda ettiği yemin bunlardan bi

Yeryüzünde hiç bir müslüman kalmasa,

Yeryüzünde hiç bir müslüman kalmasa, ben yine Ağrı dağından haykırmak isterim bü...tün Dünya duysun: - " Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve resûluhu " -  Başkaları var diye de mümin değilim. Vicdanım ve aklım e hadiyyet sıfatıyla bütün dinin hakikatine iman etmiş. Başka din kardeşimin de ne Kürtlüğüne bakarım ne Rumluğuna bakarım ne Araplığına bakarım. Allah beni kardeş ilan ediyor: - " İnnemel Müminune İhvetün / Bütün Müminler Kardeştir.'' (Hücürat 10) - Allah'ın ölçüsünü nasıl terk ederim !.. M.Kemal Allah'ı da nizamını da reddetmiş, şimdi biz de onun fikirlerini reddediyoruz. Kanun hakareti suç sayıyor ben hakaret etmiyorum ama bütünüyle karşıyım, iftihar ederim karşı olmakla. Bir sopayı eğri bulsan düzeltmekle düzelmez, aksine eğeceksin. Ah kanun olmasa ben bu sopayı nasıl aksine bükerim bilseniz [Kadir Mısıroğlu]

Ayasofya Camii için savaşın!

Sultan Vahdettin,1. Dünya savaşı akabinde İstanbul’un işgalinde, emrinde kendi güvenliğinin korunması amacıyla bırakılmış 700 kişiden müteşekkil orduyu Ayasofya çevresine mevzilendirmiş,ve ordunun kumandanı olan binbaşı Tevfik Bey’e şu emri  vermiştir: “Benim hayatımı boş verin, eğer işgalciler İstanbul'un fetih sembolü olan Ayasofya’ya çan takmaya gelirlerse,benden emir beklemeden ateş açın ve Son nefesinize kadar Ayasofya Camii için savaşın! “Benim hayatımı boş verin, eğer işgalciler İstanbul'un fetih sembolü olan Ayasofya’ya çan takmaya gelirlerse,benden emir beklemeden ateş açın ve Son nefesinize kadar Ayasofya Camii için savaşın!

Vahdettin, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı mı?

Vahdettin, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı mı? Ateşli okurlarımdan birisi sormuş: "Vahdettin'in Milli Mücadele'ye destek verdiğini iddia ediyorsunuz da, neden İngilizlerle yaptığı gizli anlaşmadan bahsetmiyorsunuz?" Bahsetmediğim doğru a ma neden? Sebebi gayet basit: Sahte olduğu için... Bakın, bunu ben söylemiyorum, Türk Tarih Kurumu'nun Atatürk zamanından beri çıkmakta olan bilimsel dergisi "Belleten"deki makalesinde araştırmacı Salâhi R. Sonyel söylüyor. ("İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşivlerinin ışığı altında 1919 İngiliz-Osmanlı gizli anlaşması", sayı: 135, Temmuz 1970, s. 437-462) Şimdi bazı sözde tarihçilerin Sultan Vahdettin'in "hainliği"nin kanıtı olduğunu iddia ettikleri 12 Eylül 1919 tarihli bu sözde gizli anlaşmaya biraz daha yakından bakalım. Buna göre Sadrazam Damat Ferid Paşa ile büyük bir ihtimalle İngiliz gizli haber alma servisinin (Intelligence Service) elemanları oldukları anlaşılan 3 levantenin imzalarını t

Teşekkürler Nabi Hoca

Teşekkürler Nabi Hoca... Sonunda yalan söyleyen tarih utanacak.. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Talim Terbiye Kurulu’nun tarih kitaplarında değişiklikler yapmak için çalışma içerisinde olduğunu söyledi. "Talim Terbiye Kurulu bütün tarih eğitimi konusunda çok köklü, yeniden çalışma içerisindedir. Tarih kitapları elden geçirilecek" Yalan Yazan Tarih utansın Teşekkürler Nabi Hoca... Sonunda yalan söyleyen tarih utanacak..
Rabbim Namazında Daim Olan Kullarından Eylesin Bizleri de.. Namaz uykudan hayırlıdır. Ebu Musa (r.a.)’tan dedi ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Namaz dolayısıyla insanlar arasında ecri en büyük olanlar, namaza daha uzak yerlerden gelenlerdir. Namazı imamla kılmak üzere namazı bekleyen bir kimsenin de sevabı, namazı tek başına kıldıktan sonra uyuyanın sevabından daha büyüktür.” [Buhârî, II/137; Müslim, I/460]

Ahlaksızlık ve İffetsizlik Patlaması

Mehmet Şevket Eygi Ahlaksızlık ve İffetsizlik Patlaması İSTANBULDA pornografik seks ve fuhuş=azgınlık filmleri gösteren iki sinemaya polis baskın yapmış… Böyle sinemaların uzun yıllardan beri var olduğu söyleniyor. Polis yeni mi öğrenmiş? Yoksa hamamın namusunu kurtarmak için bir gösteri mi yapılmış? Sinemaların ve filmlerin özelliği: Eşcinsel filmler gösteriliyormuş -ve eşcinsel ilişkilerde bulunuluyormuş… Sonra ne olmuş? Yakalananlar adliyeye sevk edilmiş. Bir kısmı serbest bırakılmış… Bütün İstanbulun adım başı, köşe başı dijital kameralarla dolu olduğu; devletin, emniyetin, istihbaratın uçan kuşu değil, uçan kelebeği bile görebildiği bir devirdeyiz. Büyük devlet adamlarının evlerine, ofislerine gizli mikrofonlar, kameralar, böcekler konulduğu bir devr-i dilarada yaşıyoruz. Geçenlerde kalabalık bir semte gitmiştim, Emniyet amirliği binasının karşısındaki kaldırımda iki yosma müşteri bekliyordu. Polisin bunu görmemesi mümkün müdür? Başta İstanbul olmak üzere ahlak çok ama çok bozulmu

Bir gun gelecek

Bir gün,kilictan keskin kil gibi ince sirata dizecekler hepimizi Ne makam,ne rütbe,ne para pul,ne ad kalmayacak hic bir izi Ne kacip saklanmaya bir yol,ne de duyan olacak seslerimizi O gün Rabbim,sefaatci eyle bizlere rahmet peygamberini.. Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber(s.a.v) şöyle derdi:  "Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan  ayına ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (SAV) YEMEK ADABI…

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (SAV) YEMEK ADABI… *Allah Resulü yemeğe besmele ve dua ile başlardı. *Sağ ayağını dik tutar,sol ayağının üstüne otururdu. *Hiç bir yemeğ i kötülemezdi. *Yemeğe tuz tadarak başlar,tuz tadarak bitirirdi ”Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirenin vücudundan ALLAH Ü TEALA 70 hastalığı alır, derdi” *Yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı. ”Yemeğin bereketi hem başında hem sonunda eli yıkamaktır” derdi. *Yemek yerken kabına üflemezdi.. *Toplu yemenin bereketini anlatır,sofra kalkıncaya kadar yemeği terketmeyin derdi.. *Ayakta ve yürürken yiyip içmezdi.. *Suya başlarken besmele çeker,üç yudumda içer,sonunda ELHAMDÜLİLLAH derdi…  *Yemeğe tuz tadarak başlar,tuz tadarak bitirirdi ”Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirenin vücudundan ALLAH Ü TEALA 70 hastalığı alır, derdi” *Yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı. ”Yemeğin bereketi hem başında hem sonunda eli yıkamaktır” derdi. *Yemek yerken kabına üflemezdi.. *Toplu yemenin bereketini anlatır,sofra kalkıncaya kadar yemeği

Çocuk Sineması

Çocuk Sineması Sınıf öğretmeni, çocukların uykuları üzerine bir araştırma yapıyordu. Rüya görmenin insan ruhunu ne kadar rahatlattığını ve onlar için ne kadar gerekli olduğunu belirttikten sonra:  - Söyleyin bakalım!. dedi. Bu gece ne gördünüz?  Çocuklar, tek tek el kaldırarak rüyalarını anlatmaya başladılar. O haftaki rüyaların birçoğu, üç gün önce meydana gelen korkunç tren kazası ile ilgiliydi. Bir de, cinnet geçiren bir emeklinin, karısı ve çocuklarını yol ortasında bıçaklaması ile... Öğretmen, arka sıralarda oturan bir öğrencinin el kaldırmadığını görünce, ona doğru yaklaşıp: - Hayrola arkadaş!. dedi. Yoksa sen hiç rüya görmüyor musun? Küçük çocuk, yanakları pembeleşirken: - Elbette görüyorum!. diye gülümsedi. Ama benim rüyalarım çok farklı. - O zaman, gördüğünü anlat!. dedi öğretmen. Aynı şeyleri görmen gerekmiyor. Küçük çocuk: - Ben, dedemle birlikte gittiğim balık avını gördüm!. dedi. Köyümüze yakın olan derede idik. Ve koca bir balık tutarak eve götürdük. Öğretmen, yaptığı çal