Ana içeriğe atla

İdeolojik hareketlerde “kurban”dan bol ne var?...

NEDEN TAKSİM ? Türk solunun bütün hikâyeleri Taksim merkezli 

Birkaç defa yazdık...
Yaza yaza klavyemizde tüy bitti...
Tam anlaşılmadı galiba... Bir daha izah edelim.
Oynanan oyunlarda niye merkez hep Taksim Meydanı?
Uzatmayalım; tırrak diye söyleyelim: Türk solu, Taksim’i kutsal alan yapmaya çalışıyor.
Türk solu, 1970’lerin ortasından beri, Taksim ve civarını bir merkez üs ve kutsal alan hâline getirmek için kolları sıvadı. 
Nedir “kutsal alan”?...
“Kutsal alan” aslında ideolojik bir kavram değil; dinî bir kavramdır. Bütün ideolojik hareketler, yeni bir kurum üretmektense, yerleşik kurumları çapulladıklarından, onlar da dinî kurumlara benzer kurumlar ihdas ederler.

Semavî dinlerin kutsal mekânlarını biliyoruz: Müslümanlık için Kâbe ve Kudüs, Musevîlik için Kudüs ve Hristiyanlık için Kudüs ve Efes. Her dinin bu mekânlarda gerçekleştirdikleri ibadetleri vardır.
Türk solu da, başta 1 Mayıs günleri olmak üzere muhtelif zamanlarda Taksim’de ritüeller gerçekleştirmeyi, “ibadet” değil ama “âdet” hâline getirdi. İkide bir bu “âdet”i depreşen Türk solu, 27 Mayıs 2013’ten beri, Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçları dert edinip eylemler yapmaya başladı.
Başka yerlerde (mesela Koç Üniversitesi’nin yapıldığı yerde) binlerce ağaç kesilirken “tık”ı çıkmayan twitter gerillaları, mesele Taksim olunca, bilgisayarlarına el attılar. Klavyelerini sıyırıp yalan-yanlış haberlerle ortalığı velveleye verenler; yani “twitter kurmayları” bilgisayar başında “siber meydan muharebesi” verdiler. (İktidar da bu “siber savaş”a karşılık, eski yöntemlerle “biber savaşı” vererek, büyük bir hata yaptı.)
Yürütülen “siber savaş”ın amacı, Taksim’in kutsallığına kutsallık eklemekti.
Amaç sadece “kutsal alan” yaratmaktan mı ibaret?

Elbette değil...
Kutsal kişiler (peygamberler, evliyalar), kutsal hikâyeler (mucizeler, kerametler, menkıbeler), kutsal şarkılar (ilâhîler) ve kurbanlar da gerekirdi. Türk solu, yıllardır bunların yaratılması için de sıvamıştı kolları...
Che Guevara ve Deniz Gezmiş evliya mertebesine yükseltilmiş, eylemleri birer menkıbe gibi anlatılarak “romantik devrimci mü’minler kuşağı” yaratılmıştır.
Bir sürü “devrim şarkısı”, söyleyenleri transa sokan ilâhîler gibi söylenir olmuştur. Son eylemlerde ortaya çıkan şarkıları da buna eklersek, Türk solunun “ilâhî” repertuarı baya baya genişlemişe benziyor.
“Pekiii... Semavî dinlerde veya pagan kültürlerdeki kurban meselesinin ideolojik hareketlere yansımasını nasıl izah edeceksin Hocam?” diyeceksiniz.
İdeolojik hareketlerde “kurban”dan bol ne var?...
Kurbandan maksat kan akıtmaksa, ideolojik hareketlerin bulandığı kanlar yeter?...
1968’den itibaren akan kanlar; 1 Mayıs 1977 günü Taksim’de ölen 37 kişinin kanı; son eylemlerde ölen 3 kişinin kanı ne güne duruyor?..

Türk solu nekrofil (ölü sevici)dir. “Birileri ölsün de onun bahanesiyle biz de kazanı kaynatalım” demeyi çok sever. (Ukalalık yapmayın... Biliyoz... “nekrofil” terimi cinsel sapıklık için kullanılır. Yeni Karamürselcilik yapacağınıza biraz da mecaz-ı mürsel öğrenin.)
Ölenler, ideolojik hareketlerin kurbanıdır. Her sene, ölümlerin sene-i devriyesinde trans haline geçip eylem yaparlar. İşte Gezi eylemlerinde ölenler için hemen başladılar kurban törenlerine.
Türk solunun bütün hikâyelerinin Taksim merkezli olmasının sebebini bilmem anlatabildim mi?

Prof. Dr. Namık Açıkgöz
Habervaktim.com
ra'd Suresi. 16
http://gercektarihdeposu.blogspot.com/



Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh