Türkçe ezanı savunan M.kamal'i aklamaya çalışan kemalistler islamdan bihaber yaşadığınız belli oluyor. Keşke Türkçe ezan okunsaymışmış. Dini kendinize uydurursanız bu sizin uydurduğunuz birşey olur. Siz dine uyarsanız o din olur! M.kamal dinde reform adı altında 18 yıl ezanı Türkçe okutturdu ve Arapça okuyanlar tutuklandı. Binlerce insan bu olay yüzünden göç etmek zorunda bırakıldı.
Türkçe ezanın metni
Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felaha, haydin felaha
(Namaz uykudan hayırlıdır, Namaz uykudan hayırlıdır)
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
acaba felah kelimesini neden Türkçe yapmadılar? "Kurtuluş" olduğunu insanlar bilmesin diye mi?
Tanrı sizi korusun Bizi ALLAH korur!
‘Türkçe Ezan’ 18 yıl devam etti
Türkçe ezan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu dönemde Arapça orijinali yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile ezan'ın Türkçe okunmasıdır. CHP iktidarı döneminde uygulamada kalmıştır. Bu süreç içerisinde ezan Türkçe okunmuştur. 1950 Seçimlerinden sonra Demokrat Parti'nin Arapça okunmasını istemiştir. Aslında Türkçe ezan tamamen kaldırılmamıştır, ancak 1950 tarihinden sonra Türkçe ezan okunmamıştır. Günümüzde ezan Arapça okunmaktadır.
Tarihte Türkçe ezan
Macar halk edebiyatı bilgini İgnaz Kunoş, 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansında Osmanlı İstanbul'unu anlatmıştır. Konuşmasında Türkçe ezan'ın Osmanlı'da da var olduğunu belirtmiştir.
Türkçe ezanın dile getirilmesi
Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor.
Türkçe ezan uygulamasına geçiş
1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
Kur'an’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.[1]Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.[3]18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.
Salanın Türkçeleştirilmesi
Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile İslam peygamberi Muhammed'e hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı salanın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.[4]
Daha sonra yapılan çalışmalar.
1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiştir. Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.
Kıbrıs Türkleri'nde Türkçe ezan
1932 yılında, Türkçe ezanın kabulünden sonra, Kıbrıs Türkleri de ezan çalışmalarına başlamıştır. Kıbrıs Müftüsü Dânâ Efendi 1954 yılında konuyla ilgili olarak ezanın Türkçe okunması câiz olduğuna ve halk, Türkçe okunmasını arzu ettiğine göre tercihen okutturulmasını maslahâta uygun görülmektedir diyerek fetva vermiştir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra CHP döneminde 18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuştur. 1950 Türkiye genel seçimleri sonrasında, Demokrat Parti Türkçe ezan ile ilgili olarak çalışmalara başladı. 14 Haziran günü gazetelerde açıklanan çalışmalar 16 Haziran günü hızlanmış, halkın meclis önünde tepki vermeye -destek amacı ile- başlayınca çalışmalar hızlanmış, ve kabul edilmiştir.
Aynı gün sonuç Celal Bayar'a telsizle gönderilmiştir. Celal Bayar da kabul etmiştir. Aslında çıkarılan yasaya göre Ezan dili serbest bırakılmıştır.
Kabulden sonra yaşanan olaylar
Aynı gün İkindi ezanında Arapça ezan yasağı resmen kalkmıştır. Bursa'da bir camiide 7 defa İkindi ezanı okunmuştur. Şanlıurfa'da Hasan Padişah Camii müezzini de kabulü dolayısıyla ağlamıştır.[9] Ayrıca, 6 Temmuz 1950 tarihinde de haftada üç gün Ankara Radyosu'nda Kur'an okunacağı belirtilmiştir.
Türkçe ezanın metni
Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felaha, haydin felaha
(Namaz uykudan hayırlıdır, Namaz uykudan hayırlıdır)
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
acaba felah kelimesini neden Türkçe yapmadılar? "Kurtuluş" olduğunu insanlar bilmesin diye mi?
Tanrı sizi korusun Bizi ALLAH korur!
‘Türkçe Ezan’ 18 yıl devam etti
Türkçe ezan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu dönemde Arapça orijinali yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile ezan'ın Türkçe okunmasıdır. CHP iktidarı döneminde uygulamada kalmıştır. Bu süreç içerisinde ezan Türkçe okunmuştur. 1950 Seçimlerinden sonra Demokrat Parti'nin Arapça okunmasını istemiştir. Aslında Türkçe ezan tamamen kaldırılmamıştır, ancak 1950 tarihinden sonra Türkçe ezan okunmamıştır. Günümüzde ezan Arapça okunmaktadır.
Tarihte Türkçe ezan
Macar halk edebiyatı bilgini İgnaz Kunoş, 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansında Osmanlı İstanbul'unu anlatmıştır. Konuşmasında Türkçe ezan'ın Osmanlı'da da var olduğunu belirtmiştir.
Türkçe ezanın dile getirilmesi
Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor.
Türkçe ezan uygulamasına geçiş
1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
Kur'an’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.[1]Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.[3]18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.
Salanın Türkçeleştirilmesi
Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile İslam peygamberi Muhammed'e hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı salanın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.[4]
Daha sonra yapılan çalışmalar.
1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiştir. Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.
Kıbrıs Türkleri'nde Türkçe ezan
1932 yılında, Türkçe ezanın kabulünden sonra, Kıbrıs Türkleri de ezan çalışmalarına başlamıştır. Kıbrıs Müftüsü Dânâ Efendi 1954 yılında konuyla ilgili olarak ezanın Türkçe okunması câiz olduğuna ve halk, Türkçe okunmasını arzu ettiğine göre tercihen okutturulmasını maslahâta uygun görülmektedir diyerek fetva vermiştir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra CHP döneminde 18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuştur. 1950 Türkiye genel seçimleri sonrasında, Demokrat Parti Türkçe ezan ile ilgili olarak çalışmalara başladı. 14 Haziran günü gazetelerde açıklanan çalışmalar 16 Haziran günü hızlanmış, halkın meclis önünde tepki vermeye -destek amacı ile- başlayınca çalışmalar hızlanmış, ve kabul edilmiştir.
Aynı gün sonuç Celal Bayar'a telsizle gönderilmiştir. Celal Bayar da kabul etmiştir. Aslında çıkarılan yasaya göre Ezan dili serbest bırakılmıştır.
Kabulden sonra yaşanan olaylar
Aynı gün İkindi ezanında Arapça ezan yasağı resmen kalkmıştır. Bursa'da bir camiide 7 defa İkindi ezanı okunmuştur. Şanlıurfa'da Hasan Padişah Camii müezzini de kabulü dolayısıyla ağlamıştır.[9] Ayrıca, 6 Temmuz 1950 tarihinde de haftada üç gün Ankara Radyosu'nda Kur'an okunacağı belirtilmiştir.
Yorumlar