Ana içeriğe atla

Geleceği Karanlık bir Müslüman Toplum

Geleceği Karanlık bir Müslüman Toplum,Mehmet Şevket Eygi

MÜSLÜMAN bir toplum aşağıdaki durumlara düşerse sonu iyi olmaz. Başına birtakım felaketler, musibetler ve afetler gelir. Tokatlar yer.
1. İtikadı bozulursa…
2. Kur’anın mutlaka yapın dediği farzları, ibadetleri, iyilikleri, hayırları yapmaz; yapmayın dediği kötülükleri, haramları, günahları işlerse.
3. İmandan sonra İslamın ikinci temel emri, dinin direği olan vakit namazlarını dosdoğru kılmazsa.
4. Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) emirlerini ve öğütlerini dinlemez, Sünnetine göre yaşamazsa.
5. Zekatı Kur’ana, Sünnete ve Şeriata-fıkha uygun şekilde dosdoğru vermezse.
6. Mü’minler tek bir Ümmet olmaz; bir yığın birbirinden kopuk cemaate, fırkaya, hizbe, parçaya ayrılır ve birbirleriyle çekişirlerse.
7. Müslümanlar birbirleriyle faiz muamelatı yaparlarsa.
8. Mü’minler ehliyetli bir İmam’a biat ve itaat etmezlerse.
9. Emanetlere hıyanet edilirse.
10. Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmezlerse.
11. Mü’minler birbirlerini sevmez, desteklemezlers e.
12. İslam düşmanlarını, kafir ve münafıkları taklit ederlerse.
13. Hür ve erkek Müslümanlar farz namazları cemaatle kılmazsa.
14. Din ilimlerini geçim, menfaat, zengin olmak için öğrenirlerse.
15. Zenginlere, zalimlere yağcılık, yalakalık yaparlarsa.
16. Lüks, israf ve sefahate düşerlerse.
17. İlmi ve icazeti olmayanlar kendi re’y ve hevalarıyla Kur’anı yorumlamaya yeltenirse.
18. Çocuklarını İslam medreselerinde, İslam mekteplerinde okutup, onları sahih itikatlı, beş vakit namaz kılar, yüksek ahlaklı; iyi, doğru, vasıflı ve güçlü Müslümanlar olarak yetiştirmezlers e.
19. Cuma ezanı okununca ticarete, alış verişe son verip; dükkanlarını, bürolarını, işyerlerini kapatıp camilere gitmezlerse.
20. Toplantılarda, düğünlerde, çeşitli etkinliklerde Müslüman kadınlar nâmahrem erkeklerle karışık otururlarsa.
21. Farzları ve müekked sünnetleri terk ve ihmal edip birtakım nafile ibadetleri öne alır ve bunları nefsaniyet ve gururlarına alet ederlerse.
22. Hayat berzahında kendi akıllarıyla, bilgileriyle doğru yolu bulamayacak olan eksikler; kendilerine kamil bir mürşid ve rehber bulup onun nasihatlerini dinlemezlerse.
23. Nefs-i emmâre bataklığından nefs-i levvame sahiline çıkmazlarsa.
24. Laik, seküler ve dünyevî sapık bir hayat felsefesine sahip olarak bütün himmet, çalışma ve gayretlerini fanî dünyaya yönlendirir, âhireti düşünmezlerse.
25. Günde altı milyon ekmeği çöpe atacak derecede korkunç bir israf bataklığına düşerlerse.
26. Yaşamak için yemezler, yemek için yaşarlarsa.
27. Bir yığın zararlı, faydasız, fasa fiso bilgi edindikleri halde, özet olarak da olsa ilmihallerini öğrenmezlerse.
28. Allahın ve Resulullahın hışm ettiği şeylere hışm etmezlerse.
29. Kinlerini din haline getirirlerse.
30. İçlerinden bazıları evliyaurrahmana düşmanlık ettiğinde; öteki Müslümanların bunu en uygun ve doğru şekilde önlemeye çalışmazlarsa.
31. Ruhbanları erbab=rabler haline getirirlerse.
32. Nefsle ve küffar ile cihadı terk ederlerse.
33. Parayı kenz edip, Allah yolunda harcamazlarsa.
34. Fasık, facir ve zalim zenginlere hürmet edip, fakir salihleri ve faziletlileri tahkir ederlerse.
35. Kafirleri dost ve veli edinirken, salih Müslümanlarla irtibatlarını keserlerse.
36. Dünya şehvetlerine uyarlarsa.
37. Açıkça, cehren ve alenen fuhşiyyat=azgın lık yaparlarsa.
38. Din ve mukaddesat ticaretini normal ve meşru görürlerse.
39. Resulullah Efendimize kopuksuz silsilelerle ve icazetlerle bağlı ulemayı, fukahayı, meşayihi bırakıp; bid’atçilerin, reformcuların, bozuk mezhep mensuplarının peşlerine düşer, hanif dinini onlardan öğrenmek cinnetine kapılırlarsa.
40. İslam gemisini delip batırmak isteyen sapıklara ve mecnunlara mani olmazlarsa.
41. Resulullah Efendimize saldırılınca fazla tepki göstermeyip, kendi şeyhlerine ve hocalarına fiske vurulunca yeri göğü inletircesine tepki gösterirlerse.
42. Allahın indirdiği hükümlerle hükm etmezlerse.
43. Zina gibi kesin haram, büyük günah ve suç olan bir kötülüğü suç olmaktan çıkarırlarsa. Zinanın suç olduğunu kabul edenler, buna ses çıkartmazlarsa.
44. Zina ve bina çoğalırsa…
45. Kendilerini dindar, salih, zahid ve iyi Müslüman sanan kişiler göklere ser çekmiş binalarda otururlarsa.
Aaah… Aaah… Aaah!..
Böyle bir toplum, içlerindeki âbid ve zâhidlere rağmen kötü durumdadır ve onun geleceğinden korkulur.
Ey gafiller!.. Durumu Kur’ana, Sünnete ve Şeriat ölçü ve hükümlerine göre iyi olmayan bir toplumun zenginliği, lüksü, israfı, müzeyyen haneleri, pahalı ve şaşaalı otomobilleri, Fir’avununkinde n zengin sofraları, pahalı giysileri, tantanaları, şaşaaları, ihtişamları, debdebeleri, dâratı, servet ü sâmanı, saltanatı keramet değil, istidractır. İstidracı keramet sanan gafillerin ve fâsıkların sonları iyi olmaz.
Cenab-ı Hak cümlemize akıl fikir ve uyanıklık ihsan buyursun.
Allahü Teala hazretlerinin bize yardım etmesini istiyorsak, biz aklımızı ve irademizi kullanarak kendimize yardım edelim.
Islah… Islah… Islah!..
* Çarşamba, Haziran 26, 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh