Ana içeriğe atla

Kemalistler, Arap kültürüne ilişkin herşeyden nefret ederler.

Fesüphanallah

Kemalistler, Arap kültürüne ilişkin herşeyden nefret ederler. Osmanlı’ya ilişkin herşeyden de nefret ettikleri gibi.

Halk da yüzyıllarca Arap’a sevgi ve saygı göstermiş, fakat sonradan “imparatorluğa ihanet edip bizi arkadan vurduğu için” ondan soğutulmuştur.

Bu soğukluk hatta nefret, halkımıza bürokrasi tarafından “empoze” edilmiştir, aslında Türk halkının Arap halkıyla (halklarıyla) bir sorunu yoktur.

Şimdi okullara seçmeli Arapça dersi konacakmış, Kemalistler’in tüyleri gene diken diken oldu.

Hani bir zamanlar Hilmi Yavuz, “liselere hiç olmazsa Atatürk’ün Büyük Nutuk’unu aslından okuyup anlayacak kadar Osmanlıca dersi konsun” demişti de kıyameti koparmışlardı.

Bu kafa, ezan Türkçe okunursa halkın aydınlanacağını sanan kafadır. Ezanın Türkçe okunmasından 1950 seçimlerinden sonra vazgeçildi, acaba Demokrat Parti’yi iktidara getirenler kimlerdi? On sekiz senedir Türkçe ezan dinleyenler mi, uzaylılar mı?

Bu kafa, çarşafla gezdiği ve “pis” göründüğü için ülkemizde Arap turist de istemez. Ama para verince almamazlık da etmez.

Nitekim, başarısız darbecilerin gündemindeki icraat programında “Arap ülkeleriyle her türlü ilişkinin kesilmesi” de vardı. Milyarlarca doları sokağa atacaklardı, yeter ki ortalıkta pis insanlar dolaşmasın. Kravatsız Türk de ana caddelere yaklaşmasa iyi eder.

Bu kafa, yıllarca Rusça öğrenmemizi yasakladı, “komünistler konuşuyor” diye. Demek ki Beyaz Ruslar başka bir dil konuşuyorlardı ve on dokuzuncu yüzyılın büyük Rus yazarları, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev, Çehov falan da başka bir dille yazmışlardı! Bu kafa, Çince’yi de yasakladı, Çekçe’yi de, Bulgarca’yı da, Sırpça’yı da, Romence’yi de, Lehçe’yi de.

Bu kafa, bırakın Rusça’nın kendisini, “Kiril alfabesinin göze görünmesini” bile yasakladı. Koyu bir Kemalizm propagandası olan 1934 Sovyet yapımı “Türkiye’nin Kalbi Ankara” filminin Sinematek’teki gösterimini hatırlarım, 1967 falan olmalı, filmin jeneriği ispirtolu kalemle karartılmıştı!

Komünizm yıkılınca şaşırıp kaldılar ve bu sefer harıl harıl Rusça bilen eleman aramaya koyuldular. Daha önceleri MİT’te çalıştırmak için Rusça bilen eleman lazım değil miydi be kardeşlik? İlle Bulgar göçmenine mi mahkum olacaktınız?

Şimdi, kendisi de altmışlı yıllarda nice belayı göze alıp solculuk gayretiyle Rusça öğrenmiş olan bir Kemalist, Ataol Behramoğlu, Arapça öğrenimine karşı çıkıyor.

“Arapça çağdaş bir bilim, kültür, teknoloji dili değildir” diyor. Gelecekte çocukların işlerine yaramazmış. Öyle ya, elektronik teknolojisinde devrim yapan Steve Jobs aslında Rusça konuşurdu, asıl adı da Stepan Raboçiye herhalde!

Bal gibi ticaret dilidir.

Ve de bize bülbül gibi Arapça bilen çocuklar gerekli olacaktır. Japonca bilen, Çince bilen gençler de altın değerinde. Şimdi de, ileride de.

Dün okuduk, Kemalistler “çocuk akşam eve gelince anasına ‘selamınaleyküm’ diyecek” diye endişe ediyorlar. Vallahi çocuğu kendi haline bırakırsan besmele de çeker maazallah.

Böylece, bu ülkede niçin sittin sene hiçbir serbest seçimi kazanamayacaklarının açıklamasını da kendi ağızlarıyla yapmış oluyorlar!

Nye tak liy, tavariş? Öyle değil mi, yoldaş?

KAYNAK;(Engin Ardıç, Aralık 2011)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh