Ana içeriğe atla

PAKRADUNİLER

KRİPTOLAR, PAKRADUNİLER (Mutlaka okuyun )

Onun asıl isminin Artin olduğunu biliyor musunuz?.. Türk veya Kürt olmadığı kesin ama Kriptoların hangi grubuna mensup olduğu kesin değil.

Bu kanlı hikayenin içinde birtakım Derin İstihbaratçıların olduğu söyleniyor.
Koskoca bir devlet, muazzam bir ordu bu faciayı otuz yıla yakın bir zamandan beri bitiremiyor.

Çok kanlı ve çok kârlı bir iş bu.

Ülkeye, halka ve devlete yüz milyarlarca dolara mal oldu.

Birileri bu işten çok paralar kazandı, büyük zengin oldu. “Mallar” bir ara helikopterlerle taşındı.

Bu kanlı facianın ismi “Bitmeyen Faciadır…”

Bunu kimse bitiremez… Özal bitirmek istemişti de onu bitirmişti Derin’ler.

Derin ve gizli birileri bu savaş bitmesin ve sonunda Türkiye bölünsün ve parçalansın istiyor.

Böyle bir şeyi gerçek Kürtler ister mi? İstemezler, çünkü Türkiye parçalanırsa onlara ait topraklara birtakım yabancılar gelecektir. Kavga bitecek ama yorgan da gidecektir.

Bu bir Kürt millî hareketi midir? Hayır!.. Kostümler Kürttür ama oyunu sahneye koyanlar ve senaryoyu yazanlar Kriptodur.

Kripto ne demektir? İki kimlikli demektir. Görünen kimliği iğreti, yalan ve sahtedir. Asıl kimliği gizlidir.

Kriptolar sadece dağdakiler midir?.. Hayır!.. Asıl güçlü, sinsi ve dehşetli Kriptolar dağda değil, bağdadır.

Kriptolar doğu ve güneydoğu Anadolu’yu boşaltıyor mu?.. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Oraları niçin boşaltıyorlar?.. Müsait zaman gelince, fırsat zuhur edince o bölgelere dışarıdan nüfus getirilecektir. Boşluk onlar için hazırlanıyor.

Dağdaki ve bağdaki belli başlı Kriptolar niçin tespit edilip teşhir edilmiyor?.. Doğrusu buna benim de aklım ermiyor…

Türkiye halkı bu Kriptolar meselesine vakıf mıdır?.. Maalesef yüzde değil, binde biri bile bilmez bunları.

Bu konuda Türkiye gazetesinin 9 Şubat 2012 tarihli nüshasının birinci sayfasında çok önemli bir haber yayınlandı. Gereken ilgi gösterilmedi, kaynadı gitti…

Niçin bu kadar önemli bir haber ilgi görmedi?.. Demek ki uyuyoruz!..

Büyük medya, Türkiyenin parçalanmasına yol açabilecek bu çok önemli ve vahim konuda ne yapıyor?.. Büyük medyanın gündeminde futbol var, magazin var, bazısında müstehcen yayınlar var, meraklı haberler, şehvet var… Ülkeyi allak bullak eden Kriptolarla uğraşacak vakitleri yok.

Başka sebep yok mu?.. Var tabiî… Ülkemizde iki büyük Kripto azınlık vardır. Birileri yazımın üst tarafında dağda ve bağda olanlar diye anlattığım kesim; diğeri ise Yahudi kökenli olanlar.

Birinci kesimdeki Kriptolar içinde de Yahudi kökenli olanlar var mı?.. Var… Onlara Pakraduniler deniliyor… Yahudilikten Ermeniliğe geçmişler… Daha sonra da Kürt veya Türk, Sünnî veya Alevî Müslüman görünmüşler…

Aaaa!.. Ben bu Pakraduni lafını hiç duymamıştım. Sen bunu nereden çıkarttın?..

A akıllım, dünya ve bilgi senin bildiklerinden ibaret olsaydı, her şey ne kadar yoz ve basit olurdu… Sen bilmediğin için onlar yoktur diyenlerden misin yoksa?

Peki bu konuyu nereden öğreneceğiz?

Çoook zor… Kar izleri silmiş…

1930’lu yıllarda İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Abraham Galanti önce Hamenora dergisinde bu konuda Fransızca bir makale yazmış, sonra bu makale küçük bir kitap halinde bastırılmış.

30 yıllarda İstanbul’da yayınlanmış bu derginin İstanbul kütüphanelerinde bir koleksiyonu mevcut değildir.

Fransızca kitapçık da yoktur. Bendenize Pakradunilerle ilgili kitabın mikro filmlerini Berlinden bir dostum göndermek lütfunda bulundu. Berlin Devlet Kütüphanesinde (Eski Prusya Kütüphanesi) bir nüsha varmış.

Peki neymiş, kimmiş bu Pakraduniler?

Böyle gizli, esrarlı konular öyle kolayca anlatılamaz. Pakradunileri anlamak için tarih uzmanlarından bir sene sıkı ders görmek gerekir.

Bizde böyle uzmanlar var mıdır?.. Yoktur, dış dünyadan uzman bulup getirmek gerekir.
Bizim Merakî bey zora hiç gelemez… Madem ki Pakradunileri anlamak ve öğrenmek zor; medyadaki kavga gürültü, magazin, futbol, ıvır zıvır yalan dolan, manken haberleri okumaya ve seyr etmeye devam…

Ehl-i dünya dünyada, ehl-i ukba ukbada…

Kemalistlerin derdi M. Kemal… Müslümanların derdi Çamlıca camii vs…

Dağdaki ve Bağdaki Kriptolar da işlerine devam eder.

Türkiye parçalanıncaya kadar.

Kabak en fazla Müslüman Kürtlerin başında patlar…

Mehmet Şevket Eygi/Milli Gazete



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh