Ana içeriğe atla

Gezi Parkında Ermenistan Rüzgarları

Mehmet Şevket Eygi
Gezi Parkında Ermenistan Rüzgarları Esiyor
TAKSİM Gezisi başkaldırması konusundaki yazıma başlarken bazı gerçeklerden bahs etmek istiyorum.
Ermenistan Türkiyeden, bugünkü Ermenistanın dört beş misli toprak istiyor. Bu istenen topraklara verilen isim Batı Ermenistan’dır.
Ermenilerin bu isteklerini gerçekleştirmel eri Türkiyede anarşi, kaos, iç savaş, iktisadî çöküntü, yüksek ve müzmin enflasyon bağlıdır. Türkiyeliler birbirlerini yesinler ki, Ermenistana gün doğsun.
Megali İdeacı Elenler. Türkiyeden toprak istiyor. Onların isteklerinin de gerçek olması için iç savaş, kaos, anarşi lazımdır.
Haçlılar, misyonerler Türkiyeyi tekrar bir Hıristiyan yurdu yapmak istiyor. Ümitleri kaosta, anarşidedir.
Siyonistlerin bugünkü Türkiye topraklarının bir kısmında gözleri vardır. Onlar, Türkiyede millî veya İslamî bir Cumhuriyet olmasını istemezler, bir Selanik Cumhuriyeti isterler.
Sıcak denizlere çıkmak isteyen Rusya da Türkiyenin bölünmesini, anarşi ve kaos ortamına yuvarlanmasını ister.
Türkiye’de bir milyonun üzerinde Kripto Yahudi bulunmaktadır. Bunlar sadece Sabataycılardan ibaret değildir.
Yine bir milyondan fazla Kripto Hıristiyan vardır.
Sayıları azdır sanıyorum ama çok güçlü Pakraduniler vardır.
Türkiyede halkın çoğunluğunun seçtiği siyasî iktidarın yanında başka iktidarlar, derin devletler, başka Cumhuriyetler bulunmaktadır.
Türkiye 1923’ten 1945’e kadar tek parti faşist ve oligarşik rejimiyle idare edilmiştir.
Çok partili devirde Demokrat parti iktidara geçince ve millî kimlik ve kültüre biraz taviz verince 27 Mayıs 1960 darbesi yapılmış ve Adnan Menderes idam edilmiştir.
Güçlü egemen azınlıklar Türkiyede çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanların iradesinin hakim olmasını hiçbir zaman istememişlerdir .
12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbeleri hep çoğunluğa karşı yapılmıştır.
Bugünkü Taksim Gezi hadiseleri Sünnî tabanın desteğiyle, serbest seçimlerle işbaşına geçmiş iktidarın düşürülmesine, yerine vesayetçi egemen azınlık iktidarı getirilmesine yöneliktir.
Son Gezi kıyamının (Kalkışmasının) ardında uluslararası emperyalist ve sömürgeci güçler vardır. Onlar Afganistanda da vardır, Irak’ta da vardır.
Cumhuriyet tarihinin vesayet rejimlerinde, Türkiyede bugünkü kadar hürriyet olmamıştır.
Faiz, iktisat, büyük finans lobisi, derin devleti, çetesi ve mafyası serbest seçimlerle işbaşına gelmiş hükümeti devirmek istiyor.
Seçimle gelmiş iktidar satrancı iyi oynamazsa kaybedebilir.
Emperyalistler, ajanları casusları provokatörleri vasıtasıyla Sünnî çoğunluğu param parça etmiş, bir İslam Protestanlığı mozaiği meydana getirmiştir.
Müslümanların içine sızmış birtakım yarı mühtedi, münafık, rezil hergeleler ve fırsatçılar bozuk düzenin haram rantlarını devşirerek ülkeye, devlete ve halka büyük kötülük etmişlerdir.
Bütün Müslümanlar Gezi Kalkışması konusunda şu prensiplerde birleşmelidir:
1. Seçimle gelen iktidarlar ancak seçimle gider.
2. Askerî veya sivil darbeler hıyanettir, büyük kötülüktür.
3. Egemen azınlıklar, Atatürkçüler, hattâ bazı dinî sektler iktidar olmak istiyorlarsa, önlerindeki tek meşru yol siyasî parti kurup seçimlere girmektir.
Gezi’cilerin ardındaki gizli ve derin güçler, krizi bahane ederek milyarlarca dolar vurmak istiyor.
Gezi’deki ağaçları kurtarmak, Topçu Kışlasının inşasına mani olmak birer kuru bahanedir.
Türkiye çökertilmek, korkunç bir kaos ve anarşiye sürüklenmek isteniyor.
Türkiyenin, Yunanistan gibi iktisadî ve mâli bir krize sürüklenmesi isteniyor.
Taksimde Ermeni emperyalizmi, Megali İdea, Haçlılık, BOP fırtınaları estirilmektedir .
Gezide ağaçlar ve Topçu Kışlası için direnenler varsa, yıkıcı ve çökertici amaçları yoksa ellerinden öperim, kendilerini tehzih ederim.
Faiz lobisi yakın tarihimizde İstanbul civarında muazzam miktarda ağaç kesmiş, orman tahribatı yapmıştır.
Müslümanlar yüzde doksan oy alsalar bile iktidar olamayacaklardı r diyen zihniyet hortlamıştır.
Zehirli düzen rantlarını yiyenlerin iri lokmaları boğazlarında kalabilir.
İslamî kesimden bazıları Gezi isyanını ve kaosunu desteklemekte, ellerini sevinçle ovuşturmaktadır . Türkiyeyi ele geçirmek heves ve ihtirasları… Tayyip bey iktidarı yıkılacak, Türkiye olgun bir armut bunların kucağına düşecek… Bu ham hayalleri bıraksınlar. Seçimle başa geçmiş meşru iktidar yıkılırsa onlar da enkazın altında kalacaklardır.
Gezi ağaçları, ekoloji, Taksim Kışlası martavallarını bırakın… Faiz lobisine bakın…
Seçimle gelen iktidarın seçimsiz yıkılmak istenmesine bakın…
Türkiyenin iktisadiyatının çökme tehlikesini düşünün…
Vesayet rejiminin geri gelmesinden korkun…
Resmî ideoloji oligarşisi direniyor…
28 Şubat hortluyor…
Bu gezi işinde Nuseyrilerin bile tuzu biberi var…
Türkiye kaosa sürüklenmek, çökertilmek, anarşi ortamı içine yuvarlanmak isteniyor…
Yakıcı, yıkıcı kasırgalar esiyor Taksimde…
Düzenin zehirli ve haram rantlarını yedikten sonra rehavet içinde geviş getirenler, siz bu olup bitenlerden ne anlıyorsunuz?
Sakın bu rüzgarlar sizi fena halde çarpmasın?

(Haziran,2013.Mehmet şevket Eygi.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh