Ana içeriğe atla

M.kemal'e ithaf edilen tüm başarılar

M.kemal'e ithaf edilen tüm başarılar hepsi çerkez etheme aittir ?

Çerkez ethem zamanın en büyük milli mücadelenin askeri dehası komutanıdır : m. kemal'e ithaf edilen tüm başarılar hepsi çerkez etheme aittir....M. Kemal hazira konmustur. Milli mücadele de pek fazla emegi yoktur. Bunu dönemin telgraflarini incelediginizde görebilirsiniz. .. Tabi taassuptan arinmak sarti. Sürekli Cerkez Ethem'e vazife vermesinden anlasiliyor. Çerkez Ethem yunanlıları doğrarken, Kazım Karabekir paşa Ermenileri keserken, M.kamal Ankara'da kadın oynatıyordu Meclise girip mebus olmak için gün sayıyor.. Sonra Çerkez Ethem'i ve Karabekir paşayı hainlikle suçlayanda M.Kemal'dir (ingiliz siyonizm mason projesidir)

Çerkes Ethem'in Ankara'ya gelişini Halide Edip Adıvar şöyle anlatır:

"Ethem Ankara'ya silahlı kuvvetleriyle girdiği zaman sokaklar doldurulmuştu. Adamları arasında kadınlar da vardı. Ethem büyük şevkle karşılandı. Mustafa Kemal paşa otomobilini ona verdi. Bu Ankara'da bulunan tek otomobildi. Ethem TBMM'e geldiği zaman coşkunlukla karşılandı."(Dağa Çıkan Kurt)

M. kemal en büyük hainliği ihanetidir çerkez ethem'e attığın iftiradır :

döneminin en büyük askeri güçlerinden biridir ...düzensiz harekatlarda başarısıyla bilinir. kuvayi milliye komutanlarından dır.

"ben milletime ve tarihe hain diye tanıtmışlar (mustfa kemal ve cuntası ) , gıyabında idama mahkûm edilmiş bir adamım. ama hakikatte ben, asgari bana böyle diyenler kadar vatanperverim. ve milli mücadele'de hepsinden kıdemliyim. ben hain olmaya icbar edildim, buna rağmen hain olmadım. şimdi hakikatleri açıkça konuşabilecek miyiz? hepimiz adil ve bitaraf hâkimler önüne çıkabilecek miyiz? haydi bunlar oldu diyelim; ya zihinlere yerleştirilmiş menfur kanaatleri nasıl ıslah edeceğiz. burada gurbette ölürüm, fakat hiç olmazsa günün birinde doğru tarihin hakikatları ele almasını ümit ederek gözıerimi kaparım."

Cumhuriyet Tarihinde Baştakiler. Kimi isterse o kahraman kimi isterse o hain olmuştur. Okulllarda bizlere ve küçük kardeşlerimize sahte kahramanlar büyük bir özenle gerçek kahraman gibi öğretilmiş. Gerçekten kahraman olanlar ise. hain olarak öğretilmiştir. bu Cumhuriyet tarihinin en büyük ayıbı olarakta tarihe geçmiştir. Çok şükür ki bazı sahte kahramanların düzeni bozuluyor ve gerçekler gün ışığına çıkmaya başlıyor. İşte size gerçek bir kahramanın gerçek hayatı.

Sadece Yapma Kahramanlar Unutturulmamaya Calısılır .. Gerçek Kahramanlar İse Unutturulmaya
Çerkez Ethem Hakkında En büyük yalan ise “Çerkez Ethem Yunan’a sığındı” iftirasıdır.

Bu konuda Prof. Dr. Mim Kemal Öke, “İsmet İnönü’nün her zamanki tavrıyla Çerkez Ethem ve ağabeyleri aleyhinde bazı propagandalarda bulunduğunu da söyleyebiliriz. İşte bu çerçeve içinde Çerkez Ethem arkadaşları ile Yunan ordusu ve Türk Ordusu arasında kalır İşte orada o önemli kavşakta, bir ikilem içindedir. Ne yapacaktır? İşte bu Yiğit Adam saflarında dövüştüğü Anadolu insanıyla kılıç kılıca gelmekten çekinerek, Yunanlılarla görüşerek sadece bir çıkış noktası istemiştir. Anadolu’daki mücadeleyi akamete uğratmamak ve bir savaşa dönüştürmemek için yurtdışına gitmek için bir geçit noktası istemiştir. Hatta arkadaşlarına döner derki; ‘Siz silahlarınızı bırakıp Kuvayi Milliyeye döneceksiniz, onlarla birlikte savaşacaksınız. ”

Tarihçi Cemal Kutay ise, “Ethem iki şık arasında tercihe mecbur bırakılmıştır; Ya üzerine sevk edilen askerlere karşı koyacak kardeşkanı dökülecektir veyahut ta bırakıp gidecektir. Nereye gidebilir? Yunana. Hayır, en büyük tarihi hakikat şimdi size söyleyeceklerim dir. Ethem Yunan’a iltica etmemiştir. sadece geçiş hattı istemiştir.”

Ethem Bey hakkında bazı tarihçi, gazetecilerin görüşlerini sizlerle paylaşmak isterim:

Avni ÖZGÜREL – Gazeteci, “Elinin altında hayli maddi kaynak olmasına rağmen Yunanlılara teslim olma kararını verdiğinde cebindeki üç-beş kuruş dışında yanına bir şey almadı. Nitekim Atina’ya götürülüp tedavisine Almanya’da devam edilmesi kararı üzerine oradan ayrıldığında günlerce pekmeze ekmek banarak karnını doyurmaya çalıştığını da biliyoruz. Şurası kesindir ki Ethem’e ‘Çerkes’ lakabını takan İsmet Paşa’dır. Kendisine sorulduğunda bunu ‘övgü’ olarak kullandığını söyler; ama Ethem öyle anılmaktan rahatsızdır: ‘Hepimiz Osmanlı’ydık… Eğer milliyet ve ırk tefriki yapılmaya kalkışılsaydı bu vatanda şeceresi karışmamış kim kalırdı.’ Demiştir. Ethem’in Yozgat isyanlarını büyük bir maharet ve süratle bastırması da onu aynı yerde daha önce başarısız olmuş bazı kumandanların kıskançlık ve rekabet hislerine hedef haline getirdi. Ancak Milli Mücadele şekillenmeye başladığında bir gelişme oldu ve Mustafa Kemal’in yakın çevresinde değişiklik yaşandı. yola birlikte çıktığı kişilerden ayrıldı, mücadeleye sonradan hatta bir bakıma fazlaca inanmadan- katılan ‘emir/kumanda adamları’ (kastedilen m. kemal ve İsmet İnönü’dür) ön plana geçti. Bu değişimin Mustafa Kemal’in arzusu olmaktan çok ‘yeni gelenlerin manevrası’ olduğu yolunda işaretler var.”

Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, “TBMM daha Ankara da çalışmaya başlamadan önce, Salihli cephesinde Yunan ilerlemesinin durdurulması ve iç ayaklanmaların bastırılmasında fevkalede önemli hizmetleri vardır. Hatta hiç abartmadan şunu söyleyebiliriz ki, Eğer Çerkes Ethem ve onun kuvvetleri olmasa idi, Ulusal Kurtuluş mücadelesi başlamadan ortadan kaldırılabilird i.”

Yavuz BAHADIROĞLU – Tarihçi, “Çerkez Ethem’in yok edilmesine karar verilmişti de, formül aranıyordu aslında. Çerkez Ehem’de kendini feda etmemek için direniyordu… Burada Çerkes Ethem’in davranışını, hıyanetle değil olsa olsa, bir büyük fedakarlık, kendi varlığını feda eden bir oluşum olarak değerlendirmek olduğuna inanıyorum.”

Muhittin NALBANTOĞLU, “Çerkes Ethem çok büyük bir vatansever, kurtuluş savaşının ilk günlerini düşünün, bir tek kişiye ihtiyaç duyulduğu günlerde, bu adam Yunanlıları sahillere çakılı bırakıyor, Anadolu ya bırakmıyor.”

İsmet BOZDAĞ – Tarihçi, “Nerede bir yangın varsa oraya yetişen bir Çerkez Ethem kuvvetleri vardı. Batı cephesi komutanlığına atanan İsmet İnönü’nün ilk işi Çerkez Ethem’in unvanını değiştirmek olmuştur.”

Cemal KUTAY – Tarihçi, “Mondros mütarekesinden sonra ta meclisin kurulmasına kadar, ne Erzurum kongresinde, ne Balıkesir kongresinde, ne Alaşehir, ne Sivas kongresinde bulunmamış insanlar, (burada edilen kasıt mustafa kemal ve İsmet İnönü’dür) İstanbul un işgalinden sonra sığınacak yerleri kalmadığı için, mecbur kaldılar Anadolu ya geldiler. Mücadele bunun mücadelesidir. Milli mücadelede öncekiler ve sonrakiler mücadelesidir… İnsanlara Hain demek kolay, kaldı ki kendini müdafaa etme hakkından mahrumsun, kahraman demekte kolay, çünkü kimse kendisine kahraman denilmesini tekzip etmez. Bizim milli mücadelemiz kronolojisi sıhhatle yazılmamış olan bir buhran dönemidir. Ethem yanına kimseyi almadan gitmiştir ve yanındakiler gelelim diye dayatmışlardır, dövüşelim demişlerdir, ikisini de reddetmiştir. Bir kulübesi bile olmayan bir nehir kıyısında kalbi duran bir adamın, layık olmadığı halde hain damgasıyla damgalanması vicdanları rahatsız etmektedir.”

Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE, “Merkezi otoritenin Çerkez Ethem’den sıkıntı duyması kaçınılmazdı, çünkü Anadolu da sadece bir milli direniş, sadece bir kuvayi milliye hareketi değil, bunun yanı sıra bir liderlik dövüşü de veriliyordu. İşte bu çerçevede Çerkez Ethem in büyümesi halk arasında muazzam bir kahraman olarak her girdiği yerde alkışlarla karşılanması, bazı kişileri tedirginliğe sevk etmiştir.( m.kemal ve ) İsmet İnönü’nün her zamanki tavrıyla Çerkez Ethem ve ağabeyleri aleyhinde bazı propagandalarda bulunduğunu da söyleyebiliriz… ”

Son söz : kadir mısıroğlunun deyimiyle bu ülkenin gerçek kahramanı çerkez ethem'dir

ÜSTAD-I TARİH

DİPNOTLAR :
1: PROF ...avni özgürel radikal (darbeler tarihi filimleri ile tanınır )
2: ÇERKEZ ETHEM HATIRLARI
3: İSTİKLAL HARBİZİM ESASLARI
4: Halide Edip Adıvar (Dağa Çıkan Kurt)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh