Ana içeriğe atla

KOMUTAN VAR,KOMUTANCIK VAR

KOMUTAN VAR,KOMUTANCIK VAR !
KIMI GÖREVINI YAPAR SAYGISINI SUNAR.
KIMI GÖREVDEN KENDINE SALTANAT KURAR..

Moskova’yı kurtarıp Napolyon’u, ordusuna 200 000 kayıpla Fransa’ya gönderen General Kutuzov Çar’a başkaldırıp, Çarlığı yok etmeyi düşünmedi. Çar’a saygısını sundu. ”Vatan kurtuldu ekselans” dedi, kışlasına döndü.

Belçika’yı, Hollanda’yı, Lüksemburg’u Almanlardan kurtaran komutanlar krallarına ihanet etmediler.

Japonya’yı Çin işgalinden kurtaran komutan,”Ben koskoca Çin’i yenip Japonya’yı kurtardım. Bir takım devrimler yapmanın zamanı geldi. Güneş Tanrıçasının soyundan gelen bir imparatora inanmak hurafedir. İmparatorluğa son veriyor, hanedanı sınır dışı ediyorum. Gitsin, açlıktan gebersinler. Beni ilgilendirmez demedi.
Artık bundan sonra Japonlar medeni Avrupalılar gibi şapka giyecek. Karşı gelen ipe gider.
1500 harflik alfabeyle okuma yazma öğrenilmez, Latin alfabesini alıyorum.
Japonya samuraylar, şogınlar ülkesi olamaz. Modern Japonya’da böylesi geleneksel kurumlara yer yok, hepsini yasaklıyorum” demedi.
Gitti imparatora saygısını bildirdi, kışlasına döndü.

Bugün Japonya bilim ve teknolojide dünyanın en ileri ülkesi. Başkent Tokyo’nun nüfusu 30 milyon. Buna rağmen dünyanın en az suç işlenen şehri. Çünkü Japonya dinine, tarihine, kültürüne hor bakmadı. Geleneksel değerlerini yok etmedi.

Bize vatani kurtardi diye ezberletilen komutan,Kuran üzerine yemin ederek üstlendigi görevden kendine bir saltanat cikardi.
Ne yaptigi devrimlerin halka bir faydasi oldu,ki bunlara devrim demek de yanlis olur.Devrim bir halk hareketidir.Halkla birlikte hareket edilir.M.Kamal`in yaptiklari ise halk istemedigi halde zoraki bir dayatmadir sonucu ölümlerle biten..

Ne de halk icin kurdugunu iddia ettigi Cumhuriyetin faydasi oldu.Yukarda adi gecen ülkelerin hepsinden geri,en geride.Bir sey yapmak icin tamamen yikmasi sart olmadigi gibi yapmayi da beceremedigi icin onun kurdugu sistemle 3.dünya ülkeleri sinifinda yerimizde sayiyoruz.

Oysa Türkler dogduktan hemen sonra emeklemeden kosan devletler kurmuslardir.Türk tarihinde bunun tek istisnasi M.Kamal`in kurdugu Türkiye Cumhuriyetidir.




Bizdeki sisiler şimdi pisi pisi silivrideler !!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh