Ana içeriğe atla

Atatürk milliyetçiliği

Hukukta da, bilimde de bu tabirin yeri yok.
Atatürk milliyetçiliği, ırkçılık, Turancılık karşıtıdır, kafatasçılığı reddeder, özgürlükçü ve eşitlikçidir, demokrasiyi hedefler, dünya ile barışıktır, başka milletleri ne hakir, ne de kendinden üstün görür. En önemlisi de, Atatürk milliyetçiliği, Türk halkını, tüm toplum bireylerini dil, kültür ve tarih bilinci temelinde ‘Türk milleti’ ve ‘Türklük’ şemsiyesi altında birleştiren bir toplumsal yapıdır” diyen CHP’li Şükrü Elekdağ’a (Can Ataklı, Vatan, 19.3.13) cevap, Tarık Ziya Ekinci’den:
“Atatürk milliyetçiliği, 1925 Şark Islahat Planı ve daha sonra 1934 yılında kanuna çevirdiği Mecburî İskân Kanunudur. Her ikisinde de, Kürtçenin yasaklanması, mecburî iskânı ihtiva eder. Keza gerek Şeyh Said isyanında, gerek Dersim isyanında, gerek Ağrı harekâtında katliamlarla büyük nüfus kırımı yaşanmıştır. Yine rejimin uygun gördüğü etkili şahıslar sürgün edilmiştir. Böylece, Kürt sorununun bittiği zehabına kapılmışlardır. 1947’ye kadar bu politika devam etti.
“Bunu Atatürk adına hâlâ sürdürmek isteyenler var. Atatürk’ü kutsal bir şahsiyet olarak tanıtarak ve Atatürk’ü Koruma Kanunundan da istifade ederek hâlâ bunu sürdürüyorlar. Atatürk milliyetçiliğinin ırkçıbir milliyetçilik olmadığını iddia edenler var. Halbuki 1938’e kadarki uygulamalar ırkçı ve asimilasyoncudur. 1938’e kadar alınan kararların altında bizzat Atatürk’ün imzası vardır ve hükûmet onun direktifleri dışında karar alamazdı. Dolayısıyla ben Atatürk milliyetçiliğini ırkçı, şoven ve asimilasyoncu bir milliyetçilik olarak görüyorum. Atatürk milliyetçiliğini suret-i kat’iyede demokratik, insan haklarına saygılı, vatanperverlik çerçevesinde telakki edilebilecek bir milliyetçilik olarak görmüyorum.
“27 Mayıs’ı yapan cunta, Atatürk dönemindeuygulanan politikaların aynısını uygulamak,yeniden bir sürgün furyası başlatmak istedi.Millî Birlik Komitesinde bunlar konuşuldu, fakat ömürleri vefa etmedi. (...) Anayasanın felsefesi ilk üç maddede yer almaktadır. Bu üç madde, anayasadaki herşeyi bağlamaktadır. O felsefe değişmeden yeni anayasa yapılmış olmaz. Atatürk milliyetçiliğinin kalkması lâzımdır. Yerine vatana ve memlekete bağlılığı koymak yeterlidir.” (Konuşan: Nil Gülsüm, Milat, 18-19.3.13)
Elekdağ’ın tarif ve idealize ettiği türden bir Atatürk milliyetçiliğinin uygulamada ve gerçek hayatta bir karşılığı yok. Tam aksini gösteren örnekler ise mebzul miktarda mevcut. Ekinci’nin verdiği örnekler, bunların yalnızca bir bölümü.
Dahası, Atatürk milliyetçiliği tabirini icad edip anayasaya koyan, 12 Eylül cuntası. Öncesinde böyle birşey yok. 27 Mayıs Anayasasında bile Atatürk milliyetçiliği ifadesi geçmiyor. Ve bu tabir, kendisini Atatürkçü addedenlerin dahi çoğu tarafından sahiplenilmiyor, aksine eleştiriliyor.
Hukukta da, bilimde de bu tabirin yeri yok...

21.03.2013 (Kazım GÜLEÇYÜZ,Yeni Asya


http://gercektarihdeposu.blogspot.com

http://gercektarihdeposu.blogspot.com



Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh