Ana içeriğe atla

NEFRET DOLU BİR ADAM

BÖYLE NEFRET DOLU BİR ADAM GÖRÜLMEDİ / AHMET KEKEÇ - STAR
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün attığı tweetleri okuyor musunuz?
Okuyun...
Nefret suçu, küfür, hakaret, aşağılama, hedef gösterme...
Ne ararsan var.
Bildik siyasetçi tavrını (üslubunu) zorlayan, epey zorlayan ve peşinen kızıştırmayı, “tahrik etmeyi”, yaralamayı, aşağılamayı, hır çıkarmayı, çarşı karıştırmayı şiar edinmiş bir dil...

Bu “dil”le nasıl baş edilir, bilmem...
Neredeyse iki satırda bir “faşist”, “diktatör”, “yobaz...”
Hakaretlerinden aslan payını, bu ülkenin seçimle gelmiş, seçimle gidecek Başbakanı alıyor tabii... Ve “saygın milletvekili”, nefret dolu bir dille, saldırdıkça saldırıyor.

Bu dille baş edecek bir “karşı dil” henüz icat edilmedi.
En doğrusu, değerli milletvekili Hüseyin Aygün’ü kendi kendisiyle ve dinmeyen nefretiyle baş başa bırakmak..
Fakat bir dakika...
Hüseyin Aygün, “hedef” bellediği kişiye (“devrilirim” korkusuyla bilmem kaç bin kişilik “koruma ordusuyla” dolaşıyormuş, mitingine gelenlere 100 TL dağıtıyormuş, polislerine “katliam emri” veriyormuş, vs...) bol keseden “faşist diktatör” yaftasını yapıştıracak ama biz “Bir dakika Hüseyin Bey! Faşizm nedir? Diktatör kimdir?” diye sormayacağız...

Öyle mi?
Soralım o halde saygın parlamenter Hüseyin Aygün’e:
Recep Tayyip Erdoğan “faşist diktatör”se, kendi halkını katleden Beşar Esad nedir?
Niçin Beşar’la ilgili bir cümleni duymadık?
Beşar hangi seçimle geldi?

Hangi seçimle gitmeyi taahhüt etti? Ve niçin gitmemek için kan döküyor?
Eli kanlı katil Hafız Esad’ın sülbünden gelmek dışında, özelliği nedir?
İdris-i Bitlisi’nin oğlunun “saçmalamalarına” dayanarak, “Yavuz Sultan Selim’in 40 bin Alevi’yi katlettiğini” söylüyorsun. “Cellat” diye eklemeyi de ihmal etmiyorsun tabii...
Bilmem kaç yüzyıl öncesine “şakıyarak” gidiyorsun da, Dersim’e uğramayı niçin düşünmüyorsun?

Hangi konsorsiyum, hangi kararla Alevileri Dersim’de mağaralarda kıstırıp öldürdü?
Seyit Rıza hangi “yöneticilerin” gözleri önünde darağacına yollandı?
Milletvekili seçildin... Niçin TBMM’de takipçisi olmuyorsun?
Milletvekilliği teklifi aldığında, halaoğlu Kılıçdaroğlu’na, “Ben sosyalistim. Dersim üzerine çalışmalarımla tanınıyorum. Başınıza dert açmayayım sonra” demiştin.
Karşılığında da, “Biz seni olduğun gibi kabul ediyoruz” cevabını almıştın.
Olduğun gibi kabul edildin.
Parlamentoya girdin.
Dersim araştırmalarını niçin ilerletmiyorsun?
Niçin Dersim’de dahli olan partinin (CHP’nin) başına dert açmayı düşünmüyorsun?
Halaoğlu Kılıçdaroğlu, “Dersim’de yaşananları devrimin tarihsel meşruiyeti içinde doğal karşılamalıyız” demişti.
Sence de doğal mı karşılanmalıdır?
Mevzu “devrim”se, ölenler teferruat mıdır?
Niçin tavana bakıyorsun?
Niçin celadetini kuşanıp, halaoğluna, “Olur mu öyle şey? Alevilerin yüzüne nasıl bakacaksın?” diye ufak yollu bir serzenişte bulunmuyorsun?
Bir hışımla kalkıp, Dersim’e ve Seyit Rıza’ya “iade-i itibar” istemiştin?
Niçin önergeni geri çektin?
Tunceli isminin “Dersim” olarak değiştirilmesi için yasa telifi hazırlamıştın.
Niçin takipçisi olmadın?
Halaoğlu Kılıçdaroğlu’nun başına dert açmamak için mi?

Devletin “Dersim ayıbı”ndan dolayı özür dileyen Başbakan Erdoğan’a “faşist diktatör” diye saydırıyorsun.
Peki, bu ayıbı işleyenleri hangi sıfatla anacaksın?
Erdoğan seçimle geldi... Marifetli çıkarsanız (yani halkı samimiyetinize inandırırsanız) seçimle gidecek.
Seçimle gitmemek için türlü “ayak oyunlarına” başvuran, seçimle gelme ihtimali azalınca da “darbe cuntalarıyla” iş tutan rahmetli iki numaralı genel başkanınızı nasıl adlandıracaksın?
Diktatör diyebilecek misin?
Diyemeyeceksin...
Bunu diyemeyeceksen sus... Ya da edebini takın!


hüseyin aygün ün pkk lılara taziyeye gitmesihttp://gercektarihdeposu.blogspot.com


Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh