Ana içeriğe atla

Gevurdan Beter


Gevurdan Beter
6 Kasım 2012 tarihli Vakit gazetesinin 1. Sayfasından aldığımız Kan dondurucu 28 Şubat haberleri ile ilgili haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haber aynen şu:
“28 Şubat sürecinde İst. Sultanbeyli de terör estiren Tüm general Doğu Silahçıoğlu’nun Emir subayı Ünal İşgören, Komisyona Silahçıoğlu nun zulümlerini anlattı:
Askerleri botları ile Camiye soktu, Kur’an-ı Kerimleri ve Dini kitapları toplayıp yaktırdı, Cami girişindeki Besmeleyede tükürüp tırnağı ile kazıdı.”

KOÇAK: DOĞU SİLAHÇIOĞLU PROVAKASYON PEŞİNDEYDİ

Savcılığa ifade veren dönemin Sultanbeyli Belediye Başkanı Nabi Koçak. “Doğu Silahçıoğlu’nun bölgede provokasyon peşinde koştuğunu belirterek meydana Fiber Atatürk büstünü diktiler. Amaç:  Bir gece vaktinde büstü yaktırıp Müslümanların üzerine yıkmaktı. Heykel yakılmasın diye 15 gün boyunca 24 saat kesintisiz nöbet tutturdum, sonra Fiber yerine tunç  heykel diktile. Silahçıoğlu, CYDD, ADD ile LİONS ve ROTERYAN temsilcilerini getirip” Kahrolsun İslam”  şeklinde solağanlar attırıyor ve Müslümanları provoke etmek istiyordu.” Diye konuştu.
Çağlayanda 9  Savcıya ifade veren 28 Şubat mağdurları dönemin Cumhur başkanı Demirel, Başbakanları Ecevit, Yılmaz ve genel kurmay başkanı Hakkı Karadayı ile komuta kadrosundan şikayetçi oldu.

HASAN KARAKAYANIN YORUMU

Vakit gazetesi Baş yazarı Sayın Hasan Karakaya kendi köşesinde Olayla ilgili yaptığı yorumda:
“ Tüm general Doğu Silahçıoğlu nun bu hareketini hiçbir gavurun Müslümanlar üzerine uygulamadığını, kur’an’a, Camiye ve Besmeleye bu denli hakaret etmediğini vurgulayarak
bunun gavurdan beter olduğunun yorumlarını yaptı.”
Ben bu yazıyı yazarken bile tüylerim diken, diken oluyor % 99’u İslam Olan bir ülkede Bu derecede Müslümanlara saldırılarda bulunabiliyrlar ve hiçbir ceza almadan Üstüne üslük birde terfi ettirilerek adeta ödüllendiriliyorlar.
 Bu zulmün elbette bir gün hesabı sorulacak bu dünyada yırtsalar bile ebedi hayatta, İlahi Adalet önünde hesaba çekileceklerdir.” Cenabı Mevla Görelim neyler / Neylerse güzel eyler”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh