Ana içeriğe atla

Mücadelemiz bunlarla! İşler dışarıdan görüldüğü gibi değil. (mutlaka okuyun ve paylaşın)

Etrafimiz da olup bitenler kim kimdir kim degildir

25 Ağustos 2013…Bölgede, yaşananlar umutsuz olmak için yeterince neden oluştururken uzaklardan gelen bir ses ümidimi her zamankinden daha fazla yeşertti! Bir eli Dolmabahçe’de, bir eli ise Beyaz Saray’da olan dostum çok ilginç şeyler söyledi. Herşeyi oturduğu koltuğundan izleyen dostum bu kez her zamankinden fazla konuştu! Belki de ben ilk kez onu bu kadar konuşturabilmiştim!
Bilemiyorum. Ama ben konuşurken heyecanlandım. Bakalım sizler okuyunca ne hissedeceksiniz!
Her yerde bulunmayacak kadar önemli biri olduğunu daha önce yazmıştım. Çok ama çok özel biriydi! Neyse.
Sözü uzatmaya gerek yok! Kararı siz verin. İşte soru ve cevaplar.
Terör konusunda hangi noktadayız?
Barış süreci, Hükümet ve Öcalan tarafından bitirilmedikçe sorun yok. Daha önce de belirttiğim gibi, Neo-PKK bu süreci bitirmek için operasyon yaptı. Birçok bölgede

çok ağır kayıplar verdi. Yine gelirlerse aynı kayıpları verecekler. Askerin hazırlığı tam! Gelemiyorlar!

Neden gelemiyorlar?
Çünkü daha önce PKK için evlerini açan köylüler şimdi kapıyı kapattı! Öcalan için sürece tam destek veriyorlar. Evler açılmadığı sürece PKK’nın operasyonları etki yapmaz.
Saldırıp Irak’a kaçan kaç grup gördün!

Süreç nasıl gidiyor peki?
Süreçte tıkanıklık yok. Ağır ilerlemesi konusunda hem Ankara hem de Öcalan rahatsız. Ancak bunların hiçbiri alınan yolu “yok” sayamaz. Süreç 2014 Şubat ayında yüzde 80 başarıya ulaşacak. Neo-PKK için en büyük sorun, Öcalan’ın Hükümet’e verdiği özel bilgiler. Bu onlara ağır darbe oldu.
Kıvranmalarının nedeni bu!

Açar mısınız biraz?
Para konusunda büyük bir zorluk içine girdiler. Neo-PKK, Öcalan’a bu nedenle çok tepkili. Öcalan’ın Barış için verdiği şifreleri sadece bizim devletimiz biliyor! Batılı devletler çok ama çok rahatsız!

Taksim olayları için ne dersiniz?
Gezi eylemleri, sürecin bitme ihtimaliydi…
Başarılı olunsaydı BARIŞ falan kalmayacaktı.
Tam aksine Güneydoğu’da Mehmetçik kayıp verseydi bu kez Gezi’ye gerek kalmayacaktı!

Sizce tehlike geçti mi?
Şimdi yeni dönem, özellikle 4 üniversite ve 2 kolej, “Gezi eylemlerini” sıcak tutmak için çalışacak. Hepsinin bilgisi devlette var! Bu konuda özel eğitmenlerle gerekli çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Okullarda düzenlenecek paneller ve başka etkinliklerle geniş kitlelere yaymak için uğraşacaklar! Birçok konuda sokağa çıkılacak. Ancak bunun ters tepme ihtimali de var. Çünkü “Erdoğan bu süreçte güç kazanırsa!” diye endişeleri de var!

Üçüncü Havalimanı için “Çok önemli” demiştiniz!
Evet! Kanalİstanbul ve 3. Havalimanı İngiltere ve Almanya merkezli tepkilere neden oldu. Ancak Fransa’yı da bu listeye dahil etmelisin.

Yani?
3. Havalimanı için başvuru isteyen toplam 4 şirketin sonu kötü oldu. 2 İngiliz, 2 Alman…
Bu şirketler artık yok. İflas ettiler bile. Kraliyet ailesi ve Alman derin devleti, bu 4 şirketi bitirdi.

Ankara her olan biteni izliyor mu?
Ne sandın! Bak yakın zamanda Dolmabahçe’de çok önemli bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda “ülkesine değer veren” ve “başka ülkelere çalışanların” listesi masaya yatırıldı. İkinci şıkta yer alanlar için zor süreç başladı. Biraz beklersen neler olacağını görürsün! Zaten işaret fişekleri hala havada!

Nasıl bir plan düşünüldü? Çok ağır darbeler olacak. Onlar darbe aldıkça, “Gezi” sürecinde Türkiye ve Erdoğan aleyhinde yayın yapan Türk ve Avrupalı medyanın sesleri artacak. İkinci raund yaşanacak! Ama bu kez canları yanan onlar olacak! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hafife almanın bedelini ödeyecekler!

Kemal Derviş yine ortalara çıkmaya başladı! “Küresel sermayenin yeni oyun arayışı” diyebilir miyiz?
Bak, büyük devletler, yönetmek istedikleri ülkenin vatandaşlarını alır, eğitir ve bir gün o ülkeye gönderir. Kemal Derviş’e de bu gözle bakmalısın. Anne ve babası, adı veya soyadı Türk olabilir. Hatta Türk pasaportuna da sahiptir. Ancak O, ABD beyni ile düşünür ve hareket eder. Böyle adam çok! Aynı şekilde Avrupalı gibi düşünen de…

Peki Türkiye ne yapıyor?
Pentagon’da üst düzey görevli bir dostum vardı! Emekliliğinden sonra Türkiye’ye yerleşti.
Ölümünden birkaç ay önce bir araya geldik. Onun Pentagon’da 20 yıl boyunca Türkiye adına çalıştığını öğrendim.
Türkiye’nin adamıydı. Şaşırmıştım!
Arkadaşımdı ama ben bile bize çalıştığını bilmiyordum! Bugün de ülkemiz adına çalışan, Amerikan pasaportu olan, ailesi Amerikalı birçok kişi var. Herhalde “Kim bunlar?” diye sormayacaksın!

Bir küçük örnek olmaz mı?
Birini çok iyi biliyorum. İnanılmaz bir yerde!
Çok etkili işler yapıyor! Sorun bu değil! Sorun onların içimize yerleştirdiği adamlarla mücadele… Bizim dışarıda çok adamımız var!
Ama onların da var! İçerisini hallettiğimizde problem küçülür. Ama dediğim gibi çok değişik yerlerde kontakları bulunuyor!
Bazılarını söylesem şaşırırsın! Biz takipteyiz!
Son ana kadar izliyoruz! Bilmediklerimiz de vardır haliyle! Nasıl ki onlar bizi bilmiyorsa!

Suriye, Esad ne olacak?
Suriye konusunda zor bir süreçten geçiyoruz! Bizi Suriye ile savaşa sokmak için oynanan oyunlar hala sürmekte. Ancak ısrarla bu oyunlara düşmüyoruz!

Yanıbaşımızda olan bir savaş! Neresindeyiz biz?
Suriye ile ilgili yapılan en kapsamlı rapor MİT’te… ABD o rapora ulaşmak için büyük çaba harcadı ama başaramadı. O raporda, Suriye’de 1850 grubun olduğu gerçeğinin detayları var. O detayları ben de merak ediyorum açıkçası! Ama her şey MİT’in elinde!
Avrupalılar ve Amerikalılar olayın peşinde!
Bölgede yenilmeye alışık değiller ne de olsa!

Sadece Türkler mi biliyor yani?
Amerika da 1850 farklı grubun olduğunu öğrendi ama hepsiyle irtibatta olan sadece MİT. Bu da bölgede ne kadar güçlü olduğumuzun bir kanıtı. Bu grupların her biri farklı düşünüyor.
Ancak hepsi gelecekte Türkiye ile sorun yaşamamak için MİT’e karşı olmamaya dikkat ediyor! Bize karşı bir tek grup var, o da Esad ve askerleri.

Snowden olayı nedir? Spy Game mi?
Snowden olayının Wikileaks, Anna Chapman olaylarından bir farkı yok. Snowden öyle söylendiği gibi çok özel bilgilere de sahip değil. İngiltere ve Amerika’nın bir oyunu! Gündem Snowden’la meşgul olurken, Amerika’da “yasalaşan” birçok konu var. Snowden’ı o kadar büyütmeyin. Amerika’da sahne değişiyor, bunu da Snowden’la gizlemeye çalışıyorlar!

Obama-Erdoğan-Putin denkleminde değişiklik var mı?
Obama-Putin-Erdoğan birçok konuda aynı düşünüyor. Bazen Şi Cinping de bunlara katılıyor! Tabii farklılıklar da var.
Erdoğan’la Cinping’in ayrıldığı en önemli konu Doğu Türkistan. Oradaki Türkler’in sorunları konusunda Şi Cinping, farklı düşünüyor. Hatta karşılık olarak “Siz de Kürtler’e özerklik verin” dedi.

Rusya ile temaslarda zafiyet var mı?
İyi lider, iyi satranç ustası gibidir. Putin de Erdoğan da böyle isimler! Bizim de onların da güçlü olduğu taraflar var! Rusya’nın Lazkiye ve Tartus gibi 4 üssü var. Bunlara sarılmış durumdalar!

Sorun mu bunlar?
Türkiye, bunun 2′ye düşmesini istedi.
Putin önce kabul etti ama Amerika’nın bölgedeki üstünlüğünü düşününce, vazgeçti.
Çünkü Putin, Esad sonrası ülkenin Türkiye tarafından kontrol edileceğini bilecek ve görecek kadar deneyimli ve akıllı bir lider!

Obama ile Erdoğan’ın arası nasıl?
Obama ve Erdoğan, çok yakın iki dost.
Ancak iki dostun da ortak düşünemeyeceği durumlar olabilir. Erdoğan Türkiye’de, Obama’nın Amerika’da olduğundan daha kuvvetli. Erdoğan’ı asla yalnız bırakmayacak bir güç var.

Amerika’da Erdoğan’a destek olan bir güç var mı?
Cumhuriyetçiler’e yakın olan ve Stratfor’da görevli Türkiye uzmanları, Erdoğan hakkında sürekli araştırma yapıyor. Maalesef bu sonuçlar, DERİN AMERİKA’yı üzüyor. Çünkü Erdoğan’a farklı bir destek var. Bunun kaynağını bulamıyorlar. Adını bilmediğin kasabalarda bile Erdoğan soruluyor. Emin ol bizim ülkemizde böylesine gizli ve detaylı araştırma yapan yoktur! Bu grup çıldırmış durumda! Senin de söylediğin gibi KÜRESEL DENGE de Erdoğan çok önemli bir aktör!

Mısır ve Suriye desem!
Kahire, yani Mısır, bizim için Suriye’den çok daha önemli! Onu kaybetmek istemiyoruz!
Çünkü onu kaybedersek, zorla kazandığımız ülkelerin DOMİNO etkisiyle elden çıkma ihtimali doğar! Her yerde varız! Ve çok ciddi asılıyoruz!

Şimdiki PAPA’nın İstanbul’a geldiğini söylemiştiniz! Biraz ayrıntı verir misiniz? Çok soru alıyorum bu konuda!
Daha önce Papa’nın Türkiye’de konferans verdiğini anlatmıştım. Bu konu çok derin bir alan! Sana şu kadarını söylemek istiyorum:
Vatikan’ın, 2003 ve 2004 yıllarında nişan verdikleri Türkler’i araştır. Bak bakalım PAPA kimleri kutsamış! Herkesin ayrı bir rolü var!
Hepsi de çok önemli bir çalışmanın parçası!
Mücadelemiz bunlarla! İşler dışarıdan görüldüğü gibi değil. Şuna emin ol; hiçbir ülke Türkiye kadar hedef değil! Hem içeride hem dışarıda savaşıyoruz! Büyük Türkiye’yi kurmak kolay değil! İnanç ve azmin zaferi olacak!

NOT: Dostum çok daha önemli konularda çok ama çok önemli şeyler söyledi! Ama söz verdiğim için bunları yazabiliyorum! Ama beklenen birtakım gelişmelerden sonra konuşulanları SANSÜRSÜZ yazacağım! Sözünü aldım!




Ergün Diler : Suriye ve MİT
Takvim

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh