Ana içeriğe atla

Kaliteli Müslüman Gençlere

Kaliteli Müslüman Gençlere

Bu mektup, sayıları çok az olan birkaç kaliteli Müslüman gence hitaben yazılmıştır.

Selamdan sonra…

1914’te, 1939’da Avrupada Amerikada Japonyada milyonlarca genç kendilerine dünyevî iyi bir gelecek sağlamak için harıl harıl okuyor, çalışıp çabalıyordu…

Liseyi başarıyla bitirecekler, ardından üniversiteye gidecekler, gözde mesleklere sahip olacaklar, hayata atılacaklar, yuva kuracaklar, çocukları olacak…

Sonra ansızın 1914’te Birinci Dünya ve 1939’da İkinci Dünya savaşları patladı, hayaller yıkıldı. İnsanlık birincisinde dört sene, ikincisinde altı sene kan, ateş, yıkım içinde kaldı… Şu anda yeni bir dünya savaşının arefesindeyiz. İnşallah böyle bir çılgınlık yapılmaz ama her şeye hazırlıklı olmak gerekir.

Sizler hem hiçbir kötü şey olmayacakmış gibi çalışın, hem de çok kötü şeyler olabilir diyerek hazırlıklı ve tedbirli olun.

Yapmanız gereken ilk şey kendinizi kurtarmaktır.

Bir Müslüman için kurtuluş Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Dine, İmana bağlanmakla mümkün olur.

Önceki cümlede beş değer saydım. Bunlara sımsıkı sarılmanızı tavsiye ederim.

Sadece Kur’an Kur’an demekle ve o kutsal kitabı okumakla ve dinlemekle iş bitmez. Kur’anı yaşamak gerekir. Kur’anı yaşamak ondaki emirleri yerine getirmek, yasaklardan kaçınmak ve sakınmakla olur.

Kur’anı doğru şekilde anlayıp hayata uygulayabilmek için Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini bilmek ve ona uymak gerekir. Maalesef bu devirde her Müslüman Kur’ana ve Sünnete uyamıyor.

İslamın bir ahlak sistemi vardır ve sen o ahlaka uymadıkça iyi, gerçek ve olgun bir Müslüman olamazsın.

Bundan yüz küsur sene önce okullarda, medreselerde, tekkelerde, ailede, çarşıda, pazarda, iş hayatında İman İslam Kur’an Sünnet Şeriat öğretiliyordu. Bugün bu eğitim son derece zayıflamıştır ve gençlik başıboş kalmıştır.

Bulabilirseniz gerçek mürşidler ve rehberler bulunuz ve onlardan iyi, olgun, vasıflı Müslüman olma eğitimi alınız.

Bulamazsanız eski büyüklerin kitaplarını ve risalelerini dikkatle okuyunuz, öylece öğrenmeye çalışınız.

Unutmayınız ki, bugünkü ideolojik ve seküler eğitim sisteminin çarkları arasından geçerek iyi Müslüman olmak mümkün değildir.

İlahî bir imtihan olan hayatınız esnasında, kendi imanınızı kurtardıktan sonra yapabileceğiniz ikinci büyük vazife İslam’a ve Ümmete hizmet etmektir.

Bu hizmetin gerçekten hizmet olması için Allah rızası kazanmak niyetiyle ihlasla ücretsiz yapılması gerekir.

Bu devirde halka yapılabilecek en büyük hizmet ilmihal bilgilerini insanlara doğru şekilde öğretmektir.

İlmihal nedir? Bir Müslümanın mutlaka öğrenmesi, bilmesi gereken bilgilerdir.

İnanç bilgileri… İbadetler… İslam ahlakı… İslamın dünya hayatı ile ilgili hükümleri… Helaller haramlar…

Yüksek seviyede hizmet edebilmeniz için mutlaka İstanbul kültürüne, ahlaklına, görgüsüne sahip olmanız gerekir.

Yine mutlaka mürüvvetli, fütüvvet ahlakına sahip medenî bir Müslüman olmanız gerekir.

Size çok önemli bir tavsiyede bulunacağım:

Peygambere (Salat ve selam olsun ona) biatli ve itaatli olunuz.

Peygamber ile irtibatlı olunuz.

Yapacağınız işleri ona danışınız, sorunuz. Bu nasıl olacaktır? Yapacağınız işin onun Sünnetine uygun olmasına dikkat ederek.

Daha somut konuşayım: Yemek yiyeceksiniz, kendinize bir giyim eşyası alacaksınız, biraz gezip eğleneceksiniz… İşte bunları hep Peygamberin Sünnetine uygun olacak şekilde yapmalısınız.

Sünnete uyarsanız gururdan, kibirden, bencillikten, israftan, beyinsizlikten, günahtan kurtulmuş olursunuz.

Büyük İslam alimi Hüccetülislam İmamı Gazalî hazretlerinin İhyau Ulumi’d-Din adlı kitabını dikkatle okursanız sizi kurtaracak bilgileri öğrenmiş olursunuz. (Bu kitabı başından başlayarak okumak gerekmez, her gün rasgele birkaç sayfa da okusanız çok yararlanır ve aydınlanırsınız.)

Eskiden hânegî eğitimi veren üstadlar vardı. Maalesef artık ender istisnalar dışında bu eğitim sistemi söndü. Sizi yetiştirecek kamil bir üstad ve mürşid bulursanız ne yapıp yapın, yalvarın yakarın ve onun terbiye dairesi içine girin.

Çok önemli: Osmanlıca okuyup yazmayı iyi derecede öğrenin.

Zengin ve edebî Türkçeyi Fuzulî Divanını okuyup anlayacak derecede öğrenin.

En büyük düşmanınız olan nefs-i emmarenizi zabt u rabt altına alın.

Beş vakit namazı dikkatle ve doğru şekilde kılın.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanı olun.

Nasibiniz varsa sadık rüyalar görecek ve yönlendirileceksiniz.

Gece gündüz faydalı ilim ve kültür elde edinin.

İslam sanatları konusunda birikimli ve malumatlı olunuz.

Bildiği iyi ve faydalı bilgileri hayatına uygulayan kuluna Allahü Teala bilmediklerini öğretir.

Sizlere kurtuluş, ebedî saadet ve hayırlı hizmetlere nâiliyet diliyorum. Hürmet ve selamlarımla…

(Çok sade, çok kaba, çok basit bir Türkçe ile yazıyorum. Bilmediğiniz kelimeler ve tabirler çıkarsa bunları lügat kitaplarına veya internete bakarak öğrenirsiniz. Size her gün en az on kelime öğrenmenizi tavsiye ediyorum.)


Mehmet Şevket Eygi / Milli Gazete 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh