Her mü’min, kendi kusur, noksanlık, acziyet, hiçlik ve câhilliğini idrâk ederek; Rabbini bütün azamet, kudret ve kemâliyle kavramalı ve fiillerine bu idrâk ile yön vermelidir.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- muhtelif hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur:
“(Hakîkatte) mücâhid, nefsine karşı cihâd eden kimsedir.”
(Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621; Ahmed, VI, 20)
“Akıllı, nefsine hâkim olup onu hesâba çekerek ölüm ötesi için çalışan, ahmak da nefsini hevâsına tâbî kıldığı hâlde Allâh’tan (hayır) umandır.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459; İbn-i Mâce, Zühd, 31)
“Ümmetim adına en çok korktuğum şey; nefislerinin hevâlarına uymalarıdır.”
(Süyûtî, I, 12)
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- muhtelif hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur:
“(Hakîkatte) mücâhid, nefsine karşı cihâd eden kimsedir.”
(Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621; Ahmed, VI, 20)
“Akıllı, nefsine hâkim olup onu hesâba çekerek ölüm ötesi için çalışan, ahmak da nefsini hevâsına tâbî kıldığı hâlde Allâh’tan (hayır) umandır.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459; İbn-i Mâce, Zühd, 31)
“Ümmetim adına en çok korktuğum şey; nefislerinin hevâlarına uymalarıdır.”
(Süyûtî, I, 12)
Yorumlar