Ana içeriğe atla

INGILIZLERIN KABUSU HILAFET M.KEMAL ELIYLE KALDIRILDI

INGILIZLERIN KABUSU HILAFET M.KEMAL ELIYLE KALDIRILDI,MÜSLÜMAN BIRLIGI DAGITILDI..

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları batı tarafından verilmiş, hatta dikte ettirilmiştir.”

“Lozan muazzam imparatorluk mirasının han-ı yağması (yağma sofrası) dır. Türk’ün şahsında İslâm’dan intikam alınarak bütün bir İslâm Dünyası’nın başsız bırakılmasıdır! Lozan’ın getirdiği; Adalarla Yunan stratejik çemberine alınmış, iktisadî kaynaklardan mahrum bırakılmış, her türlü ünvan ve sıfatı yolunmuş, gayr-i tabii hudutların çizdiği küçük bir Türkiye’dir. “(1)

“Lozan Antlaşması ile Avrupa lehine Doğu Sorunu ortadan kalktı. (2)

Bizim okudugumuzTarih ısmarlamadir.Avrupalılarıngözü ile değerlendirilerek yazdırılmıştır.

İnönü, Saraçoğlu’da neden "Bir 90 yıl daha kazandık!" demiştir?

İngilizlerin kurduğu plan hep istedikleri gibi işledi. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını da Musul ve Kerkük’ü bırakmaya zorladılar. Ancak şunu da belirtmeden geçmeyelim; Lozan görüşmeleri bir kez daha incelenmelidir. Musul’dan vazgeçip neyi kazandığımız net olarak sorgulanmalıdır.

Bu noktada şu sorular yine kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor:

-İngilizler her işin içinde olup da neden bu kadar az hedef oldular?

-Neden anti-emperyalist eylemler hep Amerika’ya yöneldi.

-Neden Türkiye-İngiltere ilişkileri hiç ayrıntılarıyla incelenmedi ve belgeler süresi geldiği halde açılmadı?

-‘Neden Güneydoğu’ya yatırım yapmıyorsunuz?’ sorusuna, Eski Başbakan Şükrü Saraçoğlu,

-“ileride ne olacağı belli olmayan topraklara niye yatırım yapalım,’ cevabını verdi mi?

İsmet Paşa Lozan çıkışında,

-“Bir doksan yıl daha kazandık,” dedi mi?

Acaba o dönemin devlet adamları bizim bilmediğimiz şeyler mi biliyorlardı? (3)

“Dar gelen Lozan gömleği patlak vermeye başladı”

Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma ve yıkılış döneminin başlangıcını oluşturmuşken Lozan Antlaşması imparatorluğun bitişinin, feshedilişinin resmi mukavelesini teşkil etmiştir. Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Avrupa’ya kadar at koşturan bir neslin iktidar anlayışı, hâkimiyet arayışı ve vatan algılayışı Lozan Antlaşması’nın belirlediği sınırlara katiyetle tahammül edemezdi.

Osmanlıcı bakış açısı ile kısaca yorumlamak gerekir ise,

-Lozan Antlaşması, Türk toplumuna zorla giydirilmiş, kendi kültürünü ve siyaset tarzını yansıtmayan dar bir gömlekten ibarettir.

Günümüzde yaşanan tatsız hadiseler ve istenmeyen olaylar bu gömleğin sağından solundan patlak vermeye başlamış olduğunu göstermektedir. (4)

“Halifeliğin kaldırılması için gizli görüşmeler yapıldı”

Lozan’da kıyamet halifeliğin kaldırılması tartışmalarında kopmuştur. İngilizler hilafetin kaldırılmasını istemiş ve görüşmeler yarıda kesilmiştir.

Ancak görüşmelerin yarıda kesilmesi Musul yüzünden olduğu duyurulmuştur.

Lord Curzon, Türk heyetinde yer alan Hahambaşı Nahum’u devreye sokarak hilafetin kaldırılması gerektiğini İnönü’ye iletir.

İnönü bu kararı Mustafa Kemal’in verebileceğini söyler. Bu nedenle Nahum derhal İzmir’e gelir ve Mustafa Kemal’le görüşür.

Mustafa Kemal ise birinci meclisle bu işin aşılamayacağını ve ikinci meclisle bunun hallolacağını söyler. Ve görüşmeler devam eder.

Bilinmeyen bir gerçekte şudur ki, Mustafa Kemal Anadolu’ya geçmeden önce Pera Palas’ta İngiliz yetkililerle görüşüp halifeliğin kaldırılacağı anlaşmasını Lozan’dan önce yapmıştır.

Ankara’dan giden heyet Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmeden dönüyorlar. Hatta Ege Adaları bize verilmek istenmiş olsa bile “Kayalık” olduğu ve Rumların yaşadığı gerekçe gösterilerek istenmiyor.

Rıza Nur hatıratlarında daha ötesine giderek Mustafa Kemal’in barış yapmak uğruna İstanbul’un feda edilebileceğini söylediğini yazıyor.

Kemalistler Rıza Nur için akıl hastası diyor, peki Rıza Nur’u seçen Mustafa Kemal değil mi?

Bunların yanında Mustafa Kemal’in Lozan’ı başarı olarak göstermek için Sevr’le mukayese etmesi doğru bir tutum değil. Çünkü Sevr, Meclis-i Mebusan tarafından onaylanmamış bir metindir.

Tıpkı Nutuk’ta söylendiği gibi proje olarak kalmıştır.

Zaten Tevfik Paşa Sevr’in Mustafa Kemal’e zaman kazandırılması için imzalandığını söyler. (5)

Çanakkale şehitlerini ebediyen İngilizlere mi bıraktık?

Bir de Lozan’da Çanakkale şehitlerini İngilizlere bıraktığımız yalan, diyenler çıktı. Hâlbuki sadece “Mezarlıklar” bahsine baksalar neler yazılı olduğunu görürlerdi.

İşte madde 128. “Türk hükümeti” diyor, “Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya hükümetlerine (...) abideleri muhtevi olan arsaları ayrı ayrı ebediyen terk etmeyi taahhüt eder.”

Ne demek bu toprakları ebediyen, yani sonsuza kadar, İngilizcesiyle söyleyelim “in perpetuity”, İngiliz’e, şuna buna vermek? Çanakkale’deki araziyi kıyamete kadar verdik demedikleri kalmış. (6)

“Türk Heyetinin gizli görüşmeleri lord curzon’un masasında”

Lozan görüşmelerine ara verildiğinde heyet Türkiye’ye döner. Meclis’te gerçekleştirilen iki haftalık gizli oturumlarda konuşulanlar İngilizce’ye çevrilerek İngiliz dışişleri bakanının masasına ulaştırılmıştır. Tüm Lozan görüşmeleri boyunca İngiliz istihbaratı çok başarılı bir sınav vermiştir ve Ankara’dan Lozan’a, Lozan’dan Ankara’ya gönderilen telgrafların tamamı açılmış, deşifre edilmiş ve okunmuş ve İngilizce’ye çevrilmiş olarak Londra’daki Dışişleri Bakanlığı’nın masasına konmuştur!

“Türk-Kürt ayrılığı yaratılmak suretiyle İslam âlemi bölünecektir. İngilizler bölgede otonom Kürt devleti kurmak arzusunda olup bölgedeki politikalarını bunun üzerinden yürütmek isteyecektir” değerlendirmesi yapılmıştır. (7)

“İngilizler Türkiye yanlısı Kürtleri ve Arapları yok etti”

9 Nisan 1923’te Ankara hükümeti Meclis’ten yasa geçirerek Musul vilayetinde demiryolu inşa etme, petrol arama, çıkarma imtiyazını Chester&Kennedy adlı Amerikan şirketine vermiştir.

İngiltere’nin buna verdiği cevap çok çarpıcıdır: “Operation Kurdistan”. Kürdistan Operasyonu denilen son derece gizli bir operasyon devreye sokulmuş Musul vilayeti (Musul, Kerkük, Süleymaniye) son derece yoğun bir hava bombardımanıyla bölgedeki Türk yanlısı Kürtler, elbette Türkler, Araplar etkisiz hale getirilerek ki operasyon çok kısa sürmüş ve ikinci yarı görüşmeleri başlamadan bir gece önce gece yarısı 24:00’te sona erdirilmiştir.

Ertesi gün yani 23 Nisan 1923 tarihinde ikinci yarı görüşmeleri başladığında Türkiye’nin halk oylaması yapma şansı tamamen ortadan kalkmıştır. (8)

“Lozan’da kabul edilen maddelere meclis ilgisizdi”

Mustafa Kemal halifelik kaldırıldıktan sonra komutanların bağlılığından emin olmak için İzmir’de toplantı yapıyor.

Rapor Washington’a 25 Şubat 1924’te ulaşıyor. (Halifeliğin kaldırılacağı bir hafta önceden Amerika tarafından biliniyor.) (9)

Okumuyor, araştırmıyor, sadece bize ezberletilenleri, sunulanları değerlendiriyoruz.

Bunun sonucuda doğal olarak, “Harmanı yel deliyi -bizleri- el döndürmektedir!”

Sonuc olarak:Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları batı tarafından verilmiş, hatta dikte ettirilmiştir.

(1) Kadir Mısıroğlu, “Lozan'da Manevi Kayıplar” 17 Ekim 2009 Cumartesi

(2)” DOĞU SORUNU 1774-1923” Uluslararası İlişkiler Üzerine Bir İnceleme, Matthew Smith Anderson

(3) "Bizim hep inanmamızı istediler (Ma'amin", Gürkan Hacır, sahife, 80

(4)Prof. Dr. Metin Hülagü, Erciyes Üniversitesi Tarih Bölümü.

(5-6-8) Hasan Hüseyin Kemal/Lozan Antlasmasinin Gizli Maddeleri mi Vardi? (Sabah Gazetesi:16 Nisan 2013)

(7)Yrd. Doç. Dr. Sevtap Demirci (Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü)

(9)Doç. Dr. Hakan Özoğlu, (Central Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi


------------------------------------------------------------------------------------------------------



Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han tahttan indirildikten sonra kanı bozuklar, Yıldız Saray’ını yağmalamak için sarayın önünde büyük bir kalabalık oluşturdular. İçerisinde kasalarca altın olduğu sanılan Abdülhamid Han’ın yatak odasına girdiklerdinde gördükleri şunlardı:


"Bir kuru yatak, bir halı, yere abdestsiz basmamak için Teyemmüm abdesti aldığı bir tuğla…"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh