Ana içeriğe atla

Doktor Rıza Nur Sapka devrimi hakkin da

Yalan Yazan Tarih utansın

Doktor Rıza Nur, kanunun çıkışı sonrası, adı geçen eserinde meydana gelen bu gibi olaylar ve durum hakkında:

"Bu iş aks ü amellerde kalmadı. Sivas'ta, Erzurum'da ötede beride halk şapkaya karşı çıktı. Derhal Kel Ali riyasetinde bir İstiklal Mahkemesi dolaştırıldı. Epeyce adam astılar sayısını bilmiyoruz. Halk yıldı, iş bitti. Asılan bir Hoca'ya pek acırım. Adını hatırlamıyorum (İskilipli Atıf Hoca'dan bahsediyor.) Zavallı kanundan evvel şapka aleyhine bir risale neşretmiş(Frenk Mukallitliği ve Şapka isimli), hem de bunu Maarif Vekâleti'nin izniyle neşretmiş. Adamcağızı Ankara İstiklal Mahkemesi'ne çektiler. "Ben bunu kanundan bir yıl evvel neşrettim. Maarif Vekaleti'de resmen izin verdi." dedi. Dinlemediler astılar. Hem de mesele şapka kanunundan evvel. Kanunların makabilinde şumulü esas olmaz ve bu en mühim bir hukuki esastır. Burada daha feci bir şey olmuş. Yahu mademki bu asılıyor, ona izin veren Maarif Vekilini de assanız ya! Bu Hoca'nın asılmasında boynuna ip geçirilirken, Kılıç Ali de başına bir şapka geçirmiş,"giy domuz" demiş ve küfürler etmiş. Zavallı böyle ölmüş ve böylece saatlerce teşhir etmişler." Demektedir.



İskilipli Atıf Hoca

İskilipli Atıf Hoca'nın duruşmalarından birine ait Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan haber ve fotoğraf.”Müdde-i umumi Necip Ali Bey, mevkufların Ankara'ya sevklerini emretti.”

O dönemde, hükümet tarafından bir medeniyet sembolü olarak kabul edilen "Şapka" aleyhindeki her söz ve davranış irtica ve tehdit olarak görülmüş, bu gibi yasalardan hiçbir şekilde ödün verilmemiştir. Halen yürürlükte bulunan ve uygulanması zorunlu olan "Şapka İktisası Hakkında(ki) Kanun" Anayasa'nın 174.üncü maddesinin değiştirilmezlik güvencesi altında bulunmaktadır. Ancak zaman içerisinde fiili olarak yürürlükten kalkmış ve adeta hükümsüz hale gelmiştir.

Kaynaklar:

Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c.I-II, Ankara, 2006.

Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk, Ankara, 1927.

Kansu, Mazhar Müfit, Erzurum'dan ölümüne kadar Atatürk'le beraber, c.I-IV, Ankara,1966.

Doktor Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, c.I-III, İstanbul, 2004.

Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi, Nr: 1508, 1513, 1515, 1516, 1591, 1592, 1606.

Resmi Gazete, Nr: 230, 341.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh