Ana içeriğe atla

RESMİ TARİH KEMALİST İDEOLOJİYE GÖRE ŞEKİLLENDİ

RESMİ TARİH KEMALİST İDEOLOJİYE GÖRE ŞEKİLLENDİ 


RESMİ TARİH, amaca uygun üretilmiş bir tarih biçimidir. Zira cumhuriyeti kuranlar aynı zamanda onun tarihini de yazmaya kalkışmışlardır Bununla da yetinilmemiş tarih kitaplarına dahi el uzatarak şekillendirmişlerdir. 


Atatürk'ün Yazdığı, ''NUTUK'' 1919 ile 1927 yılları arasındaki dönemi kapsayan olayları Mustafa Kemal'in penceresinde bakarak anlatır. Cumhuriyetin ilk tarih kitabıdır. Ancak tarihi yapan kişinin bizzat tarihi anlatmaya da kalkışması tarihçilerin işini son derece zorlaştırmıştır. Resmi ideolojinin dayatmaları ve baskıları sonucu da tarihçiler Nutuk'ta anlatılanlara ya taraf olmak zorunda kalmıştır ya da karşı çıkıp sistemin hışmına uğramıştır.

Resmi tarih Kemalist ideolojinin öğretilerine göre yazılmıştır. Toplumu belli bir yöne kanalize etme amacını taşır. Gerekli kontrollerden geçtikten sonra(!) ders kitaplarına konulan bugünkü ''Cumhuriyet Tarihi'' tarih ilmi açısından muhatap alınacak bir tarih anlatımı değildir. Daha ziyade Kemalist paradigmanın ''Tarih'' adı altında kendini topluma dayatması ve varlığını meşrulaştırma çabasından başka bir şey değildir.

Bunda başarılı olabilmek için de 85 yıllık neredeyse bir insan ömrüne yaşıt bir dönem özellikle alfabe değişikliği sebebiyle yeni nesiller için anlaşılamaz, araştırılamaz ve öğrenilemez hale getirilmiştir. Bir Fransız genci Fransız İhtilali öncesine ait bir kaynağı rahatlıkla okuyup yorumlayabilirken Türkiye'deki yeni nesiller neredeyse otuz yıl öncesine ait kaynakları dahi okuma ve anlamakta zorlanmaktadır. Dolaysıyla ilköğretimden itibaren İnkılâp Tarihi adıyla kendisine öğretilenlerin dışına çıkıp bağımsız bir tarih okuyuculuğunu yapmakta son derece zorlanmaktadır. İstiklal Mahkemeleri kayıtlarının hala uzun bir süre daha gizli kalması gerektiğini yakın geçmişte Meclis Başkanı M. Ali Şahin söyledi. Sormak lazım: ''Toplumdan gizlenmeye çalışılan şeyler acaba çok mu iç acıtıyor. Yoksa hakim zihniyetin ömrü mü uzatılmaya çalışılıyor?"

Erzurum Kongresinde Mustafa Kemal, Samsun'a çıkmadan önce İstanbul'da padişah ile yaptığı görüşmenin şu an için açıklanamayacağını; vatan felaha erdikten sonra bunların bir kitapçık halinde neşredilerek kongre üyelerine dağıtılacağını söylemiştir. Şimdi sormak lazım, bu kitapçık basıldı mı? Basıldıysa nerede? Basılmadıysa gizlenen nedir?

Yine tarihi belgelerin tahrif, tahrip ya da toptan imha edilmesi de gerçeklerin aydınlatılmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca önemli belgelerin bugün için hala araştırmaya kapalı olması da hakim paradigmanın gerçeklerin ortaya çıkmasından ne kadar korktuğunu bizlere göstermektedir. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh