Ana içeriğe atla

KOCA YUSUF “ Terrible Turk ” ( Korkunç Türk )

Amerika’da katıldığı şampiyonada birincilikler alan ve kendisine ''Benimle Evlenirsen Milyarlarım Senin Olur'' diyen Amerikalı kadına ''Bre Kadın Biz Buraya Damızlık İçin mi Geldik?!'' diyen Türk: KOCA YUSUF


koca yusuf
KOCA YUSUF
Vaktiyle Amerikan basını Koca Yusuf’un gelişine büyük ehemmiyet vermiş ve yaptıkları neşriyatlarla Koca Yusuf’u methetmişlerdir. Gazeteler aynı zamanda Koca Yusuf’un meydan okumasına cevap vermeyen Amerika'lı güreşçilerle de alay etmektedir.

"Güreş aleminin İskender'i, Napolyon'u geldi"

diyen Amerikan basını Koca Yusuf’ tan şöyle bahsetmektedir:

"Tırnağının ucuna kadar namuslu bir adam ve ne miktar olursa olsun para onu satın alıp cambazlık yaptıramaz."

"Bizim sporculara pek tuhaf gelecek bir gerçek var. Bu Türk paraya hiç önem vermiyor."

"Koca Yusuf geldi. Güreş etmek istiyor ve isteğinde gayet samimi. Parasını da yatırdı. Gelgelelim karşısına çıkacak Amerikalı bulunmuyor. Bundan çıkan mânâ bizimkilerin müthiş ziyaretçinin kuvvetinden ürktükleridir."

"Müthiş Türk Yusuf, maçlarını Nev York'a gelmeden evvel ayarlamadığı ve güreş etmek istediğini ulu orta söylediği için hata etmiştir. Böyle bir açıklama Amerikalı güreşçileri paniğe uğratmak için kâfiydi. Anlaşıldığına göre, şimdiye kadar şampiyonuz diye poz veren adamlar, Türk bu memlekette kaldıkça meydana çıkmayacaklar."

Güreşmek ümidiyle Amerika'ya gelen Koca Yusuf her sabah organizatörlere; "Bugün güreşecek miyim" diye sormaktadır.
 Koca Yusuf’un karşısına çıkacak güreşçi bulamayan organizatörler nihayet akıllarınca bir çare bulurlar. Koca Yusuf’un karşısına peş peşe beş güreşçi çıkacaktır. Ne var ki, Koca Yusuf birincisinin sırtını yere serince diğer dört güreşçi, mindere çıkmaktan vazgeçerek organizatörleri hayal kırıklığına uğratırlar.

Bir diğer çare olarak Koca Yusuf’a beş dakika dayanana yüz dolar vaadedilir. Bu da netice vermez. Çünkü hiçbir güreşçi Koca Yusuf’un karşısında beş dakika dayanamamaktadır.

Koca Yusuf kendisine meydan okuyan, "Amerikan şampiyonu" ünvanlı Robert'le güreşir. Ancak iki dakika boyunca Koca Yusuf’un eline geçmemek için devamlı kaçan Robert yakalanacağını anlayınca minderden aşağı atlar. Çok kızan Koca Yusuf salonda bulunan on bin kişiyi kendisiyle güreşe davet eder. Müteakip güreşinde Koca Yusuf, Robert'i perişan ederek yener.

Koca Yusuf’un Amerika'daki meşhur güreşlerinden birisi de John F. Mc.Cormick ile yaptığı güreştir. Anlaşmaya göre Koca Yusuf Mc.Cormick'i bir saat içerisinde üç defa tuş yapacak, yapamadığı takdirde mağlup sayılacaktır. Güreş başladıktan yedi dakika sonra Koca Yusuf üç tuşu da yapmıştır...

1898'de Amerika'da fırtına gibi esen Koca Yusuf Amerika turuna çıkar ve her gittiği yerde rakiplerini perişan eder. Zaman olur 41 derece ateşle güreşir.
Koca Yusuf kendisine meydan okuyan ve esip savuran Rum Heraklides'i de perişan eder. Rumla yaptığı güreşlerin birincisinde 47 saniyede, ikincisinde ise 23 saniyede tuş yaparak Rum'un mağrur burnunu yere sürter.

Koca Yusuf Amerika'da son maçını serbest güreş dünya şampiyonu Lewis ile yapmıştır. Chicago'da yapılan güreşte Lewis'i üst üste iki defa yenmiştir.

Yaptığı bütün karşılaşmalarda, dininin, vatanının, milletinin şânını düşünen Koca Yusuf devamlı galip gelmiştir. Avrupalılar kendisine "Yenilmez Türk" ünvanını takmışlardır.

Koca Yusuf’un gözünde kazandığı paraların ehemmiyeti yoktur. O artık vatanını, ailesini özlemiştir, kalan ömrünü iki çocuğu ve ailesiyle birlikte, Eyüb Sultan civarında alacağı bahçeli bir evde ibadet yaparak geçirmek istemektedir.

Vatan hasretine dayanamayan Koca Yusuf New York'tan 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı Bourgogne Transatlantiği'ne binerek yola çıkar. Ne var ki ecel onu okyanusta beklemektedir. Bindiği gemi sis yüzünden İrlanda bandıralı Crmartyshire gemisiyle çarpışır. Geminin battığını gören Koca Yusuf abdest alarak iki rekat namaz kılar. Daha sonra bir filikaya binmek üzere denize atlar. Ne var ki can telaşına düşen tayfalar ve yolcular Koca Yusuf’un binmesiyle filikanın batacağından ürkerek onun filikaya binmesini engellerler. Koca Yusuf’un mengene gibi kayığın kenarına yapışan elini kürek darbeleriyle sökemeyince balta ile bileklerini keserler. Bunun üzerine Koca Yusuf boğularak ruhunu Rahmân'a teslim eder.

koca yusufKOCA YUSUF Efsanevi Türk Güreşçi kimdir?

Koca Yusuf, Yusuf İsmail, Korkunç Türk (doğumu: 1857, Şumnu, Bulgaristan – ölümü: 1898 Atlantik Okyanusu), Deliormanlı efsanevi Türk güreşçidir.  Mindere çıkan ve greko-romen güreşi yapan ilk Türk pehlivanı olduğu sanılmaktadır. Şumnulu Dursun Pehlivan, Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan ve Pomak Osman tarafından eğitilmiştir. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD'de devrin en ünlü güreşçileri ile güreşmiştir. 144 kilo sıkletindeki sporcu, 1,88 metre boyundaydı. ABD turnesinden ülkesine dönerken bir gemi kazasında yaşamını yitirdi.

Lakabı:

Serbest Güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, iri gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını almıştır. Önceleri doğduğu köyden ötürü "Kararlı Yusuf", sonra "Şumnulu Yusuf" olarak anılmış, 1896'dan itibaren çırağı "Erikli Mehmet"e "Küçük Yusuf" denilmeye başlanınca kendisine "Büyük Yusuf" denilmiştir. Dünyada “Terrible Turk” (Korkunç Türk) olarak tanındı. Kendisinden sonra başka Türk güreşçiler de bu ünvanı kullandılar. 1900 yılında Rıza Tevfik 'Güreşte Avrupa Usulü ile Türk Usulü arasındaki Fark ve Müşahebet’ başlıklı yazısında kendisinden “Koca Yusuf” diye bahsedince yurtta bu isimle anılmaya başlanmıştır.

Ölümü:

Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür.

Ölümüyle ilgili iki iddia vardır. İlki kaza sonrasında filikalara binen diğer yolcularla birlikte kurtulmaya çalışan Koca Yusuf’un tutunduğu filikadaki diğer yolcuların onun koca gövdesinin sandalı devireceği korkusuna kapılıp kürek ve baltalarla ellerine vurduğu, ellerini çekmeyeceği anlaşılınca da filikadakiler tarafından baltayla bileklerinin kesildiği ve bu nedenle öldüğüyken, ikincisi Koca Yusuf'un Amerika'da kazandığı güreşlerin ardından kazandığı paraları kağıt paralara güvenmediği için altına çevirdiği ve bu altınların ağırlığı nedeniyle okyanusta boğulduğudur.

Mezarı nerededir ?

Koca Yusuf’un cesedinin Atlas Okyanusu’nda kaybolduğu sanılmaktadır. Ancak şair Sunay Akın’ın “Önce Çocuklar ve Kadınlar” adlı kitabının “Okyanusa Yenilen Güreşçi” başlıklı bölümünde Azor Adaları'nda mezarının bulunduğu iddiasına yer verilmiştir. Kaza sonrasında civar adalara vuran gemi yolculara ait 20 cesetten pek heybetli değişik kılıklı olanının Koca Yusuf olabileceğini iddia eden yazar, cesedin adadaki kilisenin mezarlığına defnedildiğini belirtmiştir.

Ölümünden Sonra Neler  Yapılmıştır ?

Ölümünden sonra adı, şu anda Türkiye Denizcilik İşletmelerine bağlı, Haliç Tersanesinde bulunan 40 tonluk bir yüzer vinçe verilmiştir. 2001 yılında basılan Bin Yılın Türkleri Hatıra Para Serisi'nde Koca Yusuf portreli hatıra para yer almıştır. Hayatı, gazeteci-yazar Halil Delice tarafından "Cihan'ı Titreten Türk Koca Yusuf Yalnızca Güle Yenildi" (2005) adıyla kitaplaştırılmıştır. Hayatının belgesel yapılması için 2008 yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" adlı bir araştırma projesi başlatılmıştır.Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye ortaklığı bulunan A400M askeri nakliye uçağına hatırasını yaşatmak adına "Koca Yusuf" adı verilmiştir.

ARAŞTIRMA VE BELGESEL PROJESİ: Koca Yusuf Türkiye'de

“Koca Yusuf Türkiye'de” araştırma projesi, yağlı güreşte Türk tarihinin en önemli pehlivanlarından ve ilk Türk Greko-Romen güreşçisi olarak dünya tarihine adını yazdırmış olan Koca Yusuf'un hakkındaki tüm bilinmeyenleri araştırmak ve eş zamanlı olarak hayatının belgesel yapılması için organize edildi.

Bu proje, Atlantik okyanusunda kaybolan Koca Yusuf'un izlediği rotayı takip ederek, hakkında bilinmeyenlerin ortaya çıkarılması, spekülasyonların deneysel çalışmalar ile test edilmesi ve mezarının bulunarak Türkiye'ye getirilmesini hedefliyor.

Proje kapsamında, “Koca Yusuf Türkiye'de” araştırma ekibi, Türkiye ve dünyadan çeşitli uzmanların desteği ile arşiv taraması yapacak, bilimsel deneyler ve araştırmalar ile spekülasyonların doğruluğunu test edip Koca Yusuf'un mezarına ulaşmaya çalışacak ve tüm bu çalışmanın belgesel prodüksiyonunu gerçekleştirecektir.

Aradan bunca yıl geçtiği halde, bugün adına şarkılar yazılan Koca Yusuf'un ölümü ve geçirdiği son dakikalar hakkında olduğu kadar, mezarının yeri konusunda da birçok spekülasyonlar yapılmaktadır.
Bir spekülasyona göre, Amerika'dan kalkan Fransız La Bourgogne gemisinin 4 Temmuz 1898 günü Cromartyshire isimli yük gemisi ile çarpıştıktan sonra batması sonucu kaybolan bu Cihan Pehlivanı'nın cansız bedeni, Portekiz'in Azor adaları sahillerine ulaşmış ve bir papaz tarafından gerek üzerindeki kıyafetlerden gerekse boyu posu nedeniyle Koca Yusuf olduğu tahmin edilerek bir kilisenin bahçesine gömülmüştür.

25 Ağustos 2008 tarihinde başlayan ilk arşiv taramaları sonucu 1894-1900 yılları arasında çok sayıda yabancı gazete ve derginin arşivlerinden Koca Yusuf ile ilgili yazılar ve haber sütunlarına ulaşılmıştır. Ulaşılan bu kaynaklarda Koca Yusuf'a ait, çok da gizli olmayan ancak derlenip toparlanmamış birçok bilgiye de ulaşılmıştır. Özellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan koleksiyonerlerden, Koca Yusuf'un güreşlerine ait çeşitli dokümanlara ulaşılarak bilgilerin netleştirilmesine hala çalışılmaktadır.

Osmanlı arşivlerinde yapılan ilk çalışmalar da İsmail oğlu Yusuf pehlivan hakkında çok sayıda kaynağa ulaşılabileceğinin habercisi olmuştur.

Arşiv taraması esnasında araştırma ekibini en çok heyecanlandıran, Cihan Pehlivanı'nın Amerika'dan dönerken bindiği La Bourgogne gemisinin kaza haberlerinin verildiği birçok sütunda “Gemide müthiş Türk *Yousouf Ishmaelo'da vardı…” gibi haberlerin geçmesidir. Bu haberler bile o dönemde Koca Yusuf'un Amerika'da silinmez bir iz bıraktığını göstermektedir. Bu proje bittiğinde sonuç ne olursa olsun, Türk spor tarihinin en önemli kahramanlarından biri hakkında pek çok şey ortaya çıkacaktır.

*Amerika ve Avrupa'da İsmail oğlu Yusuf manasında farklı telaffuz ve yazım şekilleri ile anılmıştır.

Konuk yazar: Tahir Hakyolcusu Mart / 2014

Kaynaklar:
Koca Yusuf Roman Özeti
New York Times Gazete Arşivi (İngilizce)
Koloğlu, Orhan: Türk Güreşi. Yavuz Yayınları, İstanbul, 1972
Noble, Graham. The Life and Death of the Terrible Turk, Journal of Manly Arts, Mayıs 2001
Karayel, M. Sami: En Meşhur Türk Pehlivanları 2: Koca Yusuf. Muallim Ahmet Halit Kitabevi, İstanbul 1942.


"Koca Yusuf Türkiye'de" adlı araştırma ve belgesel projesi web sitesi : http://www.kocayusuf.org/tr/index-tr.htm





tarih history



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh