Ana içeriğe atla

İNSAN GİBİ İLETİŞEMİYORUZ FARKINDA MISINIZ ?

OLSUN “ROBOT”İKLEŞİYORUZ.

google alexa robotTeknoloji araçlarının çağımızın en güçlü iletişim kaynakları olduğunu biliyoruz. Bilgisayarlar, televizyonlar, akıllı telefonlar, tabletler... Kolay edinilen bilgiler, kolay ulaşılan insanlar, kolay eğlenilen ortamlar sağladığı da bir gerçek.

   Aradığımız herşeyin tek kelimesini herhangi bir arama motoruna  yazdık mı kendiliğinden binlerce arama sonucu çıkıyor. Hemde en çok tıklananlara göre doğru sıralamasıyla. Bir arkadaşın kapısını çalıp aradğımız dersin kitabını veya ansiklopedisini sormak, kütüphaneye gidip aradığımız kitabın konusunu, içeriğini yazacağımız talep fişlerini doldurmak ya da konusuna göre kitaplar arasında dolaşmak, aradığımız bilgiye ulaşamıyorsak öğretmemize rica etmek ya da bir bilene sormak gerekmiyor.

    Arama motorları bu işi anında çözüyor. Zaman kaybı da yok. Anında görüntü. Hatta çoğu zaman anneler, çocukları eve geldiklerinde çocuğunun ödevini çoktan bitirmiş oluyorlar. Eee tabi. Çocuklar araştırıp bulmasın okulda yeterince yoruluyorlar. Sınavlara hazırlık, etüdler derken birde öğretmen bir sürü ödev verince bitirilmesi zorlaşıyor.


tarih din osmanli   Arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi aramaya “nerede ne yapıyorsun” demeye hiç gerek yok. Facebooktan nerede olduklarını anında görebiliyoruz. Hatta o an ne yiyorlar ne içiyorlar, kiminle ne yapıyorlar paylaşılan fotoğraflarla anında görüntü. Çok mu görmek istiyorsunuz arkadaşınızı? Foursquare’den adresin tarifini bile detaylıca alabilirsiniz. Atlayın arabanıza ya da taksiye. Arkadaşınızın yanındasınız. Sizi görmek isteyip istememesi önemli değil. İstemiyorsa bir tweet atmış olsun canım. Düşündüğünü anında yazmayı seviyor nasılsa. Tweeter hesabınız yoksa face de attığı tweeti nasılsa paylaşmıştır.

   O akşam misafiriniz gelecek. Ne yapsam telaşına sakın kapılmayın. Gelecek misafirinizin sevdiği yemeklere paylaştığı fotoğraflardan anında ulaşabilirsiniz. Bu yemeklerin nasıl yapıldığını bilmenize hiç gerek yok. Yazın yemek adını Google efendiye otel şeflerinden, restaurant başaşçılarına kadar kimin tarifini isterseniz uygulamaya başlayın. Püf noktalarını da okumayı sakın unutmayın. Bu arada eksik malzemeniz mi var? Öyle bakkala, markete gitmeye gerek yok. Açın interneti istediğiniz marketten siparişinizi verin 30 dakikada kapınızda!
İşleriniz yoğun müşterinizi arayıp işin teslim tarihinin değiştiğini bildirmenize gerek yok. Açın akıllı telefonunuzu iki kelimeyi otomatik yazıp maili veya mesajı gönderiverin. Hatta Türkçeyi doğru kullanmanıza da gerek yok. O kadar harfi doğru yerinde bulmak da zaman kaybı. Tam bu sırada kısaltmalar hayat kurtarır. Ok (tamam), cnm (canım), grsz (görüşürüz)... Yüzyüze toplantı falan yapmanın da bir faydası yok. Sıcak satış denilen satış tekniği çok eskilerde kaldı. Bir sunum dosyası hazırlayıp mail atıldı mı teklif direkt karşıda. Hem beden diliyle falanda uğraşmak da neymiş? Satış yaparken nasıl oturulmalı, ses tonu nasıl olmalı, nasıl giyinilmeli? Bu detayların da bir önemi kalmadı, güzel.
   Canınız mı sıkıldı? Açın bilgisayarınızı, telefonunuzu, dilerseniz televizyonunuzu. Seçin bir oyun kendinize. Flappy Bird’de kaldırıldı şimdi ne olacak? Hızlandırılmış arabalarla yapılan yarışlar, gidilecek bir kuşun peşinden toplanacak altınlar, hop hop zıplatılacak komik tipler, patlatılacak ya da fırlatılacak renkli toplar her zaman bulunur merak etmeyin.

Bu kadar yoğun teknolojinin içinde birşeyi unutuyoruz. 

İNSAN OLDUĞUMUZU.

 Düşünen, konuşan ve iletişim kurmak zorunda olan varlıklar olduğumuzu. Eskiden aşıklar mektup yazarlar, sevdiklerinin eline o mektubu tutuşturabilmek için köşe bucak saklanıp yoldan onun geçişini beklerdi. Anne baba, sevdikler ziyaret edilir telefonla değil elleri tutularak “nasılsın” denirdi. Bu bir görev değil içten gelen bir duyguydu. Arkadaşların kapısı çalınır müsaitse ders yapmaya gidilirdi. Sabahın kör karanlığında kalkılır, kitaplar satır satır çizilip sınavlara hazırlanılırdı. Müşteri bulmak, müşteriye iyi hizmet verebilmek için seminerlere gidilir doğru oturma, doğru konuşma, doğru ses tonu, doğru satış teknikleri ile ilgili bilgi edinilirdi.
robot insan tarih


Hızlı yaşamaya başladığımız doğru.

    Bu kadar teknolojinin içinde doğru “İletişemediğimiz” de acı ama gerçek. Eskiden robotlar yapılırdı. Birçok parça biraraya getirilir hareketleri programlanabilirdi. İnsanlarda iletişemediklerine göre artık robotlaşıyorlar. Zorunlu ihtiyaçlarda bir çözüme ulaştırılır, yiyecek ve içecekler ilaç şekline dönüşür uykunun yerine de bilgisayara bağlanıp şarj olma durumuna geçilirse bu iş olur derim. Unutmadan söyleyeyim ilaç şeklinde beslenme yöntemini birkaç marka birkaç sene öncesinde denemeye başladı bile. İnancımızı yitirmeyelim “robotikleşebiliriz”.


tarih history

arsiv paylasim
Arsivimizde 1400 adet tarihi ve dini konularda paylasim var bu link ile ARSiV'E gidebilirsiniz



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh