Ana içeriğe atla

REFORMLAR Paketinde Niçin Sünnî Çoğunluğun Hakları Yok?

Eksik Demokrasi
REFORMLAR paketinin içinden Sünnî çoğunluğun din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti konusunda ümit ve temenni ettiğim maddeler çıkmadı.
*Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılmış olan İslam Medreselerinin tekrar açılması. Medreselerin kapatılması insan haklarına, millî kimliğe, millî kültüre, din hürriyetine vurulmuş çok büyük bir darbeydi. Heybeliadada’daki Rum Ortodoks Ruhban Mektebinin açılması planlanıyor da, İslama hizmet edecek ulema ve fukahanın yetişeceği medreselerden niçin hiç söz edilmiyor?
*Tasavvuf tarikatlarının tekrar açılması. Vaktiyle Mason locaları da kapattırılmıştı. Bilahare onlar açıldı ama İslam tekke, zaviye ve dergahları hâlâ kanunla kapalı tutuluyor. Bu büyük bir zulüm değil midir?
*Bin yıllık millî alfabemiz üzerindeki yasakların, Osmanlıca kitap, dergi, gazete çıkartılmasını engelleyen kanunun kaldırılması.
*Şapka Kanunun kaldırılması.
*Diyanetin ya tamamen bağımsız veya özerk hale getirilmesi. Diyanet İşleri Başkanını siyasî iktidarın değil, icazetli Müslüman ulemanın seçmesi.

*Evkaf-ı islamiyenin (İslam vakıflarının) bağımsız veya özerk hale getirilmesi.
*Tevhid-i Tedrisat Kanununun kaldırılması, Müslümanlara Tevhidî eğitim yapacakları bağımsız İslam Mektepleri açma hürriyetinin verilmesi.
*Ayasofyanın, Fatihin vakfiyesine uyularak tekrar cami haline getirilmesi.
*Cuma gününün resmî tatil yapılması. Türkiye Yahudileri cumartesi, Hıristiyanları Pazar günü tatil yapıyorlar da Müslüman çoğunluk niçin Cuma günü tatil yapamayacakmış?
Evet reform paketinde Alevî hakları var da, niçin Sünnî hakları yok?
Ağlamayan çocuğa meme vermezlermiş. On milyonlarca Sünnî haklarını aramıyor, meşru isteklerini bildirmiyor.
Sünnî kesimin çoğunluğu üzerine sanki ölü toprağı serpilmiştir.
Tek bir Ümmet olması gereken Sünniler bin parçaya, hizbe, gruba, sekte, İslamcılığa ayrılmıştır.
Sünnîlerin içine bir sürü casus, ajan, istihbaratçı, provokatör, uyutucu, uyuşturucu, yönlendirici sokulmuştur.
Sünnî çoğunluk, böl parçala hükm et prensibi uyarınca param parça, darmadağınık hale getirilmiştir. Sünnî çoğunluğun ağlayacak, isteyecek, hak arayacak hali bile kalmamıştır.
Mehmet Şevket Eygi Sayin Hocam Ellerinizden operim GTD

http://gercektarihdeposu.blogspot.com
REFORMLAR Paketinde Niçin Sünnî Çoğunluğun Hakları Yok?
 http://gercektarihdeposu.blogspot.com

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh