Ana içeriğe atla

ATİNA KAPILARINA DAYANAN OSMANLI ORDUSU


1897 YUNAN HARBİNDE KISA SÜREDE ATİNA KAPILARINA DAYANAN OSMANLI ORDUSUNUN MUZAFFER KUMANDANI ETHEM PAŞA VE DÖMEKE ZAFERİ

Yunan ordusu Alasonya’ya saldırdı. Bunun üzerine İstanbul’daki I. Ordu, Umum Kumandanı Ethem Paşa kumadasında Yunanistan üzerine harekete geçti. Bir kaç gün içinde Yenişehir’i (Tesalya) ele geçirdi. Daha sonra Atina yolu üzerindeki Milona geçitlerine geldi ve burasını savunan Yunan ordusunu, 23 Nisan 1897 günü büyük bir mağlubiyete uğrattı.

Milona Meydan Savaşı ile, Avrupalıların, geçilemez de dikleri bu geçitleri kısa sürede aşan Osmanlı ordusu, güneye çekilen Yunan ordusu ise, Atina ile Tesalya arasındaki Dömeke’de yeniden karşılaştı.

Yunanlıların son müdafaa hatları olan Dömeke’de, 25 bin kişilik Yunan ordusu perişan edildi ve bir daha toparlanamadan darmadağın edildi. Bu muharebede Abdülezel Paşa şehid düştü. Ordumuz hızla ilerleyerek birkaç saat içinde Atina kapılarına dayandı.

Bu sırada Vükela Meclisi toplantı halindeydi ve henüz zafer haberleri İstanbul’a ulaş mamıştı bütün vekiller, bu muharebeden galibiyetle çıkılacağından endişeliydiler ve hüzün içinde bekleşiyorlardı. Zafer haberini telgrafla öğrenen Rıza Paşa meclise giderek müjdeyi verince hepsi sevinçten ağlamaya başladılar.

Hatta Şura-yı Devlet Reisi (Anayasa Mahkemesi Başkanı) Said Paşa, onun eteklerine sarıldı. Padişahın Özel Kalem Müdürü olan Faik Bey de zafer haberini Sultan Abdülhamid Han’a ulaştırınca Sultan duyduğu büyük sevinci şu sözlerle ifade etti:

"Ömrüm oldukça kahraman kumandan askerimizin bu gayret ve sadakatlerini ve memleketine ve vatanına ettiği hizmetleri kemiklerim dahi unutmayacaktır."

Bu zafer Atina'da hükümetin düşmesine ve yeni kurulan kabinenin büyük devletlerin aracılığıyla barış istemesine sebep oldu. Rus Çarı gönderdiği telgrafla zaferi tebrik ederken, daha fazla kan dökülmemesi için Sultan Abdülhamid'den savaşı durdurmasını rica etti. 10 milyon altın savaş tazminatı ve işgal edilmiş olan Teselya bölgesinin teslimi karşılığında 19 Mayıs'ta mütareke imzalandı. 32 gün devam eden savaşta Osmanlı kuvvetleri 150 kilometre ilerlemişler, Atina'ya da oldukça yaklaşmışlardı. 3 Haziran'da İstanbul'da başlayan sulh konferansı 4 Aralık'ta neticelendirildi. Kesin bir mağlubiyete uğrayan Yunanlılar yine Avrupalı hâmîlerinin yardımıyla masa başından en az zararla kalktılar. Savaşta alınan Teselya Yunanlılara teslim edildi. Talep ettiğimiz 10 milyon altın savaş tazminatı ise, Yunan ekonomi ve maliyesinin iflâs etmemesi gerekçesiyle 4.100.000 altına düşürüldü, ufak tefek sınır düzeltmeleri yapıldı. Osmanlı-Yunan Savaşı'nın en önemli müspet neticesi Osmanlı ordusunun gücünün yeniden tecrübe edilmesi ve bu gücün verdiği moral olmuştur.

Osmanlı ordusunun bu kadar kısa zamanda böyle kesin bir zafer kazanacağına ihtimal vermeyen Batılı devletler, Osmanlı üzerindeki baskılarını artırmaya başladılar..


http://gercektarihdeposu.blogspot.com

ETHEM PAŞA VE DÖMEKE ZAFERİ 1897


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh