Ana içeriğe atla

''İslam hoşgörü dinidir'' sözü, dehşetli bir tuzaktır !

Resulullah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.

Bazı sözler vardır, dışı süs, içi pistir. Görünüşte bal şerbetidir, ama içinde zehir vardır. Görünüşe bakan aldanır ve hayatını mahveder. Bazı “tatlı görünüşlü, süslü- püslü” sözler vardır, o sözlerin peşine düşen insan, ALLAH muhafaza eylesin, ebedî hayatını mahvedebilir. 

İşte bu yazımızda bu gibi sözlerden birini ele alacağız:
“İslâm hoşgörü dinidir” sözü, içimize atılmış çok tehlikeli bir tahrip kalıbıdır. 
Bu sözü “kayıtsız şartsız” şekilde kabul eden perişan olur.
Temel ölçümüz nedir? 
Biz Müslümanlar, Allah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Resulullah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Şeriatın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz. 


Müslümanın temel vasıflarından biri, “Emr-i bi’l ma’ruf”, yani “Allah’ın iyilik, hayır olarak açıkladığı hususları tebliğ etmek” ise, diğeri de “Nehy-i ani’l münker”dir. 
Yani “Allahu Azimüşşan’ın çirkin gördüğü, kerih gördüğü, haram kıldığı, yasakladığı hususlardan sakındırmak”tır.
Allah’u Teâlâ zinayı, zinaya yaklaşmayı, kerih görmüş, yasaklamış, haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi bu fiili çirkin görmek, ondan şiddetle uzaklaşmak, insanlığı sakındırmak, uzaklaştırmak ve bu kötülüğü ortadan kaldırmaktır. 
Allahu Teâla, içkiyi, kumarı, domuz etini, hırsızlık yapmayı haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi hem bu haramdan kaçınmak, hem de “nehy-i ani’l münker” İlâhî emrine sıkı sıkıya imtisal etmektir.
Bakınız Emr-i bi’l ma’ruf ve “Nehy-i ani’l münker” hususunda Rabbimiz (cc) meâlen ne buyuruyor:
“Allah’ın dinine sarılıp birlik olduğunuz gibi, içinizden bir de öyle bir topluluk bulunsun ki, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırsın. 
İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.” (Âl-i İmran/ 104)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırırsınız ve Allah’a hakkıyla iman edersiniz.” 
(Âl-i İmran Sûresi/ 110)
“Onlar Allah’a ve âhiret gününe îman ederler, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırırlar ve hayırlı işlere koşuşurlar. İşte onlar Allah’ın sâlih kullarındandır.” 
(Âl-i İmran Suresi/ 114)
Rabbimiz müşriklerin “necis” olduğunu, yani “pislik” olduğunu; Hıristiyan ve Yahudilerin “insanların en şerlisi” olduğunu beyan buyuruyor. 

Biz Müslümanlar buna bütün zerrelerimizle inanırız ve müşriklerin, kâfirlerin en tehlikeli tâifesi olan Hıristiyan ve Yahudilerin inancını aslâ ve kat’a hoş görmeyiz. 
Hoş görsek, imanımız gider. .
Şimdi yazımızın bu son kısmında bir çift söz söylemek istiyorum: 
Beyler lütfen, İslâmiyeti didiklemekten, kendi kafanıza göre yorumlamaktan vazgeçiniz. 
Hıristiyan, Yahudi, putperest dünya liderlerine şirin gözükmek adına “İslâmiyet hoşgörü dinidir” vs demeyiniz. 
Biz Müslümanlar, ALLAH u Teâlâ’nın, Resulullah’ın hoşgörmediğini hoşgörmeyiz. 
İslâm beldelerinin işgal edilmesini, yakılıp yıkılmasını, oluk oluk Müslüman kanı akıtılmasını hoşgörmeyiz. 
Tecavüzü, hırsızlığı, soygunculuğu, namussuzluğu, yalancılığı, riyakârlığı, , münafıklığı, hâinliği, sahtekarlığı hoş görmeyiz. 
Bu gibi alavera-dalavera sözlerle kâfirlere hoş görünmeye çalışmayı da hoş görmeyiz, vesselâm...
Burhan Bozgeyik


Zumer Suresi 38
http://gercektarihdeposu.blogspot.com

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh