Ana içeriğe atla

CENAZE NAMAZINI KİMSE KILMAMIŞTI mezarin da dik otursun serefsiz.

CENAZE NAMAZINI KİMSE KILMAMIŞTI, BİR ABDULLAH CEVDET HİKAYESİ…

Ayasofya Camiinde camiden çıkan cemaatin bir kısmı musalla taşındaki tabutun önünde toplanmıştı. Herkes bir şey söylüyordu. Çoğunun ağzından çıkan cümle şuydu:”Götürün şu Allah düşmanını buradan!”

...Hiç kimse cenaze namazını kılmak üzere safa geçmiyordu. “ Bu adam hayatında İslam dinine tecavüz etti. Hazreti peygambere hakaret etti. Bu sebeple, bir çok gencin ruhi ve imani buhranına, hatta bir kısmının intiharına vesile oldu. Böyle bir kimsenin namazı kılınmaz!” diyorlardı.

Dr. Abdullah Cevdet hayatta iken, İslamiyetin aleyhinde bulunmuştu. Yazılarında devamlı olarak İslami değerlere hücum etmişti. En büyük hedefinin, “halk arasında dinin nüfuzunu(etkisini) kırmak” olduğunu söylüyordu. Bu bakımdan ahali kendisine “Adüvüllah Cevdet- Allah’ın düşmanı Cevdet) ismini takmıştı.

Abdullah Cevdet’in yazdıklarını halk nefretle karşılamaktaydı. İslam düşmanlığı yapan gazetelerin batıp gitmesi gibi Abdullah Cevdet’te halk nazarında yok sayılmaktaydı.

Öldüğünde de yanında hiç kimse bulunmamaktaydı. Şimdi de cenaze namazını hiç kimse kılmak istemiyordu.

İmamlar da cenaze namazını kıldırmak istemiyorlardı. Ayasofya’daki tartışma giderek şiddetleniyordu. Abdullah Cevdet’in yakınları cenaze namazının kılınmasını, cemaat ise kılınmamasını istiyorlardı.

Abdullah Cevdet’in yakınları vakit namazını kılmamışlardı. Cenaze namazına da katılmayacaklardı. Fakat cemaatin cenaze namazı kılmasında ısrar ediyorlardı.

Tartışmanın daha fazla uzamasını istemeyen bir vatandaş bağırmıştı;”Bu adam İslam düşmanıydı, dinsizdi, namazı kılınamaz!”

Bu tartışmalardan sonra Abdullah Cevdet’in ölüsünü alan yakınları cenazeyi koyacak araba bulamazlar. Sağa sola koşuşurlar, fakat yok… Cenazeyi koyacak bir araba yoktur. Ne gariptir ki; o gün İslam cenaze arabaları meşguldür. Neticede, Fener Rum Patrikhanesine telefon edilerek cenaze arabası istenir.

Abdullah Cevdet’in cenazesi haç işaretli cenaze arabasına konularak götürülür.

Cenazenin yanında sadece birkaç yakını bulunmaktadır…

(Meşhurların Son Anları- Burhan Bozgeyik, TÜRDAV yayınları, sayfa:310 -311)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh