Ana içeriğe atla

İsrail Devleti’nin temelleri Çanakkale’de atıldı.

ISRAIL DEVLETINE GIDEN YOLUN TAŞLARI ÇANAKKALE`DE DÖŞENDI

Siyonist
İsrail Devleti’nin temelleri Çanakkale’de atıldı.

İttihatçılar tarafından bir oldu bittiye getirilerek 1.ci Dünya savaşina sokulan Osmanlı Devleti’nin, bu savaştan mağlup ayrılacağını tahmin eden Vladimir Jabotinsky ve Joseph Trumpeldor adlı Siyonistler, hasta adam Osmanlı mirasından Yahudilere de Filistin’in pay olarak düşeceğini umuyorlardı.

Nitekim bu konuda Jabotinsky: “Mirasın paylaşılması için önce mirası bırakanın ölmesi gereklidir.” diyerek bu konudaki niyetini açıkça ortaya koymuştur.

Vladimir Jabotinsky ve Joseph Trumpeldor bu amaçlarını gerçekleştirmek için harekete geçerek, İngiliz Generali Makswell’den İngiltere’nin yanında Osmanlı Devleti’ne karşı Filistin de savaşmak için cephe açılmasını istemişler; Makswell ise onlara, Filistin’de yeni bir cephe açmaya şimdilik ihtiyaç olmadığını, ancak Yahudilerin katırlı bir alay oluşturarak cephane ve askerî malzeme taşımak amacıyla Çanakkale/Gelibolu cephesinde görevlendirilebileceklerini belirtmiştir.

Bunun üzerine Siyonist emeller doğrultusunda gönüllü toplama işine hız verilmiş, İngiliz Albay J. Henry Petterson ve binbaşılık rütbesi verilen Joseph Trumpeldor önderliğindeki, Siyon Katır Alayı, “İngilizlerin zaferi bizim de zaferimizdir” sloganıyla 17 Nisan 1915’te hareket etti. Bu birliğe yemin ettiren Hahambaşı Pergola, yaptığı konuşmada Petterson’u, “İsrail’in Mısır’dan Vadedilmiş Ülke’ye ulaşmasını sağlayacak 2. Musa” olarak tanıttı.

Birlikte 650 askerî gönüllü, 20 subay ve 750 katır vardı. Gönüllülerin hepsinin yakasına sarı renkli Davud yıldızı işlenmişti. 26 Nisan 1915’te Gelibolu’ya varan birlik, savaşta yiyecek ve savaş malzemesi taşımak gibi, cephe gerisi hizmetlerde kullanılmıştır. 6 Ocak 1916’da İngiltere’nin Gelibolu Yarımadası’nı tamamen terk etmesine kadar Gelibolu’da kalan birlik; 8 ölü, 40 kadar yaralı vermiştir.

2 Kasım 1917’de İngiliz Dışişleri bakanı Arthur Balfour, Filistin’de Yahudiler için bir devlet kurulmasını vaat etti. Bu vaat, Siyonistlerin önderlerinden Lord Rothschild’e gönderilen mektupta yer alıyordu. Bu mektup Balfour Deklarasyonu olarak ta biliniyor.

Bu mektupta Balfour, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için tüm imkânların kullanacağını bildiriyordu:
1-Filistin’de kurulacak Yahudi Devleti için bir vatanın temini konusunda İngiliz desteği,
2- Filistin’e yerleştirilecek Yahudilerin her türlü hak ve hürriyetlere sahip olması.

Balfour Deklarasyonu’na dayanan siyasi Siyonizm, İngiliz emperyalizminin desteğiyle Filistin’de kendi devletini kurmak için çabasını yoğunlaştırdı. Nitekim bu deklarasyon, 1918 yılında sırayla Fransa, İtalya, A.B.D. tarafından da destek görmüştür.

Siyon Katır Birliği’nin kurucularından olan Vladimir Jabotinsky: “Eğer biz 2 Kasım 1917’de Balfour Deklerasyonu ile Filistin’de yurt edinme konusunda söz aldıysak, buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir.” diyerek yukarıda anlattığımız tarihi sürece işaret etmektedir.


-Ana Britannica, “Jabotinsky Vladimir”, mad., Ana Yay., C. 12, İstanbul 1982.

-Erzurumlu, Muzaffer- Reisoğlu, Kemal, “Çanakkale’nin Bilinmeyen Bir Yönü”, Semerkand Dergisi, Sayı: 3, Mart 1999, ss: 40-41.

-Kocabaş, Süleyman, Filistin İçin Mücadele Türkiye ve Siyonizm, Vatan Yay., İstanbul 1987.

-Tarihimizde Komplolar, Vatan Yay., İstanbul 1997.

-Ruşen, Mahir, “Siyon Katır Birliği”, Tarih ve Düşünce Dergisi, Sayı: 29, Haziran 2002, ss: 24-25.

-Vakkasoğlu, Vehbi, Bir Destandır Çanakkale, Nesil Yay., 6. bsk., İstanbul 2001.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh