Fatihin Torunları
Engin Ardıç : Demir ağlarla falan örmedin anayurdu dört baştan
Onuncu Yıl Marşı, faşist bir marş mıdır? Faşistlerin onu çok sevmeleri ve özellikle darbe dönemlerinde tutuklulara zorla söyletmeye çalışmaları ister istemez tepki yaratmıştır.
Onuncu Yıl Marşı söylenirken ayağa kalkılmaz, esas duruş gösterilmez. Yalnızca ve yalnızca İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkılır. Bunun dışında hiçbir marşa hiçkimse kalkmak zorunda değildir.
Onuncu Yıl Marşı bir “böbürlenme” marşıdır. Atatürk’e yağ çekmek için yazılmıştır.
İşin matrağı, adı üstünde bir “cumhuriyetin onuncu yıldönümü” yani “1933 türküsü” olan bu marşın doksanıncı yılda, yani 2013 yılında bile söylenmeye ve söyletilmeye çalışılmasıdır.
Onuncu Yıl Marşı seksen yıllık “tapon” bir marştır yani. Golf pantalon, avcı ceket, kısa kravat, ondüle saç, bebe yaka ne kadar taponsa…
İşin daha da matrağı, onuncu yılda ortada öyle pek de övünülecek ve böbürlenecek bir şey olmamasıdır!
Marşın sözlerinde yazı devrimi, takvim devrimi, Medeni Kanun, hilafetin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi mevzular asla geçmemektedir.
Peki neyle övünmektedirler cumhuriyetçiler onuncu yıllarında?
“Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan”… O tamam. Fakat dikkat isterim: Cumhurbaşkanı değil, başkomutan!
Başka? “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”… Ray döşemişler. Dört baştan falan değil, yalnızca Kayseri, Sivas, Malatya, en son da Niğde.
1923-1933 arası yapılan yeni demiryolları yalnızca bunlardı! Elazığ, Diyarbakır, Erzurum falan, cumhuriyetin ikinci on yılında yapılmıştır, 1933′ten sonra.
İzmir, Aydın, Eskişehir, Ankara, Adana, Pozantı hatları falan da “pis Osmanlı’dan” kalmaydı!
Demek ki anayurt hiç de öyle kazak gibi örülmemiş.
Gerisi de boş laftan ibarettir: “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan”… Boş laf… “Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, dindirdik memleketin yıllar süren yasını”… Boş laf… “Bir hızda kötülüğü geriliği boğarız”… Kötü Türkçe, boş laf… “Karanlığın üzerine güneş gibi doğarız”… Abes…
“Örnektir milletlere açtığımız yeni iz”… İngiltere’de krallığın devrilmesini mi istiyorlar yoksa Fransa’nın Latin alfabesine geçmesini mi?
“Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz”… Bozuk Türkçe… Anlayan varsa bana da anlatsın.
“Tarihten önce vardık tarihten sonra varız”… Gerçekçi değil… “İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz”… Düpedüz yalan, hem de kuyruklu yalan!
Gene de beterin beteri, çok dıngıl bir de Ellinci Yıl marşımız var (yetmiş beşinci yılın da marşı varmış, ben hiç duymadım.) Hiç beğenilmedi, kırk yıldır kimse çalmıyor ve söylemiyor. Ne diyor? “Örnek olsun cihana devletim düzenliğim”…
Daha iki yıl önce yeni bir darbe yaşamış, on iki yıl önce Adnan Menderes’i, geçen yıl da Deniz Gezmiş’i asmış, ekonomisi de ne kapitalist ne sosyalist bir ucube olan geri kalmış 1973 Türkiyesi cihana örnek olacakmış.
Hadi yürüyün be!
Engin Ardıç : Demir ağlarla falan örmedin anayurdu dört baştan
Onuncu Yıl Marşı, faşist bir marş mıdır? Faşistlerin onu çok sevmeleri ve özellikle darbe dönemlerinde tutuklulara zorla söyletmeye çalışmaları ister istemez tepki yaratmıştır.
Onuncu Yıl Marşı söylenirken ayağa kalkılmaz, esas duruş gösterilmez. Yalnızca ve yalnızca İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkılır. Bunun dışında hiçbir marşa hiçkimse kalkmak zorunda değildir.
Onuncu Yıl Marşı bir “böbürlenme” marşıdır. Atatürk’e yağ çekmek için yazılmıştır.
İşin matrağı, adı üstünde bir “cumhuriyetin onuncu yıldönümü” yani “1933 türküsü” olan bu marşın doksanıncı yılda, yani 2013 yılında bile söylenmeye ve söyletilmeye çalışılmasıdır.
Onuncu Yıl Marşı seksen yıllık “tapon” bir marştır yani. Golf pantalon, avcı ceket, kısa kravat, ondüle saç, bebe yaka ne kadar taponsa…
İşin daha da matrağı, onuncu yılda ortada öyle pek de övünülecek ve böbürlenecek bir şey olmamasıdır!
Marşın sözlerinde yazı devrimi, takvim devrimi, Medeni Kanun, hilafetin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi mevzular asla geçmemektedir.
Peki neyle övünmektedirler cumhuriyetçiler onuncu yıllarında?
“Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan”… O tamam. Fakat dikkat isterim: Cumhurbaşkanı değil, başkomutan!
Başka? “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”… Ray döşemişler. Dört baştan falan değil, yalnızca Kayseri, Sivas, Malatya, en son da Niğde.
1923-1933 arası yapılan yeni demiryolları yalnızca bunlardı! Elazığ, Diyarbakır, Erzurum falan, cumhuriyetin ikinci on yılında yapılmıştır, 1933′ten sonra.
İzmir, Aydın, Eskişehir, Ankara, Adana, Pozantı hatları falan da “pis Osmanlı’dan” kalmaydı!
Demek ki anayurt hiç de öyle kazak gibi örülmemiş.
Gerisi de boş laftan ibarettir: “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan”… Boş laf… “Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, dindirdik memleketin yıllar süren yasını”… Boş laf… “Bir hızda kötülüğü geriliği boğarız”… Kötü Türkçe, boş laf… “Karanlığın üzerine güneş gibi doğarız”… Abes…
“Örnektir milletlere açtığımız yeni iz”… İngiltere’de krallığın devrilmesini mi istiyorlar yoksa Fransa’nın Latin alfabesine geçmesini mi?
“Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz”… Bozuk Türkçe… Anlayan varsa bana da anlatsın.
“Tarihten önce vardık tarihten sonra varız”… Gerçekçi değil… “İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz”… Düpedüz yalan, hem de kuyruklu yalan!
Gene de beterin beteri, çok dıngıl bir de Ellinci Yıl marşımız var (yetmiş beşinci yılın da marşı varmış, ben hiç duymadım.) Hiç beğenilmedi, kırk yıldır kimse çalmıyor ve söylemiyor. Ne diyor? “Örnek olsun cihana devletim düzenliğim”…
Daha iki yıl önce yeni bir darbe yaşamış, on iki yıl önce Adnan Menderes’i, geçen yıl da Deniz Gezmiş’i asmış, ekonomisi de ne kapitalist ne sosyalist bir ucube olan geri kalmış 1973 Türkiyesi cihana örnek olacakmış.
Hadi yürüyün be!
Yorumlar