Öğretmenler günü kutlandı, sırada tıp bayramı, kadın günü, Kızılay şenliği, Yeşilay bilmemnesi, yerli mallar haftası falan da var. "Kutsal" sayılan öğretmenlerin nasıl olup da diğer "fani" memurlar gibi geçim sıkıntısı çekebildikleri şaşkınlıkla dile getirildi, her yıl olduğu gibi. Sonra da elbette "başöğretmen Atatürk" hatırlatılıp geçildi. Atatürk'ün bir başöğretmen olduğu hep söylenmiştir. Yani Atatürk, cahil halka hiç bilmediği şeyleri öğretmiştir. Bu başöğretmenlik durumuna gerekçe olarak, Sarayburnu'nda, Gülhane Parkı'nın ucunda, kara tahta önünde elinde tebeşirle "yeni harfleri" öğretirken çekilmiş fotoğrafı gösterilir. (Benzer şekilde, elindeki rakı kadehini halka göstererek "vatandaşlar, bakın buna rakı derler, ben içiyorum, siz de için" demiş olduğu da hep rivayet edilir... Bu da bir çeşit başöğretmenlik midir?) Atatürk'ün bu "halka bizzat öğretme faaliyetini" sürdürüp sürdürmediğini bilmiyoruz. ...