Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül 29, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

25 yıl sonra, yeni bir Halepçe mi?

Batı hâlâ dilsiz şeytan. Kör, sağır ve dilsiz. Gazze için meydanlardaydık. Sonra “Arap Baharı” denilen olaylar başladı. Sıra Suriye’ye geldiğinde Suriye için meydanları doldurmaya başladık. Şimdi tam da Mısır’daki darbeye karşı meydanlarda iken, dikkatler yeniden Suriye’ye döndü.. 25 yıl sonra Suriye’de yeni bir Halep’çe yaşandı.. Kimyasal silahlarla çoğu kadın ve çocuk, bin beş yüze ya kın insan hayatını kaybetti, havadan ve karadan füzelerle yapılan saldırılarda binlerce kişi yaralandı ve yatağa düştü.. 11 Eylül’de Newyork’ta ikiz kuleler vurulduğu zaman dünyayı ayağa kaldıran ABD, şimdi yüz binlerce insan toprağa düşerken, kör sağır ve dilsiz.. Bu süreçte en can alıcı gerçek ise, İran yönetiminin ve Hizbullah’ın eli kanlı Nuseyri Esed rejiminin yanında yer alması.. Bu cinayete ortak olmalarını haklı gösterecek hiçbir şey yok.. Varolan sorunların çözümü de bu yolda değil.. Esed’in Saddam’dan ne farkı var.. Ya da Sisi’den. Birileri de çıkmış, “İsrail niye Suriye’ye saldırıyor” diyor...

Dört Büyük Halife Dinin Direkleridir

Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiş olan ahkâmın çoğu, mücmeldir, kapalıdır. Sahâbe-i kiram birçok işlerde ictihadları farklı olmuş fakat, hiçbiri diğerinin ictihâdına yanlış dememiş, bunu hâtırlarına bile getirmemişlerdir. Meselâ, Ebû Bekr-i Sıddîk halîfe iken, müslüman olmasını teşvîk için, bir gayri müslimi, bir sahâbînin yanına katarak, beyt-ül-mâlın muhâfaza memuru olan Hz. Ömere gönderdi. Buna zekât hissesini versin! diye emreyledi.  Hz.Ömer ise, bu parayı vermedi. “Müellefe-i kulûb” ismi verilen bu gibi kimselere zekât verilmesi, âyet-i kerimede emredilmiş iken, neye vermedin? diye sorunca, Hz. Ömer “kâfirlerin kalblerini yumuşatmak emri, Allahü teâlânın vaat ettiği zafer ve gâlibiyet başlamadan evvel, kâfirlerin azgın olduğu zamanda idi. Şimdi ise, müslümanlar kuvvetlenmiş, kâfirler mağlup ve âciz olmuştur. Şimdi kâfirlerin kalblerini mal ile kazanmaya lüzûm kalmamıştır” buyurdu.

Cahillerin Dinde Söz Sahibi Olması

Müslümanlar uyanık olmalıdır. Kıyâmet alâmetlerinin, şimdi çoğu çıkmış, her yere yayılmışdır. Bu alâmetlerden biri, câhiller çoğalacak, ilim adamları azalacakdır. Câhiller, dinde söz sâhibi olup, herkese yanlış yol göstereceklerdir.  Bunun için Müslümanlar uyanık olmalıdır. Her söze güvenmemelidir. Hutbelerde, kitâblarda ve gazetelerde, “Ehl-i sünnet” âlimlerini ve bunların kitâblarını bildirmeyip, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden, kendi kafalarına göre ma’nâ çıkaranlara inanmamalıdır. 

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını