Ana içeriğe atla

CUMA NAMAZI

Bismillahirrahmanirrahim


 صلاة الجمعة Salat-ül Cum'ati, İslam dininde Cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır. Namazdan önce hutbe okunur.

Cuma Suresi'in inmesi ile hicret sırasında müslümanlara farz kılınmış olan bir ibadettir. Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, Medine'ye yakın bir yer olan Salim İbni Avf yurdundaki Ranuna denilen vadi içerisinde Beni Salim Mescidinde ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.

"Ey îmân edenler! Cum'a günü namaz için seslenildiği (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır.

Nihâyet namaz bitince, artık yeryüzünde dağılın ve Allah'ın lütfundan (rızkınızı)arayın ve Allah'ı çok zikredin; tâ ki kurtuluşa eresiniz!


Böyle iken (bir kısmı), bir ticâret veya bir eğlence gördüklerinde, ona akın ettiler ve seni ayakta (hutbede) bıraktılar. De ki: “Allah'ın katında bulunan (mükâfât, dünyaya âid)eğlenceden de ticâretten de hayırlıdır. Çünki Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”"


(CUM'A SURESİ/9-10-11)







Cuma gününün 20 sünneti ve edebi vardır. Bunlar şunlardır:

  1. Cumayı Perşembeden karşılamalıdır. Meselâ; yeni ve temiz elbiseyi hazırlamalı, işleri bitirip Cumayı ibâdetle geçirmeye gayret etmeli. Cuma gecesi ehli ile gusül abdesti almalı. Her ikisine köle azat etmiş gibi sevap verilir.
  2. Cuma günü, Cuma namazı için gusül abdesti almalı. (Bu gusül hakkında, farz diyenler de vardır.)
  3. Başı tıraş etmeli. Sakalın bir tutamdan fazlasını ve tırnakları kesmeli ve beyaz giymeli.
  4. Cuma namazına mümkün olduğu kadar erken gitmeli.
  5. Ön safa geçmek için, cemâatin omuzlarından aşmamalı.
  6. Câmide namaz kılanın önünden geçmemeli.
  7. Erken gidip birinci safta yer almalı.
  8. İmam minbere çıktıktan sonra hiçbir şey söylememeli, ezanı da tekrar etmemeli.
  9. Namazdan sonra, Fâtiha, Kâfirûn, İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini 7 defa okumalı.
  10. İkindiye kadar câmide kalıp, ibâdet etmeli.
  11. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından anlatan âlimlerin dersinde bulunmalı.
  12. Cuma günü duânın kabul olduğu vakti aramalı, bunun için hep ibâdet etmeli.
  13. Cuma günü çok salevât-ı şerîfe getirmeli.
  14. Kur’ân-ı kerîm ve Kehf sûresini okumalı.
  15. Az veya çok sadaka vermeli.
  16. Ana-babayı veya bunların ve sâlih Müslümanların ve evliyânın kabirlerini ziyaret etmeli.
  17. Ev halkının yemeklerini bol ve tatlı yapmalı.
  18. Çok namaz kılmalı, namaz borcu olanlar kazâ namazlarını kılmalı.
  19. Cuma gününü, ibâdetle geçirmeli.
  20. İkindiden sonra, seccade üzerinde elinden geldiği kadar; “Yâ Allah! Yâ Rahman! Yâ Rahîm! Yâ Kavî! Yâ Kâdir!” deyip, sonra duâ etmelidir.

İslâm Ahlâkı,  s. 488-490





Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)


Sual: Acele işimiz olunca, Cuma namazının farzını kılıp hemen çıkabilir miyiz?
CEVAPCuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya birkaçı tahakkuk etmeyebilir. Bu durumda da Cuma namazı sahih olmaz. Bunun için (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına) diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla dört rekat namaz kılınması gerekir.(İbni Hümam ve İbni Âbidin)
Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. Zuhr-i ahir namazını terk etmemeli, mutlaka kılmalıdır. Acele bir işimiz olduğu zaman, Cumanın farzını kılıp camiden çıkmak ve zuhr-i ahir namazını öğle namazı vakti çıkmadan önce başka yerde kılmak da caizdir.

Sual: Cuma günü zuhr-i ahir namazı kılmak bid’at midir?
CEVAPHayır değildir. Cuma namazının eda şartlarından biri bulanmayan yerlerde bu namazı kılmak farz olur. Çünkü Cuma kılmak farz olmayınca, öğle namazını kılmak farz olur.

Şafii (Tenvir-ül kulub) kitabında diyor ki:
(Muhakkikler güneşi Remli hazretlerinden, “Şafiiler, Allah ve Resulüne muhalefet edip, beş vakit namaza altıncı bir farz ilave ettiler diye iftira edene, ne ceza gerekir, diye soruldu. O da, bunu söyleyenin, en az benzerleri gibi, tazir cezasıyla cezalandırılması gerektiğine fetva verdi. Farz olan beş vakti, altıya çıkarmak, dinden çıkmayı gerektirir. Dine ilave yapılamaz. Şafiiler dine ilave yapmıyor.

Cuma namazının birden fazla camide kılındığı yerlerde, o günkü öğleyi de kılıyorlar.

Müdiriyye kadısı
, Şafiilerin, Cuma namazından sonra öğle namazı kılmalarını yasaklamıştı. Fakat adı geçen fetva, kadıya okununca, kadı, insaf ehli olduğu için, “Ey Şafiiler, ben hatalıyım. Yine Cumadan sonra öğle namazını mescitte kılmaya devam edin” demiştir. Bu konu hakkında Şafii âlimlerinden Yusuf Nebhanihazretleri de bir eser yazmıştır. Bu eserde, birden fazla yerde Cuma kılınan şehirlerde, Cuma namazından sonra, öğle namazını kılmanın sadece Şafiilere mahsus olmadığını, dört mezhep âlimlerinin de aynı hükmü bildirdiklerini söylemiştir.

Muhammed Şirvani
 de bu hususta bir eser yazmıştır. Cuma namazından sonra öğle namazının kılınması gerektiğini bildirmiştir. Aynı zat, Hanefi âlimlerinin Cumanın birden fazla yerde kılınması veya namaz kılınan yerin şehir sayılıp sayılmayacağı hususunda şüphe edilmesi halinde öğle namazının kılınması gerektiğini bildiren cevaplarını (Davuş-Şema fi salât-iz zuhri badel cumua) eserine almıştır. Bu değerli âlim, bu hususta ele alınan bütün itirazları teker teker çürütmüştür.

Resulullah efendimizin zamanında Cuma tek mescitte kılınıyordu. Cumaya geç kalanların ikinci, üçüncü cemaat yapmalarına izin verilmiyordu. Hulefa-i raşidin de bu yolu tuttu. Hazret-i Ömer döneminde fetihler yapılıp şehirler çoğalmasına rağmen, birden fazla camide Cuma kılınmasına müsaade edilmedi. Valilere yazılan mektuplarda, Cumanın tek mescitte kılınması emredildi.

Emeviler döneminde ve Abbasilerin ilk yıllarında bu durum aynen devam etti. Cumanın birden fazla camide kılınmasının, imam-ı Şafii hazretlerinin vefatından 76 yıl sonra olduğunu Hatib Bağdadi ve İbni Hacer hazretleri bildirmektedir.

Fakihlerin cumhuruna göre, Cumanın tek camide kılınması vacibdir. Birden fazla camide namaz kılmak sünnetten ayrılmaktır. İmam-ı Şafii hazretleri, ihtiyaç olsun olmasın bir şehirde birden fazla camide Cuma kılınmasının caiz olmadığını bildirmiştir. Zamanının İkinci Şafiisiolarak kabul edilen İbni Sübki hazretleri de aynen imam-ı Şafii hazretleri gibi fetva vermiştir. Sözü hüccet mezhep âlimleri, birkaç camide Cuma kılındığı takdirde, öğle namazının da kılınması gerektiğini bildirmişlerdi. Çünkü ihtiyatlı davranmak gerekir. Hadis-i şerifte, “Şüphelerden sakınan dinini korumuştur” buyuruldu.)

Birden fazla yerde Cuma namazı kılınan mescitlerde Şafiiler öğle namazını kılmaları gerekir. Hanefilerin ise, Cuma namazından sonra,Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına diye niyet ederekZuhr-i ahir adıyla bir namaz kılmalarının gerektiğini İbni Hümam veİbni Âbidin hazretleri gibi Hanefi âlimleri bildirmektedir. Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer.(Redd-ül-muhtar)

Sual: Kazası olmayan, Cuma günü ahir zuhuru kılarken her dört rekatında da zammı sure okumalı mıdır?
CEVAP
Evet okumalıdır. Çünkü Cuma kabul olmuş ise, o namaz nafile olur. Nafilelerin ise üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumak vaciptir.

Kazası olanın ise, okuması gerekmez, okusa da olur, okumasa da. Yani Farzın her rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz.

Zuhri ahir namazı, Cuma namazı kabul olmazsa, öğlenin farzı yerine geçer. Kabul olmuş ise, kaza yerine geçer. Kazası da yoksa nafile olur.

Sual: Kazası olmayan kimse, zuhri ahiri kılarken, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okumalı dediniz. O zaman kazası olmayan, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okuması gerekmez mi?
CEVAPGerekmez. Zuhri ahir namazı bunlarla kıyas edilmez. Zuhri ahir namazı sırf o günkü Cuma namazının sahih olup olmaması ile ilgilidir. Kazası olmayan kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünneti terk etmiş olmuyor, farz namaz yanında bir namaz kılınınca sünnet de kılınmış oluyor. Onun için, kazaya da niyet edilen dört rekatlı sünnetlerin üçüncü ve dördüncü rekatlarında zammı sure okunması gerekmez. Yani farzların üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Okunursa secde-i sehv gerekmez.

Sual: Seferi olan, Cuma günü zuhr-i ahir namazını kaç rekat olarak kılar?
CEVAPİki rekat olarak kılar.

Sual: Zuhr-i ahiri kılarken ikamet okumak mekruh mu?
CEVAPHayır.

Sual: Zuhr-i ahir namazı nasıl kılınır, farz namazı gibi mi?
CEVAPCumanın farzından sonra kılınır, farz gibi kılınır.

                                    Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)
http://gercektarihdeposu.blogspot.com


Cuma, müslümanlarca önemli bir toplanma günüdür. Bu günde müslümanlar camilerde toplanırlar, okunan hutbeleri dinlerler ve birlikte cuma namazını kılarlar. Sonra da birbirlerini görürler veya günlük işlerine yönelirler.

Bir hadiste: "Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. Âdem o gün Cennet'e konulmuş, o gün Cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de o gün kopacaktır." denmiştir.

Cuma şartlarını kendilerinde toplayan kimseler için iki rekat cuma namazı "Farz-ı ayn"dır.

Cuma namazının vakti öğle namazının vaktidir. Geleneksel uygulamada cuma için ezan okunduğunda camilere gidilerek öğle namazında olduğu gibi, dört rekat namaz kılınır. Daha sonra cami içinde bir ezan daha okunur. Minberde cemaata karşı bir hutbe okunur. Bu hutbeden sonra kamet alınarak cumanın iki rekat farzı cemaatle aşikare okuyuşla kılınır. Sonra yine başlangıçta olduğu gibi dört rekat namaz kılınır.


Alhamdulillah we have reached another blessed day of Friday. How was your jumah? Share a gem that you learned this week whether from the jumah khutbah or elsewhere so that others can benefit and you can also share in the reward, in'sha'Allah!

Müslüman kardeşlerim 
bu bilgilerin daha fazla duyulmasına vesile olun aşagıdaki  
Bunu Google'da önerin  G+1 İşaretini tıklayın
ALLAHcc sizden razı olsun Amin
                         


Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...