İnkılapların Nasıl Yapıldığına Dair Örnek
Birinci Cumhurreisinin günlük hayatıyla ilgili olarak 12 yıl sofracı ve hizmetçilikle yanında bulunan bir zatın hâtıralarında şu bölümleri iktibas ediyoruz:
“O gece yemek, sabahın beşine kadar sürmüştü, çoğu geceler böyle olur, meclisin ho…rozlar öterken dağıldığı görülürdü. Bu yüzden Atatürk de sabah saat beşten önce yatağına girmezdi… Atatürk her gece yarım kilo (şarap) içerdi. Mezesi de sadece tuzlu leblebiydi”, (sf. 21)
“Atatürk’ün sofrada günlük olayların dışında harf devrimi, din devrimi gibi yeni ve heyecanlı konular da ortaya attığı olurdu… Herkesi konuşturur… Son sözü her zaman kendisi söylerdi”.
“Sofra konuşmalarında konuyu hep kendisi açar, başkalarının konu ortaya atmasına meydan vermez, sorduğu soruların karşılıklarını büyük bir dikkatle dinlerdi. Başkalarının yaptığı prensiplere değil, ancak kendi prensiplerine uyardı. Bir gün yurdumuza gelen bir yabancı gazetecinin yaptığı görüşmede “Programınız nedir?” sorusuna “Programım benim hareketimden çıkar” karşılığını vermişti”,
İçmediği zamanlar sakin, saygılı, çekingen, kibar bir salon adamıydı.Devrimlerin çoğunu ayık kafayla yapmaya kalksaydı, belki de başaramazdı”, (sf. 255)
(Cemal Granda: Atatürk’ün Uşağı İdim.Hürriyet Yay.istanbul, 1973).
Birinci Cumhurreisinin günlük hayatıyla ilgili olarak 12 yıl sofracı ve hizmetçilikle yanında bulunan bir zatın hâtıralarında şu bölümleri iktibas ediyoruz:
“O gece yemek, sabahın beşine kadar sürmüştü, çoğu geceler böyle olur, meclisin ho…rozlar öterken dağıldığı görülürdü. Bu yüzden Atatürk de sabah saat beşten önce yatağına girmezdi… Atatürk her gece yarım kilo (şarap) içerdi. Mezesi de sadece tuzlu leblebiydi”, (sf. 21)
“Atatürk’ün sofrada günlük olayların dışında harf devrimi, din devrimi gibi yeni ve heyecanlı konular da ortaya attığı olurdu… Herkesi konuşturur… Son sözü her zaman kendisi söylerdi”.
“Sofra konuşmalarında konuyu hep kendisi açar, başkalarının konu ortaya atmasına meydan vermez, sorduğu soruların karşılıklarını büyük bir dikkatle dinlerdi. Başkalarının yaptığı prensiplere değil, ancak kendi prensiplerine uyardı. Bir gün yurdumuza gelen bir yabancı gazetecinin yaptığı görüşmede “Programınız nedir?” sorusuna “Programım benim hareketimden çıkar” karşılığını vermişti”,
İçmediği zamanlar sakin, saygılı, çekingen, kibar bir salon adamıydı.Devrimlerin çoğunu ayık kafayla yapmaya kalksaydı, belki de başaramazdı”, (sf. 255)
(Cemal Granda: Atatürk’ün Uşağı İdim.Hürriyet Yay.istanbul, 1973).
Yorumlar