Ana içeriğe atla

Bu gidişle Hayko bile Müslüman olur!... HİKMET GENÇ


Y Kuşağı dindarlaşıyor!... Tehlikenin farkında mısınız?...

HİKMET GENÇ

Hey gidi günler hey...

Kökten laik zevâta göre; irticanın hortladığı aydı Ramazan!...

Gazete manşetlerinde oruç tutmadığı için dayak yiyenleri görürdük...

Mahalle baskısına maruz kalanların mağduriyeti, Ramazan’ın gündemindeydi hep...

Bir kaç restoran Ramazan dolayısıyla kapatmaya görsün... “Aç kaldık, yiyecek yer kalmadı!..” derler, kızılca kıyamet koparırlardı...

Ramazan’da 1 ay boyunca dükkan kapatan barları işaret ederek, “cumhuriyetin temel değerleri zedeleniyor!..” diye feryat eden Babıali zırtapozlarını hatırlarım...

Hele Ramazan’ın iftar çadırları?!...

Tüm tabldot yemek fabrikalarına girilmiş, restoranlar dağıtılmıştı...

Memleketin her köşesi bilfiil iftar çadırlarıyla işgal edilmişti!...

İktidar sahipleri gaflet ve dalâlet ve hatta hiyânet içinde bulunmuşlardı...

Belediyelerin bu faaliyeti ‘laikliğe aykırı eylemlerin odağı’ydı...

Ve kapatma davasının sebeplerinden biri olmuştu iftar çadırı!...

( Kapatma Davası, İddianame; Adalet ve Kalkınma Partisi’nin amblemi ve genel başkanının dört ayrı fotoğrafı bulunan iftar çadırı açıldığının belirlendiği...)

Derken ‘Gezi’ciler dönemi başladı...

Önce bir isyan vardı...

“Yaşam tarzıma, rakıma dokunma... İstediğim an içerim, metroda öpüşürüm, karışma...”

Bu isyan Ramazan’a kadardı...

Ramazan’da anti-kapitalist ‘Gezi imamı’ devreye girdi... Yeryüzü iftarı diye bir Ramazan eylemi icat etti... ( Tabii, biz şimdiye kadar iftarı uzayda yapıyorduk ya.., iftar yeryüzünde olunca birden dikkat çekti!...)

Her yer direniş her yer iftardı!... Beyoğlu’nda Müslümanı, ateisti, oruçlusu, oruçsuzu, abdestlisi, abdestsizi, çapulcusu, çapulsuzu, hatta ayyaşı yer sofrasında iftar eylemi yaptılar...

İftar eyleminde dua, alkış, slogan..vs, ne istersen vardı...

İslam-Çapulcu sentezi!...

Gezi’ci İmama kızdık... Dedik ki;

“Yahu anti-kapitalist İhsan.., Hesapta 5 yıldızlı otelleri, lüks restoranları, gösterişi protesto ediyorsun.. Lakin ‘sloganlarla, alkışlarla, diren Gezi naralarıyla..’ gösterişin, şovun kralını yapıyorsun.. Yeraltı, yeryüzü, kıtalar arası..vs, iftarıyla insanları ayrıştırıyorsun... Yeryüzü böyle din istismarı görmedi!..”

( Beyoğlu’ndaki yeryüzü iftarı için twit bile attık; “Toma suyuyla abdestler alındı... Şu anda Taksim’de yoğun zikir var!.. Gözler yaşlı!... Acil seccade, takke, başörtüsü ve tesbih ihtiyacı var.. RT’leyenlerden Allah razı olsun...” )

Vay efendim, nerden diyorduk bunları... Din birilerinin tekelinde değilmiş, Allah ile kul arasına girilmezmiş, çapulcunun içini kimse bilemezmiş... İftar ve teravih eylemleri yandaşın dengesini bozmuş...

Hele Gezi’ci sanatçılar ve gazetecilerin hali?!...

Titrinde “T.C-Çapulcu” yazan ve ilk günden beri hükümeti yobaz, dinci, din istismarcısı olarak nitelendiren ve hatta zaman zaman İslam’a hakaret edenlerin hepsi birer mücahit oldu!...

Ayet ve hadislerden örnekler, dualar gönderdiler... Sosyal medyaya nur yağdı!...

( Ece Temelkuran’ın Ramazan’da hatime başladığını bile düşündük... “Temel Kuran”ın hikmetine vakıf olduk!...)

Tamam arkadaş haklısınız...

Kalbinizi yarıp içine bakmadık...

Ne diyorsanız o... İbadeti Allah için yapıyorsunuz, niyetinizi ‘O’ biliyor zaten, biz bilemeyiz...

Kabul..

Siz çok mütedeyyin çapulcularsınız...

Kabul...

Tamam, takiye yapmanıza gerek yok!...

Taksim’e bir camii yapılmasına karşı çıkmazsınız herhalde... Sizden bir camii direnişi bekliyoruz!...

Bu arada Başbakan’a da dinci, yobaz falan demezsiniz artık... Sizin kadar Ayet, Hadis okumuyor netekim!...

Başbakan da büyük adam be!...

‘Dindar bir gençlik’ dedi, diye ortalığı velveleye verdiniz!...

Ama Başbakan önce siz çapulcuları dindarlaştırmayı başardı...

Bu gidişle Hayko bile Müslüman olur!...

Diren Hayko!...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...