Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri
Anadolu'da yetişen büyük Velîlerden olan Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin hayatı adete sabır ve mucizenin bir örneği.
1541 (H.948) yılında Ankara'nın ilçesi Şereflikoçhisar'da doğan Aziz Mahmud Hüdayi, Bursa kâdılığı sırasında, bir gece rüyâsında Cehennem'i ve Cehennem'in ateşinde tanıdığı bâzı kimselerin yandığını gördü.
Bu rüyanın ardından talebe olmak arzusuyla dergaha giden Hüdayi hazretleri şu cevabı aldı: "Ey Bursa kâdısı! Kâdılığı bırakacak, bu sırmalı kaftanınla Bursa sokaklarında ciğer satacaksın. Her gün de dergâha üç ciğer getireceksin!"
Her şeyi bırakacağına, her emri yerine getireceğine söz veren Mahmûd Hüdâyî derhal kâdılığı bırakıp ciğer satmaya başladı. Sırtında sırmalı kaftanı olduğu halde, ciğerleri, Bursa sokaklarında, "Ciğerci! Ciğerciiii!" diye diye bağırarak satıyordu.
Talebe olan Hüdâyî, her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti.
Derhâl ibriği aldı fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı.
Hocası da eğilerek; "Haydi evlâdım suyu dök." dedi. Hüdâyî ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; "Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız." deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı.
Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. "Evlâdım Mahmûd bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor."
İstanbul'a gelen Aziz Mahmud Hüdai, Üsküdar'da kendi dergahını açtı. Dergâhında yüzlerce talebenin yetişmesi için çok uğraştı. Kısa zamanda nâmı her tarafta duyulan Hüdayi'nin dergahı akın akın talebelerle doldu taştı.
1628 (H. 1038) senesinde vefat eden Mahmud Hüdayi'nin Üsküdar'daki türbesine, her Ramazan ayında binlerce ziyaretçi akın ediyor.
1541 (H.948) yılında Ankara'nın ilçesi Şereflikoçhisar'da doğan Aziz Mahmud Hüdayi, Bursa kâdılığı sırasında, bir gece rüyâsında Cehennem'i ve Cehennem'in ateşinde tanıdığı bâzı kimselerin yandığını gördü.
Bu rüyanın ardından talebe olmak arzusuyla dergaha giden Hüdayi hazretleri şu cevabı aldı: "Ey Bursa kâdısı! Kâdılığı bırakacak, bu sırmalı kaftanınla Bursa sokaklarında ciğer satacaksın. Her gün de dergâha üç ciğer getireceksin!"
Her şeyi bırakacağına, her emri yerine getireceğine söz veren Mahmûd Hüdâyî derhal kâdılığı bırakıp ciğer satmaya başladı. Sırtında sırmalı kaftanı olduğu halde, ciğerleri, Bursa sokaklarında, "Ciğerci! Ciğerciiii!" diye diye bağırarak satıyordu.
Talebe olan Hüdâyî, her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti.
Derhâl ibriği aldı fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı.
Hocası da eğilerek; "Haydi evlâdım suyu dök." dedi. Hüdâyî ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; "Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız." deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı.
Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. "Evlâdım Mahmûd bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor."
İstanbul'a gelen Aziz Mahmud Hüdai, Üsküdar'da kendi dergahını açtı. Dergâhında yüzlerce talebenin yetişmesi için çok uğraştı. Kısa zamanda nâmı her tarafta duyulan Hüdayi'nin dergahı akın akın talebelerle doldu taştı.
1628 (H. 1038) senesinde vefat eden Mahmud Hüdayi'nin Üsküdar'daki türbesine, her Ramazan ayında binlerce ziyaretçi akın ediyor.
- Doğum: 1541, Şereflikoçhisar, TürkiyeÖlüm: 1628, Üsküdar, Türkiye
Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri |
Aziz Mahmud Hüdaihttp://gercektarihdeposu.blogspot.com |
Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerihttp://gercektarihdeposu.blogspot.com/ |
Yorumlar