Ana içeriğe atla

Başbakana Hakkımı Helal etmem

Muhammed Aziz /Başbakana Hakkımı Helal etmem

Sürekli bir Gezi Parkı mevzusu! Şarkıcısı, oyuncusu, siyasetçisi, futbolcusu herkes yorum yaptı mevzuya. Sosyal araştırmalar, Gezi’deki ideolojik yapı, oy verilen partiler, sözde Müslüman antikapitalistler, tencere kaşık sesleri, çadır sevişkenleri, Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘racon siyaseti’, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘samimiyetsiz, fırsatçı hamleleri’ ve bir sürü gergin, saçma, başlarım parkınıza dedirtecek olay geldi geçti. Merak ettiğim bazı mevzular ve düşündükçe sinirlendiğim hadiseler var! Sabır ve adalet! İnşallah!
Gel gelelim mevzuya. ‘Biz kirlettik biz temizleriz’ diye Taksim’e temizliğe çıkan artistler yaktıkları arabaların, yıktıkları dükkânların zararını ödeyecekler mi? Okan Bayülgen ya da Muharrem İnce ve onun gibi soytarılar yakılan arabaların zararını karşılayacaklar mı? Tabi ki onlardan böyle bir mertlik beklenemez. O vakit bu işin hesabını birilerinin ödemesi icap etmez mi? Faiz lobisi falan bir kenara, arazide olan bitenin hesabını kim soracak? Bu işin hem icrasında hem de defansında zaaf gösterenler bedel ödemeyecekler mi? Ödemeliler! Sayın Başbakan’a makul şartlar sıraladık aşağıda. Okuyun, okutun, ödetin!
Eğer bir tek Müslüman’ın hakkını yerde koyarsanız size hakkımızı helal etmeyiz Sayın Başbakan!
1- Okan Bayülgen, Levent Üzümcü, Muharrem İnce, İhsan Eliaçık, Hüseyin Aygün ve Mehmet Ali Alabora gibi isimlerin aslı olmayan görüntüleri, haberleri, durumları aslı varmış gibi kişisel hesaplarından servis ederek, provokatör üsluplarıyla gençleri galeyana getirmelerinin ve kışkırtmalarının hesabını siyasetçi ya da sanatçı olmalarına bakılmaksızın adalet önünde sorunuz!
2- Türkiye’nin ve özellikle İstanbul’un turist merkezi olan Taksim, Beyoğlu, Eminönü ve Fatih’i kapsayan bölge çevresinde oluşturulan kötü intiba sebebiyle Türkiye’den kaçan veya rezervasyonlarını iptal eden turistlerin sağlayacağı ekonomik katkıdan mahrum edilen çevre esnafının ve bu bölgede satılan malların üretimini yapan üreticilerin zararlarının Gezi Parkı Dayanışma Grubu tarafından karşılanmasını sağlayınız!
3- Taksim ve İstiklal başta olmak üzere Beşiktaş ve çevresinde tahrip edilen dükkânların, sökülen sokak lambaları ve kaldırım taşlarının, el konulan ve yakılan gerek sivil gerekse kamu araçlarının bedelinin Gezi Parkı Dayanışma Grubu tarafından karşılanmasını sağlayınız!
4- Gezi Parkı Olayları sürecinde Türkiye ve İstanbul dışından sanki Gezi Parkındaymış gibi gerek attıkları tivitlerle gerekse paylaştıkları asılsız fotoğraf, video vb. materyallerin sonucunda halkı galeyana getiren bireysel kullanıcıların genç yaşlı demeden adalet karşısında hesap vermelerini sağlayınız!
5- Gezi parkında ve çevresinde, çevreye verilen mali zararın yanı sıra bu bölgede yoğun şekilde alkol tüketerek, kurulan çadırların içinde ilişkiye girerek, AKM binası başta olmak üzere çevre binalara, anıtlara, ağaçlara terör örgütleri ve marjinal grupların bayraklarını asmak sureti ile uluslararası medyada Türkiye’yi kötü ve güven vermeyen bir ülke izlenimine sokan tüm sorumluların adalet önünde hesap vermesini sağlayınız!
6- Beyoğlu ve Beşiktaş’ta yaşanan “cami basma”, “cami de içki tüketimi” ve “camiye ayakkabı ile girme” hadiselerinin faillerini bir an önce yakalatıp, adalet önünde hesap vermelerini sağlayınız!

7- Gezi Parkı olaylarına başından beri destek veren ve kendilerini “Anti Kapitalist Müslümanlar” olarak tanımlayan, meydan da Cuma namazı kılıp Anadolu’daki ve Avrupa’daki Müslüman vatandaşlarımız başta olmak üzere dünya halkları ve dünya Müslümanlarının, Gezi Parkı eylemine Türkiye’deki Müslümanlarında destek verdiği imajını oluşturmaya yönelik çalışan güruhun tamamının tespit edilip Türkiye’nin imajına vermiş oldukları zararın hesabını sorunuz!
8- Başbakan’ın bizzat şahsını ve ailesini hedef alan, küfür derecesine varan” duvar yazıları” ve “pankartların yazarları başta olmak üzere dağıtan ve sergileyenlerin” tespit edilip adalet önünde hesap vermelerini sağlayınız!
9- Günlük hayatlarını sürdürürken eylemlerin ortasında kalıp korna çalmadığı için aracına zarar verilen, alkışlamadığı için öğlen yemeğinde tacize uğrayan, başörtülü olduğu için darp edilen ve bunun gibi onlarca ahlaksız tavra maruz kalan insanların hesabını şikayet beklemeden sorumlularından adalet önünde hesabını sorunuz! Sormalısınız!

10- Sosyal medyada bu denli tahribata izin veren ve hadiseye müdahale etmekte ziyadesi ile geciken Tanıtım ve Medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik başta olmak üzere, İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, Tanıtım ve Medya’dan sorumlu İl Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan, İstanbul İl Gençlik Kolları Gıyasettin Gergin, İstanbul İl Gençlik Kolları Tanıtım ve Medya’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Fatma Nur Yavuz ve tüm ilçe tanıtım birim başkanlarının görevlerinden alınarak yerlerine her şartta ve herhangi bir vakitte, her hangi bir duruma karşı ‘B planı’ olan, acil durum aksiyonu gerçekleştirebilecek ‘teşkilat adamlarının’ getirilmesini sağlayınız!
Samimi, İnançlı ve Adil bir gençlik yetiştirmek için lütfen daha çok gayret gösterin!
Sizi seviyoruz ve dua ediyoruz!
Kalın sağlıcakla!
Fikirtepeli, Kalamışlı, Fenerbahçeli, Karabüklü, İzmirli, Bitlisli, Şanlıurfalı, Ankaralı, Karagümrüklü, Edirnekapılı, Üsküdarlı ve bu toprakların şanından, birikimden, tarihinden, görevlerinden, analarından, atalarından, medeniyetinden beslenen Anadolu’nun ve İstanbul’un sahibi gençler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...