Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. Tarih bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimidir.
Milli günlerle dolu bir ayı geride bıraktık. 1 Mayıs, 3 Mayıs, 19 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs.
Aslında bunların hiç birini tam olarak bilmiyoruz. 29 Mayıs’ı da bilmiyoruz bana kalırsa, Çanakkaleyi de. Kurtuluş savaşı da bir “Müthiş Türkler” hikayesi aslında.
Neyse ki, TBMM İstiklal Mahkemesi zabıtlarını açmaya hazırlanıyormuş. Umarım bu bir başlangıç olur da, gerçeklerle yüzleşiriz.
Resmi tarih varsa ki var, Derin tarih de vardır.
Osman Can’ın geçen gün Twitter’de bir mesajı vardı: Derin Tarih dergisi pek çok ezberi bozacak gibi.
31 Mart Vakası ittihatçı tertibi ve Hareket Ordusu da bir darbe ordusu.
Hani aslında 31 Mart‘ı da, Selanik’ten gelen harekat ordusunu da yargılamak gerek, ama tanıkları ve sanıkları kaybolmuş bir yargılama zor.
İstiklal Mahkemesi cellatları gibi, ölüleri mezarından çıkartıp asacak halimiz yok.
Ama bir vicdan mahkemesi kurulabilir.
Birileri her 31 Mart’ta millete hakaret etmeyi adet haline getirmişti.
O adına harekat ordusu denilen çapulcuların o günlerde Fatih Camii‘nin duvarlarına sıktıkları kurşunların izleri hala durur.
Darbecilik bizimkilere, Osmanlı’dan miras.
Cumhuriyet’in mütegallibesi, İttihat Terakki’nin askeri kanadından başkası değildi aslında.
Yakın tarihin yeniden yazılması gerek. Onun için de önce arşivlerin açılması şart. Yurt dışındaki arşivlerdeki konu ile ilgili bilgi ve belgelerin de toplanması gerekiyor.
CHP arşivi açılsa, CHP’lilerin bile yüzü kızarır, o günlerde savundukları fikirler sebebi ile.
Tıpkı, “Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya Selam” manşetinden utandıkları gibi.
CHP’nin savunduğu resmi ideoloji, Komunizm, Faşizm, Kapitalizm ve Siyonizm kırması bir ideolojidir aslında.
Cumhuriyet gazetesinin manşetlerinde görebilirsiniz bu çelişkili yaklaşımların nasıl bir katalogda toplandığını. “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler” de yine Cumhuriyet gazetesinin manşetlerinde yer alır.
Cumhuriyet gazetesi Hitlerin doğum günü partisi için de dostluk mesajları yayınlar.
Missuri zırhlısı İstanbul’a gelir, Cumhuriyet gazetesi Amerikancı’dır.
Yeri gelir solcudur, Rusya yanlısıdır. Hakkı Tonguç’un fikirlerinin esin kaynağı neresidir? Laiktir ama Kemalizm bir bakarsınız Din olmuş. “Türkün dini Kemalizm“dir.
Bir ara şeriatçı bile oldular. “Ravzai muratta bir gül-i muhammedi açtı” diye eklerinde manşet attılar. Türbe ziyaret adabından tutun da, hangi tarikatın şeyhi nasıl sarık sarar varana kadar. Ayasofya müzesi değil, camii dediler. “Türk İstanbul’un üzerinde İslam’ın mührü camilerimiz” diye yazı haritalar yayınladılar.
Cumhuriyet gazetesi, Ulus gazetesi, Halkevleri yayınları, doğrudan CHP yayınları, o dönemin zihniyetini görmek açısından önemli bir kaynak aslında. Osman Nuri Çerman’ın Dinde reform projesi, Öteki adı Tekinalp olan Moiz Kohen‘in Kemalizmi resmi ideolojiye dönüştüren yazıları. Behçet Kemal’in Mustafa Kemal için yazdığı “Yeni Mevlid”, Hakimiyeti Milliye Matbaasında basılan “Türkün Yeni Amentüsü“. Say say bitmez.
Normandiye dağlarında, çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen anadolu köylülerini arayanlarını mı sorarsın, Musolinin terbiye diktatörlüğüne övgüler düzenini mi. Kimine göre Demokrasi Kemalist Türkiye için bir anarşi cehennemidir ve Demokrasi, Liberalizm gibi akımlar sonunda irticanın ekmeğine yağ sürer.
Başbakan şu “Osmanlı imparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine nasıldı nasıl oldu” başlıklı 10. Yıl albümünü bir buldurup bakmalı. Bastırıp CHP’lilere dağıtmalı. 1933′de İstanbul’da Devlet Matbaasında basılmış. 23 Nisan’da iyi bir hizmet olur aslında. Ümmet leşi‘ni Kılıçdaroğlu nasıl açıklamayacak merak ediyorum.
10. yıl albümünde Hitler’den bir alıntı yapılmış: “Türkiye’de doğan ve parlayan yıldız bize yolu gösteriyordu. Gazi öyle bir şahsiyettir ki, ebediyyen asrımızın en büyük adamlarının en ön safında bulunacaktır. Bu mevki tarihin ona verdiği haktır.”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul’da Cumhuriyet Matbaasında bastırdığı, “Cumhuriyetin XV. Yıl dönümünde Türk Gençliğinin Duygu ve Düşüncelerini” derlediği “Şeref Kitabı”nı Kılıçdaroğlu Erdoğan’dan önce buldurursa hiç olmazsa biraz ders çalışır.
CHP bu yayınları derleyip bir sergi açsa ne iyi eder. Ya sahiplensinler, ya reddetsinler. Böyle susmakla, ağız kalabalığı ile bu konuları geçiştirmekle olmaz.
Derin gerçekler derin tarihimizde gizli. Ve bunların büyük bir bölümü CHP arşivlerinde ve kozmik kasalarda açıklanacağı günü bekliyor. Selam ve dua ile.
(Abdurrahman Dilipak, 2012-06-05)
Milli günlerle dolu bir ayı geride bıraktık. 1 Mayıs, 3 Mayıs, 19 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs.
Aslında bunların hiç birini tam olarak bilmiyoruz. 29 Mayıs’ı da bilmiyoruz bana kalırsa, Çanakkaleyi de. Kurtuluş savaşı da bir “Müthiş Türkler” hikayesi aslında.
Neyse ki, TBMM İstiklal Mahkemesi zabıtlarını açmaya hazırlanıyormuş. Umarım bu bir başlangıç olur da, gerçeklerle yüzleşiriz.
Resmi tarih varsa ki var, Derin tarih de vardır.
Osman Can’ın geçen gün Twitter’de bir mesajı vardı: Derin Tarih dergisi pek çok ezberi bozacak gibi.
31 Mart Vakası ittihatçı tertibi ve Hareket Ordusu da bir darbe ordusu.
Hani aslında 31 Mart‘ı da, Selanik’ten gelen harekat ordusunu da yargılamak gerek, ama tanıkları ve sanıkları kaybolmuş bir yargılama zor.
İstiklal Mahkemesi cellatları gibi, ölüleri mezarından çıkartıp asacak halimiz yok.
Ama bir vicdan mahkemesi kurulabilir.
Birileri her 31 Mart’ta millete hakaret etmeyi adet haline getirmişti.
O adına harekat ordusu denilen çapulcuların o günlerde Fatih Camii‘nin duvarlarına sıktıkları kurşunların izleri hala durur.
Darbecilik bizimkilere, Osmanlı’dan miras.
Cumhuriyet’in mütegallibesi, İttihat Terakki’nin askeri kanadından başkası değildi aslında.
Yakın tarihin yeniden yazılması gerek. Onun için de önce arşivlerin açılması şart. Yurt dışındaki arşivlerdeki konu ile ilgili bilgi ve belgelerin de toplanması gerekiyor.
CHP arşivi açılsa, CHP’lilerin bile yüzü kızarır, o günlerde savundukları fikirler sebebi ile.
Tıpkı, “Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya Selam” manşetinden utandıkları gibi.
CHP’nin savunduğu resmi ideoloji, Komunizm, Faşizm, Kapitalizm ve Siyonizm kırması bir ideolojidir aslında.
Cumhuriyet gazetesinin manşetlerinde görebilirsiniz bu çelişkili yaklaşımların nasıl bir katalogda toplandığını. “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler” de yine Cumhuriyet gazetesinin manşetlerinde yer alır.
Cumhuriyet gazetesi Hitlerin doğum günü partisi için de dostluk mesajları yayınlar.
Missuri zırhlısı İstanbul’a gelir, Cumhuriyet gazetesi Amerikancı’dır.
Yeri gelir solcudur, Rusya yanlısıdır. Hakkı Tonguç’un fikirlerinin esin kaynağı neresidir? Laiktir ama Kemalizm bir bakarsınız Din olmuş. “Türkün dini Kemalizm“dir.
Bir ara şeriatçı bile oldular. “Ravzai muratta bir gül-i muhammedi açtı” diye eklerinde manşet attılar. Türbe ziyaret adabından tutun da, hangi tarikatın şeyhi nasıl sarık sarar varana kadar. Ayasofya müzesi değil, camii dediler. “Türk İstanbul’un üzerinde İslam’ın mührü camilerimiz” diye yazı haritalar yayınladılar.
Cumhuriyet gazetesi, Ulus gazetesi, Halkevleri yayınları, doğrudan CHP yayınları, o dönemin zihniyetini görmek açısından önemli bir kaynak aslında. Osman Nuri Çerman’ın Dinde reform projesi, Öteki adı Tekinalp olan Moiz Kohen‘in Kemalizmi resmi ideolojiye dönüştüren yazıları. Behçet Kemal’in Mustafa Kemal için yazdığı “Yeni Mevlid”, Hakimiyeti Milliye Matbaasında basılan “Türkün Yeni Amentüsü“. Say say bitmez.
Normandiye dağlarında, çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen anadolu köylülerini arayanlarını mı sorarsın, Musolinin terbiye diktatörlüğüne övgüler düzenini mi. Kimine göre Demokrasi Kemalist Türkiye için bir anarşi cehennemidir ve Demokrasi, Liberalizm gibi akımlar sonunda irticanın ekmeğine yağ sürer.
Başbakan şu “Osmanlı imparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine nasıldı nasıl oldu” başlıklı 10. Yıl albümünü bir buldurup bakmalı. Bastırıp CHP’lilere dağıtmalı. 1933′de İstanbul’da Devlet Matbaasında basılmış. 23 Nisan’da iyi bir hizmet olur aslında. Ümmet leşi‘ni Kılıçdaroğlu nasıl açıklamayacak merak ediyorum.
10. yıl albümünde Hitler’den bir alıntı yapılmış: “Türkiye’de doğan ve parlayan yıldız bize yolu gösteriyordu. Gazi öyle bir şahsiyettir ki, ebediyyen asrımızın en büyük adamlarının en ön safında bulunacaktır. Bu mevki tarihin ona verdiği haktır.”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul’da Cumhuriyet Matbaasında bastırdığı, “Cumhuriyetin XV. Yıl dönümünde Türk Gençliğinin Duygu ve Düşüncelerini” derlediği “Şeref Kitabı”nı Kılıçdaroğlu Erdoğan’dan önce buldurursa hiç olmazsa biraz ders çalışır.
CHP bu yayınları derleyip bir sergi açsa ne iyi eder. Ya sahiplensinler, ya reddetsinler. Böyle susmakla, ağız kalabalığı ile bu konuları geçiştirmekle olmaz.
Derin gerçekler derin tarihimizde gizli. Ve bunların büyük bir bölümü CHP arşivlerinde ve kozmik kasalarda açıklanacağı günü bekliyor. Selam ve dua ile.
(Abdurrahman Dilipak, 2012-06-05)
Yorumlar