Askeri darbeyle devrilen Muhammed Mursi'nin bir yıl önceki seçim zaferi, hareketin doğduğu ve onlarca yıl boyunca yasaklı kaldığı Mısır'da Müslüman Kardeşler için bir devrimdi.
Müslüman Kardeşler ya
da İhvanül Müslimin, Mısır'ın en eski ve en büyük İslamcı örgütü.
1920'li yıllarda Hasan el Benna tarafından
kurulan örgüt, siyaset ve İslami hayır işlerine dayalı modeliyle dünya
genelinde. Kuzey Afrika'dan Orta Doğu'ya sayısız İslamcı harekete ilham kaynağı
oldu.
Başlangıçtaki amacı
İslami değerleri ve çalışmaları yaygınlaştırmak olan hareket, kısa süre sonra
siyasileşti.
Özellikle Mısır'da
Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesinin ardından İngiliz sömürge yönetimine karşı
direnişte ve Batı değerlerine karşı Arap ve Müslüman kimliğinin savunulmasında
önemli rol oynadı.
Müslüman Kardeşler
geçen yıl Muhammed Mursi'yle iktidara gelene dek, resmen hep yasaklıydı ve
sıklıkla baskıya maruz kalıyordu.
Hareket, 1981'den
2011'e dek iktidarda kalan Hüsnü Mübarek'in Ulusal Demokratik Partisi NDP'ye
karşı halk muhalefetinde öncü rol oynadı.
Müslüman Kardeşler
demokratik prensipleri savunduğunu vurgulasa da, şeriata dayalı bir devletin
kurulmasının temel amaçları arasında olduğunu açıkça söylüyor.
Dünya genelinde
kullandıkları en ünlü slogan ise "Çözüm İslam’da."
Tarihçe
Hasan el Benna, 1928
yılında Müslüman Kardeşleri kurar kurmaz, ülkenin hemen her yerinde örgütlendi-
kimi yerde bir cami, kimi yerde bir okul ya da spor merkezinin idaresini ele
aldılar. Müslüman Kardeşlere üye olanların sayısı hızla arttı.
1940'lı yılların
sonuna gelindiğinde, örgütün Mısır'da iki milyon destekçisinin olduğuna
inanılıyor.
Müslüman Kardeşlerin
fikirleri Arap dünyasına da yayıldı.
Hasan el Benna aynı
zamanda örgütün silahlı kanadını oluşturdu.
Grup o dönem İngiliz yönetimine karşı mücadelede,
bir dizi suikast ve bombalama olayına karıştı.
Mısır hükümeti,
Müslüman Kardeşler'i 1948 yılında İngiliz ve Yahudilere yönelik saldırıları
nedeniyle feshetti.
Örgüt çok geçmeden
Başbakan Mahmud el Nukraşi'nin makamında uğradığı suikaste karışmakla suçlandı.
Nukraşi'nin
öldürülmesini kınayan Benna da kimlikleri bilinmeyen, ancak güvenlik güçlerine
bağlı olduğu tahmin edilen kişilerce düzenlenen suikaste kurban gitti.
1952 yılında,
kendilerini "Hür Subaylar" diye adlandıran bir grubun düzenlediği
askeri darbeyle Kral Faruk tahttan indirildi, sömürge rejimi sona erdi.
Müslüman Kardeşler
(İhvan el Müslimin), bu dönemde gruba destek verdi. 1970'te cumhurbaşkanlığına
getirilen Enver Sedat, bir zamanlar Hür Subaylar'ın örgütle bağlantılarını
yürütüyordu.
Başta hükümetle
işbirliği içinde olsalar da bu ilişki, kısa süre sonra bozuldu.
Askeri darbeden kısa
süre sonra 1954'te Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır'a yönelik suikast girişimi
İhvan'la ilişkileri kopardı.
Çok sayıda üyesi hapse
atıldı, işkence gördü. Müslüman Kardeşler, gizlice örgütlenmeyi sürdürdü.
Müslüman Kardeşler
Yetkililerle olan
anlaşmazlıklar, Müslüman Kardeşler'in ideolojisinde de önemli bir değişikliği
getirdi.
Bu değişikliği,
örgütün önde gelen üyelerinden Mısırlı düşünür Seyyid Kutub'un yazdıklarında da
görmek mümkün.
Kutub'un
yazdıklarında, Batı'ya ve radikal bir toplumsal ıslaha ihtiyaç duyduğunu
savunduğu 'sözde İslami' topluluklara karşı Cihat yapılması gerektiği
belirtiliyordu.
Müslüman Kardeşler
·
Mısır'ın en eski ve en büyük İslamcı örgütü
·
1928 yılında Hasan Benna tarafından kuruldu
·
Dünya çapında İslamcı hareketlere ilham kaynağı oldu
·
Hayır işleriyle siyasi aktivizmi aynı potada eritti
·
2011'e dek resmen siyasi yasaklı
·
Şiddete karşı ve demokratik prensiplerin savunucusu
·
İslam hukukuna ya da şeriata dayalı devlet kurmak istiyor
·
Sloganı: Çözüm İslam'da
Özellikle 1964'te yayımlanan "Yoldaki
İşaretler" adlı eseri ve düşünceleri, İslami Cihad ve El Kaide gibi
radikal İslamcı gruplara ilham kaynağı oldu.
Mısır hükümeti 1965
yılında da Müslüman Kardeşlere karşı sıkı önlemler aldı, ardından Seyyid
Kutub'un idam edilmesi Kutub'u örgüt üyelerinin ve bölgedeki pek çok kişinin
gözünde şehit mertebesine yükseltti.
Müslüman Kardeşler, 1980'li
yıllarda siyasal bir harekete dönüşebilmek ve politikada aktif rol alabilmek
için çeşitli denemelerde bulundu.
1984 yılında Wafd
partisi, 1997 yılında İşçi Partisi ve Liberal Parti ile ittifaka giderek
Mısır'ın en güçlü muhalif gücü haline dönüştü.
Müslüman Kardeşler,
2000 yılındaki seçimlerde mecliste 17 sandalye kazanmayı başardı.
Bundan beş yıl sonra,
o güne kadarki en iyi seçim sonucunu elde etti. Yasak nedeniyle seçime bağımsız
giren Müslüman Kardeşler adayları, meclisteki sandalyelerin yüzde 20'sini
kazandı.
Sonuç Cumhurbaşkanı
Hüsnü Mübarek'i sarstı. Hükümet, bir kez daha Müslüman Kardeşler'i çökertmeye
yönelik operasyon başlattı, yüzlerce Müslüman Kardeşler üyesi tutuklandı,
yeniden örgütlenmeleri önünde engel oluşturabilecek bir takım düzenlemeler
yaşama geçirildi.
Mübarek'in lideri
olduğu Ulusal Demokratik Parti (NDP) aynı zamanda 2010 Kasım ayındaki
parlamento seçimlerinden de muhalefetin daha da güçlü çıkmasını önlemek üzere
çalıştı.
Hareketin yükselişi
Müslüman Kardeşler
adaylarının ilk turda tek bir sandalye bile kazanamamaları, yaygın usulsüzlük
iddialarını beraberinde getirdi.
Örgüt, diğer muhalefet
partileriyle seçimlerin ikinci turunu boykot kararı aldı ve NDP, Meclis'teki
sandalyelerin yüzde 80'inden fazlasını elde etmek gibi bir durumla baş başa
kaldı.
Muhalefete yönelik baskılar, Tunus'ta başlayan ve
'Arap Baharı' diye adlandırılan süreçle birleşince, 2011 yılının Ocak ayında
binlerce Mısırlı sokaklara döküldü.
Sokak gösterileri
devrimle ve Hüsnü Mübarek'in istifa etmesiyle sonuçlandı.
Mübarek'in
istifasından sonra, Şubat 2011'de yapılan ilk parlamento seçimlerinde Müslüman
Kardeşler'in kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi, meclisteki sandalyelerin
neredeyse yarısını kazandı.
Radikal İslamcı Nur
Partisi de seçimde ikinci olunca, İslamcı güçler parlamentonun yüzde 70'ini ele
geçirmiş oldu.
Müslüman Kardeşler,
daha önce cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını taahhüt etmesine karşın, Nisan
2012'de aday göstereceklerini söylediler.
Bu çelişki,
liberaller, laikler ve orduda hareketin fazla güçlenebileceği kaygılarını
doğurdu.
Hareketin pekçok muhalifi,
Müslüman Kardeşler'in 2007'de yayımladığı bir siyasi bildiriye işaret ediyor.
Bildiride yasama ve yürütme organlarına İslam hukuku konusunda tavsiye verecek
bir din adamları konseyi kurulması çağrısı yapılıyordu.
Deklarasyonda ayrıca,
bazı dini görevler de üstlenecekleri için Müslüman olmayanların ya da
kadınların cumhurbaşkanı ya da başbakan olamayacağı vurgulanıyordu.
Aslında Müslüman
Kardeşler üyeleri de, bildirideki bu ikinci nokta konusunda bölünmüştü ve daha
sonra bazıları ikinci maddenin bağlayıcı olmadığını söylemişti.
Hareketin mensupları
ayrıca anayasada da 'Devletin dini İslam ve Şeriat ve başlıca yasa kaynağıdır'
ifadesinin bulunduğuna dikkat çekiyordu.
Devrimden bu yana
Müslüman Kardeşler liderleri Şeriat uygulanmasından çok, yasalara 'İslami bir
çerçeve' kazandırılmasından bahsediyordu.
Mursi de
cumhurbaşkanlığı döneminde dini özgürlükleri ve barışçıl gösteri hakkını
garanti altına alan 'demokratik, sivil ve çağdaş' bir devlet kurulması
gerektiğini söylüyordu.
Mursi ayrıca, Kıpti
Hristiyan bir danışman atayacağını ve İslami giyim kurullarının
uygulanmayacağını belirtmişti.
Müslüman Kardeşler / İhvanül Müsliminhttp://gercektarihdeposu.blogspot.com |