Resulullah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Bazı sözler vardır, dışı süs, içi pistir. Görünüşte bal şerbetidir, ama içinde zehir vardır. Görünüşe bakan aldanır ve hayatını mahveder. Bazı “tatlı görünüşlü, süslü- püslü” sözler vardır, o sözlerin peşine düşen insan, ALLAH muhafaza eylesin, ebedî hayatını mahvedebilir.
İşte bu yazımızda bu gibi sözlerden birini ele alacağız:
“İslâm hoşgörü dinidir” sözü, içimize atılmış çok tehlikeli bir tahrip kalıbıdır.
Bu sözü “kayıtsız şartsız” şekilde kabul eden perişan olur.
Temel ölçümüz nedir?
Biz Müslümanlar, Allah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Resulullah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Şeriatın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Müslümanın temel vasıflarından biri, “Emr-i bi’l ma’ruf”, yani “Allah’ın iyilik, hayır olarak açıkladığı hususları tebliğ etmek” ise, diğeri de “Nehy-i ani’l münker”dir.
Yani “Allahu Azimüşşan’ın çirkin gördüğü, kerih gördüğü, haram kıldığı, yasakladığı hususlardan sakındırmak”tır.
Allah’u Teâlâ zinayı, zinaya yaklaşmayı, kerih görmüş, yasaklamış, haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi bu fiili çirkin görmek, ondan şiddetle uzaklaşmak, insanlığı sakındırmak, uzaklaştırmak ve bu kötülüğü ortadan kaldırmaktır.
Allahu Teâla, içkiyi, kumarı, domuz etini, hırsızlık yapmayı haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi hem bu haramdan kaçınmak, hem de “nehy-i ani’l münker” İlâhî emrine sıkı sıkıya imtisal etmektir.
Bakınız Emr-i bi’l ma’ruf ve “Nehy-i ani’l münker” hususunda Rabbimiz (cc) meâlen ne buyuruyor:
“Allah’ın dinine sarılıp birlik olduğunuz gibi, içinizden bir de öyle bir topluluk bulunsun ki, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırsın.
İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.” (Âl-i İmran/ 104)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırırsınız ve Allah’a hakkıyla iman edersiniz.”
(Âl-i İmran Sûresi/ 110)
“Onlar Allah’a ve âhiret gününe îman ederler, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırırlar ve hayırlı işlere koşuşurlar. İşte onlar Allah’ın sâlih kullarındandır.”
(Âl-i İmran Suresi/ 114)
Rabbimiz müşriklerin “necis” olduğunu, yani “pislik” olduğunu; Hıristiyan ve Yahudilerin “insanların en şerlisi” olduğunu beyan buyuruyor.
Biz Müslümanlar buna bütün zerrelerimizle inanırız ve müşriklerin, kâfirlerin en tehlikeli tâifesi olan Hıristiyan ve Yahudilerin inancını aslâ ve kat’a hoş görmeyiz.
Hoş görsek, imanımız gider. .
Şimdi yazımızın bu son kısmında bir çift söz söylemek istiyorum:
Beyler lütfen, İslâmiyeti didiklemekten, kendi kafanıza göre yorumlamaktan vazgeçiniz.
Hıristiyan, Yahudi, putperest dünya liderlerine şirin gözükmek adına “İslâmiyet hoşgörü dinidir” vs demeyiniz.
Biz Müslümanlar, ALLAH u Teâlâ’nın, Resulullah’ın hoşgörmediğini hoşgörmeyiz.
İslâm beldelerinin işgal edilmesini, yakılıp yıkılmasını, oluk oluk Müslüman kanı akıtılmasını hoşgörmeyiz.
Tecavüzü, hırsızlığı, soygunculuğu, namussuzluğu, yalancılığı, riyakârlığı, , münafıklığı, hâinliği, sahtekarlığı hoş görmeyiz.
Bu gibi alavera-dalavera sözlerle kâfirlere hoş görünmeye çalışmayı da hoş görmeyiz, vesselâm...
Burhan Bozgeyik
Bazı sözler vardır, dışı süs, içi pistir. Görünüşte bal şerbetidir, ama içinde zehir vardır. Görünüşe bakan aldanır ve hayatını mahveder. Bazı “tatlı görünüşlü, süslü- püslü” sözler vardır, o sözlerin peşine düşen insan, ALLAH muhafaza eylesin, ebedî hayatını mahvedebilir.
İşte bu yazımızda bu gibi sözlerden birini ele alacağız:
“İslâm hoşgörü dinidir” sözü, içimize atılmış çok tehlikeli bir tahrip kalıbıdır.
Bu sözü “kayıtsız şartsız” şekilde kabul eden perişan olur.
Temel ölçümüz nedir?
Biz Müslümanlar, Allah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Resulullah’ın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Şeriatın hoş gördüğünü hoş görürüz, hoş görmediğini hoş görmeyiz.
Müslümanın temel vasıflarından biri, “Emr-i bi’l ma’ruf”, yani “Allah’ın iyilik, hayır olarak açıkladığı hususları tebliğ etmek” ise, diğeri de “Nehy-i ani’l münker”dir.
Yani “Allahu Azimüşşan’ın çirkin gördüğü, kerih gördüğü, haram kıldığı, yasakladığı hususlardan sakındırmak”tır.
Allah’u Teâlâ zinayı, zinaya yaklaşmayı, kerih görmüş, yasaklamış, haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi bu fiili çirkin görmek, ondan şiddetle uzaklaşmak, insanlığı sakındırmak, uzaklaştırmak ve bu kötülüğü ortadan kaldırmaktır.
Allahu Teâla, içkiyi, kumarı, domuz etini, hırsızlık yapmayı haram kılmıştır. Müslümanın vazifesi hem bu haramdan kaçınmak, hem de “nehy-i ani’l münker” İlâhî emrine sıkı sıkıya imtisal etmektir.
Bakınız Emr-i bi’l ma’ruf ve “Nehy-i ani’l münker” hususunda Rabbimiz (cc) meâlen ne buyuruyor:
“Allah’ın dinine sarılıp birlik olduğunuz gibi, içinizden bir de öyle bir topluluk bulunsun ki, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırsın.
İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.” (Âl-i İmran/ 104)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırırsınız ve Allah’a hakkıyla iman edersiniz.”
(Âl-i İmran Sûresi/ 110)
“Onlar Allah’a ve âhiret gününe îman ederler, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırırlar ve hayırlı işlere koşuşurlar. İşte onlar Allah’ın sâlih kullarındandır.”
(Âl-i İmran Suresi/ 114)
Rabbimiz müşriklerin “necis” olduğunu, yani “pislik” olduğunu; Hıristiyan ve Yahudilerin “insanların en şerlisi” olduğunu beyan buyuruyor.
Biz Müslümanlar buna bütün zerrelerimizle inanırız ve müşriklerin, kâfirlerin en tehlikeli tâifesi olan Hıristiyan ve Yahudilerin inancını aslâ ve kat’a hoş görmeyiz.
Hoş görsek, imanımız gider. .
Şimdi yazımızın bu son kısmında bir çift söz söylemek istiyorum:
Beyler lütfen, İslâmiyeti didiklemekten, kendi kafanıza göre yorumlamaktan vazgeçiniz.
Hıristiyan, Yahudi, putperest dünya liderlerine şirin gözükmek adına “İslâmiyet hoşgörü dinidir” vs demeyiniz.
Biz Müslümanlar, ALLAH u Teâlâ’nın, Resulullah’ın hoşgörmediğini hoşgörmeyiz.
İslâm beldelerinin işgal edilmesini, yakılıp yıkılmasını, oluk oluk Müslüman kanı akıtılmasını hoşgörmeyiz.
Tecavüzü, hırsızlığı, soygunculuğu, namussuzluğu, yalancılığı, riyakârlığı, , münafıklığı, hâinliği, sahtekarlığı hoş görmeyiz.
Bu gibi alavera-dalavera sözlerle kâfirlere hoş görünmeye çalışmayı da hoş görmeyiz, vesselâm...
Burhan Bozgeyik
Zumer Suresi 38 http://gercektarihdeposu.blogspot.com |