Ana içeriğe atla

Masonlarla görüş ve düşünce birlikteliği içinde olan bir başka grup da Sabatayistlerdir. (okuyunuz ve ogreniniz)

Mason ve sabataistlerin etkin rolleri

Dünya egemenliğini elinde bulundurmak isteyen güçlerin kurduğu veya kurdurdukları gerek yeraltı gerek yerüstü birçok teşkilat vardır. Bunlardan bir kısmı hem yeraltında hem de yer üstünde faaliyet gösterirler. Bunlardan biri de "Mason Cemiyeti"dir. Bir diğeri de "Sabatayist" denilen, görüntüsü müslüman olan ama gerçekte müslüman olmayan, İslamî tabirle münafıklardır. Gerek Masonlar, gerekse Sabatayistler, icraat ve inanç olarak birbirlerinden farklı gözükseler de nihaî hedefte hizmet ettikleri ideal aynıdır.
Bunları daha iyi anlamak için bir Mason yayında, yayınlanan amaç ve gayelerine bakalım. Ne diyor Masonlar:
"Medreseler ve minareler yıkılmadıkça, yani skolâstik düşünceler, dogmatik inanışlar ortadan kalkmadıkça, fikirlerdeki esaret, vicdanlardaki ıstırap kalkmayacaktır." denilmektedir. (7)
İslâmî kurum ve kuruluşların Masonları ne çok rahatsız ettiği açıkça görülmektedir. Masonların amacı; müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silmektir. Bunun için yapılması gereken her şey yapılmakta ve başvurulması gereken her yola başvurulmaktadır.
Dini yozlaştırıp ortadan kaldırmak için değişik metodlar denemişlerdir. Bunlardan biri de "Halkevleri" veya "Köy Enstitüleri" gibi kurumlardır. Bunlar, yöntemlerin sadece biridir. Bir başka yöntem, Masonların kontrolündeki medya kuruluşları yoluyla dine ve dinî değerlere karşı yürütülen aleyhte propagandalardır.

Bu durum bir Mason locası kitapçığında şöyle ifade edilmektedir:
"Toplumumuzda İslâm medeniyetinden kalan ve onu o medeniyete bağlamaya çalışan gizli kuvvetler vardır. Bunun varlığını kabul etmekten kaçınmak lazımdır. Ama onu ezecek tedbirleri düşünmek ve uygulamak şarttır." (8)
Masonlarla görüş ve düşünce birlikteliği içinde olan bir başka grup da Sabatayistlerdir. Yıllardır ülke yönetiminde, aydın kesiminde etkin konumları olmuştur. 1979 yılında yazılan bir kaynak eserde kimlerin Sabatayist oldukları birkaç örnekle gösterilmektedir.
Naim Talu: 12 Mart dönemi başbakanlarından,
Abdi İpekçi: Milliyet gazetesi başyazarı,
İsmail Cem İpekçi: Bakan, TRT eski genel müdürü,
Osman Kibar: İzmir Belediyesi eski reisi,
Simavi Biraderler: Hürriyet, Günaydın gazeteleri ile hemen hemen bütün seks mecmua ve magazinlerinin sahipleri,
Nejat Eczacıbaşı: Meşhur sanayici, Bilderberg üyesi,
Emil Galip Sandalcı: Vatan gazetesi yazarı,
Dönme Cavit: Maliye bakanlarından. "İzmir Suikastı"na adı karıştığı için asılmıştır.
Selim Sarper: 1960 İhtilali döneminin Dışişleri bakanı.
Macit Gökberg: İ.Ü. Felsefe profesörü, TKD üyelerinden,
Ahmet Emin Yalman: Türkiye dönmelerinin piri, eski Vatan gazetesi sahibi, Milli Mücadele esnasında Türkiye'nin halklara bölünerek parçalanmasını savunan kişi.
Talat Hılman: Kültür eski bakanı, Milliyet gazetesi yazarı
Sami Kohen: Milliyet gazetesi yazarı ve Üstad Mason. (9)

Bu Sabatayist dönmeler bundan yirmi beş yıl önce bu konumlarda olduklarına göre aradan geçen zaman göz önüne alındığında bugün nerelere geldiklerini varın siz düşünün. Sabatayist dönmelerle ilgili olarak yazar kitabında aşağıdaki açıklamayı yapmaktadır, aynen alıntılıyoruz:
"1974–1975–1976 yıllarında bile bu dönmeler Marksist, sosyalist, komünist, dinsiz kimseleri korumakla, desteklemekle, Türkiye'yi bir iç savaşa sürükleme çabası içindedirler. Bu sözde dönmelere mensup kimseler çok zengin olmakla beraber İslâm dinini daima tutuculuk, gericilik olarak damgalamışlar ve Türk milliyetçiliğini faşistlikle kötülemek, horlamak istemişler, iktisadî, kültürel hayatta söz sahibi olmuşlardır. Türkiye'deki Mason localarında da bu topluluktan kimseler önemli mevkilerdedir. Hatta Türkiye'de Türk milliyetçiliğini, İslâm dinini kötülemeye çalışanlar, Marksist devrimi, sosyalistleri tutan ve övenler, gazetelerinde onlara gelişme ve yayın imkânı sağlayanlar hemen hep bu dönme denilenlerden çıkmaktadır. Bununla beraber olumlu bir yol tutmuş olanlar varsa da (sayıları pek az), çoğunluğu çok tehlikeli ve yıkıcı bir oyun içinde birer rol oynamaktadırlar. Eğitim ve öğretime, yayına, hukukî konulara kadar sızmak, onların başlıca hedefleri olmuştur. İşlerden habersiz birtakım zatlar, şaşkınlık içinde kalmakta, meselenin arka perdesini ve oynanan korkunç oyunu görememektedirler. (10)

Mason, Sabatayist dönmeler devletin her noktasına sızmış ve en etkin görevleri almışlardır. Ekonomik ve sosyal hayatın da en etkin noktaları bunların elindedir. Her tarafta müslüman Türk milletini tarihinden, dininden, kültüründen uzaklaştırmak için her yolu denemektedirler.
Devlet yönetiminde yaptıkları ortadadır. Yazımızın başından beri nelerin yapılmak istendiği, yapılmak istenenlerin ne kadarının yapıldığı âşikâr bir şekilde ortadadır.
Dıştan, içten bir milleti yok etmek için faaliyet gösterenlerin ortaklaşa uyguladıkları programa ve sonucuna bakacağız.

Kaynak:

7– Ülkü Müht. Mahfili 1952–1953, seneleri çalışma rehberi. Rap. Süha Selçuk Basımevi
8– Bilgi Locası Neşrıyatı, N.1, Kürtüncü Matbaası, Ankara, sh.74
9– Hikmet Tanyu, Tarih boyunca Yahudiler ve Türkler, Bilge Yayınevi, 1979 1. cilt sh.160
10– Hikmet Tanyu, Tarih boyunca Yahudiler ve Türkler, Bilge Yayınevi, 1979 1. cilt sh.160



SİYÂSİLER

Sabancılar
Koç grubu
Karamehmet
Uzan grubu
Rahşan Ecevit
İsmail Cem
Tansu Çiller
Şükrü Sina Gürel
Ercan Karakaş
Bülent Tanla
Coşkun Kırca
Kemal Derviş
Câvid Bey
Nuri Conker
Ahmet İsvan
Osman Kibar
Hayrettin Erkmen
Turan Güneş
Sebâti Ataman
Emre Gönensay
Naim Talû
Salih Bozok
Aka Gündüz
Turhan Kapanlı
Mithad Şükrü Bleda
Sümer Oral
Ali Dinçer
Ekrem Alican
Cem Kozlu
Fatin Rüştü Zorlu
Sabiha Sertel
Ş. Hüsnü Değmer
Kıbrıslı Kâmil Paşa
Ahmed Vefik Paşa
Faik Nüzhet
Tayyibe Gülek
Süleyman Demirel

SİNEMA-TİYATRO

Haldun Dormen
Hulûsi Kentmen
Ayhan Işık
Kenan Işık
Aziz Rutkay
Doğa Rutkay
Aziz Basmacı
Yıldız Kenter
Müşfik Kenter
Leyla Gencer
Halûk Bilginer
Memduh Yükman

TELEVİZYON

Ali Kırca
Ali Baransel
M. Ali Birand
Murat Birsel
Deniz Arman
BÜROKRASİ
Gazi Erçel
Metin Yalman
Osman Olcay
Osman Kulin
Sadun Terem
Kaya Toperi
Gaazi Yaşargil
S. Kâni İrtem
Onur Öymen
Özdem Sanberk
Hüseyin Poroy

GAZETECİLER

Güneri Civaoğlu
Cüneyt Arcayürek
Ahmed Emin Yalman
Nazlı Ilıcak
Cengiz Çandar
Canan Barlas
Altan Öymen
Örsan Öymen
Abdi İpekçi
Nail Güreli
Güngör Mengi
Yusuf Ziya Ortaç
Ali Sirmen
Aydin Emeç
Çetin Emeç
Ülkü Arman
Sedat Simâvî
Erol Simâvî
Ali Nâci Karacan
Nadir Nâdi Abalıoğlu
Yunus Nâdi Abalıoğlu
Ali Gevgilli
Ruhat Mengi
Leyla Umar
İlker Sarıer
Hasan Tahsin
Murat Birsel
Fazlı Necib
Necmi Tanyolaç
Yılmaz Çetiner
Ertuğrul Özkök
Emin Çölaşan

EĞLENCE

Sezen Aksu
Nilüfer
Burak Kut
Neco
Sibel Egemen
Ciğdem Talu
Egemen Bostancı
Murat Arkan
Perran Kutman
Harika Avcı
Ozan Orhon
Işıl Özışık

SERBEST MESLEK

Atilla Dorsay
Cemil İpekçi
Uğur Civelek
Yıldırım Mayruk
Muvaffak Benderli

KARİKATÜRİSTLER

Cemal Nadir Güler
Semih Poroy
Ali Ulvi Ersoy
Altan Erbulak
Tekin Aral
Oğuz Aral
Piyale Madra
Bedri Koraman

SANAYİCİ - İŞADAMI

Nejat Eczacıbaşı
Bülent Eczacıbaşı
Feyyaz Berker
Feyyaz Tokar
Cem Boyner
Ali Koçman
Dinç Bilgin
Can Paker
Ömer Çavuşoğlu
Halil Bezmen
Dilber Ailesi
Rona Yırcalı
Selahattin Göktuğ
Fuad Sâdıkoğlu
Ferdi Vardarman
Öner Akgerman
M. Cemil Merzeci
Ziya Taşkent
Cem Uzan
Ali Koç

YAZARLAR

Hâlide Edip Adıvar
Orhan Pamuk
Yaşar Kemal
Muazzez Berkand
Nâzım Hikmet Ran
Azra Erhat
Vedat Nedim Tör
Yaşar Nâbi Nayır
Celal Sâhir Erozan
Emil Galip Sandalcı
Ali Cânip Yöntem
A. Hamid Tarhan
Şinasî

ÜNIVERSİTE

Kemal Gürüz
Kemal Alemdaroğlu
Nermin Abadan-Unat
Sulhi Dönmezer
Talât Halman
Gündüz Gedikoğlu
Eser Karakaş
H.Veldet Velidedeoğlu
Sıddık Sâmi Onar
İlhan Arsel
Sâhir Erman
Bülent Tanör
Nur Serter
Tunç Erem

ASKERLER

Çevik Bir
Ali Fuad Cebesoy
Am. Sait Halman
Tuğg. Halit Göktuğ
Yarb. Selim Soley
Tümg. Ömer Z. Dorman
Kur.Alb. Osman Köksal
Tümg. Sırrı Öktem
Gen. Cahid Tokgöz
Gen. Zeki Soydemir
Güven Erkaya
Refik Tulga


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...