Abdurrahman Dilipak'tan komplo teorileri
Komplo teorilerinin bini bir para.
Anlaşılan İsrail açtı kesenin ağzını, hayal tacirleri de senaryolarını satıp fon kapmaya çalışıyorlar..
İsrail için hayat memat meselesi bu. Türkiye, Suriye, Mısır.. Bu üç ülke aynı çerçevede değerlendiriliyor.
İsrail bir yandan bu ülkelerde istikrarsızlık oluşturmaya çalışırken, öte yandan Batı’ya emrivaki yaparak onları bölgeye çekmeye çalışıyor..
İsrail Türkiye’nin önlenemeyen yükselişini durdurmak adına şeytanla bile koalisyon yapabilir..
Piyasa son derece hareketli.. Herkesin bir planı var, ama Allah’ın da bir planı var. Galip olacak olan O’nun planıdır kuşkusuz..
Kimilerine göre, Ağustos ortalarından itibaren, Askeri Şura tartışmaları ile birlikte nokta hedeflere saldıracaklar. Bir yandan da kaset savaşları, yolsuzluk dosyaları gelecek gündeme..
Hedef Erdoğan’ı ve AK Parti’yi köşeye sıkıştırmak.
Hani şu CHP-MHP koalisyonu hikayesi var ya, o da senaryonun bir parçası.. Aslında hikayenin devamı var. AK Parti’den 50 kadar milletvekilini koparmayı planlıyorlar. Cemaate yakın çevreleri de yanlarına alıp bir CHP-MHP-yeni oluşum koalisyonu kuracaklar.. AK Parti’yi muhalefete itecekler. Daha sonra da ikinci bir hamle ile bir o kadar daha milletvekilini,tehditle, şantajla, menfaat temin ederek yanlarına alacaklar..
Birileri rüya görüyor anlaşılan..
AK Parti’de umutsuzluk doğurmak için barış sürecini sabote edecekler. O da yetmeyecek, Marksist illegal gurupları sahaya sürecekler.
Tuncelilileri ve Nusayri kesimi sokağa çekmek için her türlü provokasyon denenecek..
Bir umutları da öğrenciler. İşçiler hareket etmiyor. Ama üniversiteler provokasyona daha kolay geliyor.. Onun için Eylül’ü beklemeleri gerekiyor. 29 Ekim’e doğru laiklik, irtica, din devleti, insanların hayatlarına müdahale anlamına gelecek bir sürü plan hayata geçirilebilir..
Batı basını zaten bu tür olayları haberleştirmek için emre amade bekliyor..
Gezi grubunu dağıtmayacaklar.. Marjinal grupları bir şekilde gündemde tutmaya devam edecekler..
Piyasa maniple edilmeye çalışılacaktır bu arada.
Suriye konusu kaşınmaya devam edecek, barışa karşı Kürt grupları sahaya çekilmeye çalışılacak, akla gelen her yolu deneyecekler..
Bu konuda Ergenekon’un aktif unsurları da devrede olacak.. Onlar zaten intikam için bir bahane arıyorlar..
Hükümet üyelerinin eli armut toplamıyor tabii ki... 28 Şubat soruşturmasındayeni dalgalar gelecek mi göreceğiz.
Gezi meselesi sanki gerekli ciddiyetle ele alınmıyor, savsaklanıyormuş gibi bir kanaat var hukukçu çevrelerde.. Bu olayın üzerine kemali ciddiyetle gidilecek olursa, en azından bu komplolarda rol alması beklenen kimi unsurlar daha işin başından tasfiye edilmiş olur..
Bu işin medya ayağının da iyi takip edilmesi gerekir. Finans ayağı da öyle. Topyekun saldırıya geçecekler. İçeriden ve dışarıdan, hatta diyorum Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşlarına bile kanca atmaya çalışıyorlar diye haberler geliyor.
İki gündür o uçkur ve rüşvet hikayelerini boşuna yazmadım.. AK Parti bir yandan gelecek yerel seçimler için yenilenecek adaylar konusunda titiz bir çalışma başlatmalı, bir yandan da seçim sathı mailini beklemeden kabinesini revize etmeli..
Birileri nasıl çevresindeki insanlarla konuşuyorsa, tehdit ve şantaja açık adamları da çağırıp, oyuna gelmemeleri konusunda uyarılmaları gerek.
Keşke Erdoğan parti teşkilatındaki isimleri de bir kez daha gözden geçirse, ne iyi eder. İyi insanları getirmek yetmiyor, sürekli takip etmek de gerekiyor. Çünkü dağda keramet kolay, şehirde, o koltuğa oturunca, o mührü alınca işler değişiyor. O insanlara bir haller oluyor!
Duyuyorum, şimdiden birileri yeni oluşuma yanaşma derdinde. Kimileri kendi aralarında bakanlıkları paylaşmaya başlamış bile. Başbakan adaylarını yazmışlar.. Yazık! Yazık, yarın bu insanları kullandıktan sonra kirli bir mendil gibi fırlatıp atarlar, kimse gözyaşlarına da bakmaz. Dünyalarını, ahiretlerini berbat ederler..
Galiplerden yana değil, keşke haktan yana olmayı ilke edinseler.. Keşke din gününü düşünseler.. Haşa “Allah’ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen parasına para, yetmeyen aklına akıl yetirme” anlamına gelecek sapkınlıkların içine girmesinler.. İstihbarat ve stratejik planlara fazla dalanlar, bazen Tanrıyı kıyamete, bazen da iktidara zorlamaya kalkarlar (Haşa).
Sonuçta imtihan oluyoruz. İnsanlar yapıp yapmadıkları ile kendi elleri ile kendi amel defterlerini dolduruyor. Sonunda Allah’ın dediği olacak! Topluma ilahlık ve rablik taslayan, kendi zanlarına iman edenlerin değil. Selam ve dua ile..
Komplo teorilerinin bini bir para.
Anlaşılan İsrail açtı kesenin ağzını, hayal tacirleri de senaryolarını satıp fon kapmaya çalışıyorlar..
İsrail için hayat memat meselesi bu. Türkiye, Suriye, Mısır.. Bu üç ülke aynı çerçevede değerlendiriliyor.
İsrail bir yandan bu ülkelerde istikrarsızlık oluşturmaya çalışırken, öte yandan Batı’ya emrivaki yaparak onları bölgeye çekmeye çalışıyor..
İsrail Türkiye’nin önlenemeyen yükselişini durdurmak adına şeytanla bile koalisyon yapabilir..
Piyasa son derece hareketli.. Herkesin bir planı var, ama Allah’ın da bir planı var. Galip olacak olan O’nun planıdır kuşkusuz..
Kimilerine göre, Ağustos ortalarından itibaren, Askeri Şura tartışmaları ile birlikte nokta hedeflere saldıracaklar. Bir yandan da kaset savaşları, yolsuzluk dosyaları gelecek gündeme..
Hedef Erdoğan’ı ve AK Parti’yi köşeye sıkıştırmak.
Hani şu CHP-MHP koalisyonu hikayesi var ya, o da senaryonun bir parçası.. Aslında hikayenin devamı var. AK Parti’den 50 kadar milletvekilini koparmayı planlıyorlar. Cemaate yakın çevreleri de yanlarına alıp bir CHP-MHP-yeni oluşum koalisyonu kuracaklar.. AK Parti’yi muhalefete itecekler. Daha sonra da ikinci bir hamle ile bir o kadar daha milletvekilini,tehditle, şantajla, menfaat temin ederek yanlarına alacaklar..
Birileri rüya görüyor anlaşılan..
AK Parti’de umutsuzluk doğurmak için barış sürecini sabote edecekler. O da yetmeyecek, Marksist illegal gurupları sahaya sürecekler.
Tuncelilileri ve Nusayri kesimi sokağa çekmek için her türlü provokasyon denenecek..
Bir umutları da öğrenciler. İşçiler hareket etmiyor. Ama üniversiteler provokasyona daha kolay geliyor.. Onun için Eylül’ü beklemeleri gerekiyor. 29 Ekim’e doğru laiklik, irtica, din devleti, insanların hayatlarına müdahale anlamına gelecek bir sürü plan hayata geçirilebilir..
Batı basını zaten bu tür olayları haberleştirmek için emre amade bekliyor..
Gezi grubunu dağıtmayacaklar.. Marjinal grupları bir şekilde gündemde tutmaya devam edecekler..
Piyasa maniple edilmeye çalışılacaktır bu arada.
Suriye konusu kaşınmaya devam edecek, barışa karşı Kürt grupları sahaya çekilmeye çalışılacak, akla gelen her yolu deneyecekler..
Bu konuda Ergenekon’un aktif unsurları da devrede olacak.. Onlar zaten intikam için bir bahane arıyorlar..
Hükümet üyelerinin eli armut toplamıyor tabii ki... 28 Şubat soruşturmasındayeni dalgalar gelecek mi göreceğiz.
Gezi meselesi sanki gerekli ciddiyetle ele alınmıyor, savsaklanıyormuş gibi bir kanaat var hukukçu çevrelerde.. Bu olayın üzerine kemali ciddiyetle gidilecek olursa, en azından bu komplolarda rol alması beklenen kimi unsurlar daha işin başından tasfiye edilmiş olur..
Bu işin medya ayağının da iyi takip edilmesi gerekir. Finans ayağı da öyle. Topyekun saldırıya geçecekler. İçeriden ve dışarıdan, hatta diyorum Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşlarına bile kanca atmaya çalışıyorlar diye haberler geliyor.
İki gündür o uçkur ve rüşvet hikayelerini boşuna yazmadım.. AK Parti bir yandan gelecek yerel seçimler için yenilenecek adaylar konusunda titiz bir çalışma başlatmalı, bir yandan da seçim sathı mailini beklemeden kabinesini revize etmeli..
Birileri nasıl çevresindeki insanlarla konuşuyorsa, tehdit ve şantaja açık adamları da çağırıp, oyuna gelmemeleri konusunda uyarılmaları gerek.
Keşke Erdoğan parti teşkilatındaki isimleri de bir kez daha gözden geçirse, ne iyi eder. İyi insanları getirmek yetmiyor, sürekli takip etmek de gerekiyor. Çünkü dağda keramet kolay, şehirde, o koltuğa oturunca, o mührü alınca işler değişiyor. O insanlara bir haller oluyor!
Duyuyorum, şimdiden birileri yeni oluşuma yanaşma derdinde. Kimileri kendi aralarında bakanlıkları paylaşmaya başlamış bile. Başbakan adaylarını yazmışlar.. Yazık! Yazık, yarın bu insanları kullandıktan sonra kirli bir mendil gibi fırlatıp atarlar, kimse gözyaşlarına da bakmaz. Dünyalarını, ahiretlerini berbat ederler..
Galiplerden yana değil, keşke haktan yana olmayı ilke edinseler.. Keşke din gününü düşünseler.. Haşa “Allah’ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen parasına para, yetmeyen aklına akıl yetirme” anlamına gelecek sapkınlıkların içine girmesinler.. İstihbarat ve stratejik planlara fazla dalanlar, bazen Tanrıyı kıyamete, bazen da iktidara zorlamaya kalkarlar (Haşa).
Sonuçta imtihan oluyoruz. İnsanlar yapıp yapmadıkları ile kendi elleri ile kendi amel defterlerini dolduruyor. Sonunda Allah’ın dediği olacak! Topluma ilahlık ve rablik taslayan, kendi zanlarına iman edenlerin değil. Selam ve dua ile..
Yorumlar