Ana içeriğe atla

23 Nisan ı çocuklara Atatürk ün armağan etmediğini belirterek,

Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan, 23 Nisan’ı çocuklara Atatürk’ün armağan etmediğini belirterek, “1921’den beri kutlanmakta olan ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’ ile 1925’ten beri Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kutladığı 23 Nisan ‘Çocuk Bayramı’nı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak birleştiren 1980’de Kenan Evren oldu” dedi.

Atatürk’ün ölmeden önce ismini ordu ve kale anlamına gelen “Kamal” olarak değiştirmesiyle ilgili yaptığı araştırmasıyla dikkatleri üzerine çeken İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Toplumsal Tarih Dergisi’nin Nisan ayı sayısında “23 Nisan’ın Gayri Resmi Tarihi” başlığını verdiği araştırmasında şunları yazdı:

1981’de armağan edildi

23 Nisan, “Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bayram” olarak geçmektedir. 23 Nisan başlangıçta yalnızca ‘milli bayram’ olarak kabul edilmiştir, çocuk bayramı ile ilgisi yoktur. Bilindiği gibi TBMM 23 Nisan 1920’de açıldı. İlk yıldönümünde, yani 23 Nisan 1921’de açılış günü “milli bayram” olarak kabul edildi. Milli Mücadele’nin ilk bayramıydı, lâkin bayramın adı yoktu, yasa metninde “Milli Bayram” olarak geçiyordu. Üstelik çocuklara da armağan edilmemişti. Aslında 1981 yılına kadar da çocuklara “armağan” edilmeyecekti.

“Kutlamalar meclisin açılışı içindi”

23 Nisan’ın 1921’de bayram olarak kabul edildiği haberinin duyulmasıyla Ankara’da halk tezahürat yapmıştı. Aynı gün 23 Nisan 1922’de Ankara’da yayınlanmakta olan Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde manşetten şu cümle okunuyordu: “Bu Gün 23 Nisan Türklerin ve Müstakbel Nesiller İçin En Büyük Bayramdır.” Kutlamalar meclisin açılış günü içindi. Adı olmayan bayram için gazetelerde “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı”, “İstiklâl Günü”, “Meclis Bayramı” gibi isimlere rastlanıyordu ama “Çocuk Bayramı” diye bir ifade ortada yoktu.

“Bayram Umay’ın armağanı"

23 Nisan’ın çocuklara armağan edenin kuşkusuz Fuat Umay olduğunu söyeleyen Alkan, şöyle devam ediyor: Bu aşamada 23 Nisan gününü çocuklara özel bir gün olarak kim önerdi, sorusunu cevaplamak gerekir. Bu doğru bildiğimiz yanlışlardan biridir ve “Atatürk 23 Nisan’ı çocuklara bayram olarak armağan etti” şeklinde ifade edilmektedir. Bu doğru değildir. Aslında 23 Nisan’ın bir çocuk günü/ bayramı olarak kabul edilmesini Himae-i Etfal Cemiyeti uzun süre başkanlığını da yapan Kırklareli Milletvekili Fuat Umay’ın önerdiği anlaşılmaktadır.”

Şimdiki 23 Nisan’ın mucidi Evren!

“Atatürk, 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmedi. 12 Eylül darbesi ertesinde TBMM ortadan kaldırıldığı için TBMM’nin açılış gününü kutlamak sorun haline gelmiştir. Kenan Evren’in talimatıyla celeyle bir yasa çıkartıldı, 1921’den beri kutlanmakta olan “23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı” ile 1925’ten beri Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kutlamakta olduğu 23 Nisan “Çocuk Bayramı”nı alelacele “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” halinde birleştirildi. Yasaya eklenen madde ile yalnızca “ana ve ilkokul çocuklarının” kutlaması kararlaştırılmıştır.”

TARİHÇİLER NE DEDİ

Mehmet Alkan’a katılıyorum

Prof. Dr. Toktamış Ateş: “23 Nisan’ın Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmasının hiç bir sakıncası yoktur. Tam tersi ulusal birliğin geliştirilip pekiştirilmesi açısından önemlidir. Burada tarihi olayların bir tarihçi tarafından iyi bilinmesi gerekir. Meslektaş’ım Mehmet Alkan’a katılıyorum. Yerinde ve doğru bir araştırma yapmıştır. Dünya tarihine de baktığımızda bu gibi durumlarla çok karşılaşılır.”

Doğru bir araştırma

Tarihçi Ahmet Demirel: “Mehmet Alkan’ın yapmış olduğu araştırma tam anlamıyla doğrudur. 23 Nisan 1920 Hakimiyet-i Milliye yani Ulusal Egemenlik olarak Atatürk tarafından ilan edilmiş ve 1921 ‘e kadar böyle anılmıştır. Fakat Çocuk Esirgeme Kurumun kurucu olan Fuat Umay da savaşlarda yetim kalan çocuklara bu günü özel kılmıştır. Zaten 23 nisan haftası çocuk haftasıyla denk gelir.”


Kaynak: VATAN, İnternetHaber



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...