Ana içeriğe atla

Cinler

Cinn´lerin Mahiyeti


  Allahû Teâla (cc)'nın yaratmış olduğu gözle görülmeyen bir kısım varlıklar daha vardır ki; bunların başında "Cinn"ler gelir. Önce "Cinn" kelimesi üzerinde duralım. "Cin" ismi "Cenne" kelimesindendir; bir şeyi histen gizlemek, örtmek manalarına gelir.(126) "Cünne", kalkan ve siper manasına, "Cenin" ana rahminde saklı olan çocuk manasına gelir ve bunların hepsi aynı köke dayanır. İslâmi ıstılâhta "Cin"; Allahû Teâla (cc)'nın tekliflerine muhatab olan ve insanların gözle göremedikleri varlıklardır. Bunların da Allahû Teâla (cc)'ya iman edenleri bulunduğu gibi, inkâr edenleri de mevcuttur. Allahû Teâla (cc)'ya ilk isyan eden "İblis'in" de; cinler taifesinden olduğu bilinmektedir.(127) 

  Cinlerin hava ile karışık alevli bir ateşten yaratıldığı bilinmektedir.(128) Cinler de; tıpkı melekler gibi görünmeyen gizli varlıklar olup, çeşitli sûretlere girmeye ve zor işleri yapmaya iktidarları vardır. Fakat cinler mahiyetleri itibariyle meleklerden farklıdırlar. Teklif-i İlahiyeye; hem iman, hem de ibadet noktasından muhatabtırlar. Cinler, tıpkı insanlar gibi hesaba çekileceklerdir.


   Kur'an-ı Kerim'de: (Ey Habibim) De ki: "Cinlerden bir zümrenin Kur'an okurken onu dinlediği bana vahyolundu. Onlar (Kur'an-ı) dinlemişler de (şöyle) demişler: "- Biz gerçekten hayranlık veren bir Kur'an dinledik ki o, hakka ve doğruya götürüyor. Biz de ona iman ettik. Rabbimize (artık) hiçbir şeyi ortak koşmayacağız"(130) hükmü beyan buyurulmuştur. Abdullah İbn Mes'ud (ra)'dan rivayet edilen bir haberde; Cin'ler, Taif'te Resûl-i Ekrem (sav)'den Kur'an-ı Kerim'i öğrenmiş ve tebliğ etmek üzere bir gurub görevlendirilmiştir. İbn-i Abbas (ra)'dan rivayet edilen bir haberde Cinler, Resûl-i Ekrem (sav)'in Kur'an okuyuşunu "Nahle" mevkiinde dinlemişlerdir.(131) Allahû Teâla (cc)'ya iman ve kulluk eden "Mü'min cinler" bulunduğu gibi, Tağut'a itaat eden "kâfir cinler" de vardır. 

    Cins birliği sözkonusu olmadığı için; insan ile cin arasında evlenme teşekkül etmez. Ancak cinler de kendi aralarında evlenirler. Müşrikler; ilahi sırlara vakıf olduklarını zannettikleri ve bu sebeble ulûhiyet derecesine çıkardıkları cin'lere ibadet ederlerdi. Her biri adına çeşitli sihirler ve tılsımlar yapan; Sabii'ler, Süryani'ler cahiliyye dönemi Arapları ve Şamanist Türkler, cinler vasıtasıyla gaibi bildiklerini zannetmişlerdir. Halbuki cinler de gaibi bilmezler. 

   Kur'an-ı Kerim'de varlığı beyan buyurulan ve gözle görülemeyen varlıklardan birisi de şeytan'dır. Arapça mütehassıslarına göre "Şeytan" kelimesi; uzaklık manasına gelen "Şatana"dan veya yanmak manasına gelen "Şeyata"dan gelir. "Şatana"dan geldiğini kabul edenler "Fi'lan" vezninde: "Haktan uzak olan" manasını vermişlerdir. Diğerleri ise; "fû'lan" vezninde; "yanmış ve batıl" manasını esas almışlardır. Ruhlar aleminde iken; Allahû Teâla (cc)'ya isyan ederek ve tekebbüre kapılarak, Hz. Adem (as)'e (ta'zim kasdıyla ve ilahi emirle) secde etmekten kaçınan iblis ilk şeytandır. Kur'an-ı Kerim'de "Şeyâtın-ı ins" ve "Şeyatın-ı cin" tabirleri geçmektedir.(133) Şeytan; kıyamete kadar insanların kalblerine vesvese vermek ve onları Allahû Teâla (cc)'ya karşı kışkırtmakla izinlidir. Resûl-i Ekrem (sav)'den Hz. Abdullah b. Mes'ud (ra)'un rivayet ettiği bir hadis-i şerif'te; her insanın, cinler taifesinden bir şeytanının bulunduğu beyan buyurulmuştur. Ayrıca şeytanın insanın en büyük düşmanı olduğu da kat'i nass'larla sabittir. 


http://gercektarihdeposu.blogspot.com
cinler_şeytanlar_ruhlar_gercek_tarih_deposu
http://gercektarihdeposu.blogspot.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...