SAVAŞTA ŞEHİTLİĞİ EN BÜYÜK RÜTBE KABUL EDEN BİR MİLLETE KİM KARŞI DURABİLİR?
İste General Hamilton'un ifadeleri:
...Haber bekliyorum, yok! On defa telsiz odasına gittim, geldim, hiçbir haber yok! Artık alıştığımız dehşet verici sesler, karadan denize esen rüzgarlarla kulaklarımıza ulaşıncaya kadar Allah Allah bağırışlarıyla Türkler geliyor... Şaşkınlıktan bir türlü kurtulamadığım bir an. Mümkün olan hangi kaynaktan istifade edip yardıma koşabilirim. Ne azap verici bir durum! (Gelibolu Günlüğü, s. 129).
"Türkler en etkili savaşlarını veriyorlar. Türkler'in morallerinin yüksekliği de aşikârdır. Çok mükemmel komuta edilen ve yiğitçe döğüşen Türk ordusuna karşı savaşıyoruz.
... Ah ne elem verici durum her biri mükemmel birlikler olan taburlarımız eridi. İskelete döndü. Birliklerin gölgesi kaldı adeta. Dereler gibi kan akarken, sahile nakledilen yüzlerce yaralının miktarı arttıkça ıstırab içinde düşünüyorum.
Vaziyet son derece sinir bozucu idi. Askerlerin her biri şu elem verici düşünceyle savaşa gidiyordu. Düşmanları sandıklarından çok daha sertti.
... Askerler artık birlikte savunma ruhuna sahip değil. Ağır bombardıman veya tüfek ateşi karşısında ilerliyemiyorlar. Saldırı için atılganlık göstermedikleri gibi en basit bir düşman saldırısından da ters yüzü dönüp uzun süre kaçıyorlar. Askerin çoğu da sağda solda gizleniyor.
Ve Hamilton'un yerine atanan General Monro'nun Çanakkale harekatıyla ilgili raporu:
"... Bana kalırsa, Türk savunma hatlarına karşı yapılacak yeni bir saldırının başarıya ulaşma şansı yoktur. Askerî sebepler göz önüne alınırsa yarımadanın boşaltılması doğru olacaktır."
Nihayet 23 Ekim 1915 tarihinde Londra'da toplanan savaş komitesi Seddülbahir de dahil olmak üzere Çanakkale'deki bütün cephelerden çekilmeye karar vermiştir diyerek mağlubiyetlerini tescilliyordu.
İste General Hamilton'un ifadeleri:
...Haber bekliyorum, yok! On defa telsiz odasına gittim, geldim, hiçbir haber yok! Artık alıştığımız dehşet verici sesler, karadan denize esen rüzgarlarla kulaklarımıza ulaşıncaya kadar Allah Allah bağırışlarıyla Türkler geliyor... Şaşkınlıktan bir türlü kurtulamadığım bir an. Mümkün olan hangi kaynaktan istifade edip yardıma koşabilirim. Ne azap verici bir durum! (Gelibolu Günlüğü, s. 129).
"Türkler en etkili savaşlarını veriyorlar. Türkler'in morallerinin yüksekliği de aşikârdır. Çok mükemmel komuta edilen ve yiğitçe döğüşen Türk ordusuna karşı savaşıyoruz.
... Ah ne elem verici durum her biri mükemmel birlikler olan taburlarımız eridi. İskelete döndü. Birliklerin gölgesi kaldı adeta. Dereler gibi kan akarken, sahile nakledilen yüzlerce yaralının miktarı arttıkça ıstırab içinde düşünüyorum.
Vaziyet son derece sinir bozucu idi. Askerlerin her biri şu elem verici düşünceyle savaşa gidiyordu. Düşmanları sandıklarından çok daha sertti.
... Askerler artık birlikte savunma ruhuna sahip değil. Ağır bombardıman veya tüfek ateşi karşısında ilerliyemiyorlar. Saldırı için atılganlık göstermedikleri gibi en basit bir düşman saldırısından da ters yüzü dönüp uzun süre kaçıyorlar. Askerin çoğu da sağda solda gizleniyor.
Ve Hamilton'un yerine atanan General Monro'nun Çanakkale harekatıyla ilgili raporu:
"... Bana kalırsa, Türk savunma hatlarına karşı yapılacak yeni bir saldırının başarıya ulaşma şansı yoktur. Askerî sebepler göz önüne alınırsa yarımadanın boşaltılması doğru olacaktır."
Nihayet 23 Ekim 1915 tarihinde Londra'da toplanan savaş komitesi Seddülbahir de dahil olmak üzere Çanakkale'deki bütün cephelerden çekilmeye karar vermiştir diyerek mağlubiyetlerini tescilliyordu.
SAVAŞTA ŞEHİTLİĞİ EN BÜYÜK RÜTBE KABUL EDEN BİR MİLLETE KİM KARŞI DURABİLİR? |
General Hamiltonhttp://gercektarihdeposu.blogspot.com |
Yorumlar