Ana içeriğe atla

Mahkeme salonunu ağlatan 28 Şubat ifadesi!

İntihar ettim, beni ipten eşim aldı

28 Şubat mağdur-müştekilerinden 80'den fazlası, talimatla İstanbul'da ifade verdi. İfadeye çağrılanlardan Çiller, yazılı ifade gönderirken, mağdurlardan bazılarının anlattığı "28 Şubat'ın yaşanmış gerçekleri" mahkeme heyeti dahil herkesin gözlerinin dolmasına neden oldu.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 28 Şubat davası kapsamında yaklaşık 100 kişi, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde müş
teki sıfatıyla ifade verdi.

Müşteki olarak ifade vermek için İstanbul Adliyesi'ne davet edilen eski Başbakan Tansu Çiller, ifadeye gelmedi ve yazılı ifade gönderdi. Müşteki olarak ifade veren Merve Kavakçı, çıkışta 28 Şubat mağduru olup da müşteki olmayanlara sitemde bulunurken, eski asker Ahmet Uçar'ın anlattıkları duruşmaya damgasını vurdu.
Çiller: BÇG sivillerle yürüdü
Kimlik tespitinin yapılmasının ardından görüntülü kayıt sistemi kurularak müştekilerin ifadelerinin alınmasına başlandı. Mahkeme Başkanı, Tansu Çiller'in yazılı beyanda bulunduğunu ve 4 sayfalık bir dilekçe verdiğini söyledi. Çiller'in yazılı ifadesinde BÇG'nin sivil kesimlerle birlikte hareket ederek 28 Şubat darbesini gerçekleştirdiğini ve Refahyol hükümetini çökerttiğini savunduğu öğrenildi.



Salondakileri ağlatan ifade

Star'ın haberine göre; Müşteki Ahmet Uçar'ın anlattıkları ise salonda soğuk duş etkisi yaratırken, mahkeme heyeti dahil herkesin gözlerinin dolmasına neden oldu. 17 Ağustos 1995'te Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu'nun birliğine atanana kadar herhangi bir olayla karşılaşmadığını anlatan Uçar "O gelince maddi manevi baskılar görmeye başladım. Ailemiz başörtülü olduğu için lojmanlara girememeye başladık. Geceleri arabamın arkasına battaniye örterek lojmana giriyorduk. Rütbe alma sırasındaydım. Rütbe takma törenine eşlerinizle gelmemiz bildirildi. Ben de eşimle gittim. Kürsüye çıkınca Doğu Silahçıoğlu, 'Bu annen mi?' dedi. Eşim olduğunu söyleyince 'TSK'ya böyle eş yakışmaz' dedi. Yanındakilere de 'Hanımefendiye nizamiyenin yolunu gösterin' dedi. Orada kendimi zor tuttum. Ve şimdi çok pişmanım. Eşim çok kızdı, 'Beni korumadın' dedi, psikolojisi bozuldu. 28 Şubat sanıklarından özellikle de Osman Doğu Silahçıoğlu'ndan şikayetçiyim" diye konuştu.

Altun: Üzerimizden silindir gibi geçti

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, "Erbakan başbakan olduktan sonra bana inançlar arası bilgisizlik olduğunu söyledi. Derin devlet de büyük bir korku içine girdi. Benim, ülkeye şeriat getireceğim söylendi. Beni öldürmek veya hapse düşürmek için harekete geçtiler. Yakınlarımıza işkence yapıldı. Kısacası 28 Şubat üstümüzden bir silindir gibi geçti. Bu sürecin medya ve sivil ayağıyla ilgili suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
Başörtüm, bombalı eylemle eş tutuldu
Müştekilerden eski Yüzbaşı AbdurrahmanYıldırım, "Çetin Doğan cami bombalatır mı" diye sorduktan sonra "Evet bombalatır. 'Kocatepe Camisinde bugün büyük bir kalkışma olacakmış. İrticacılar devleti ele geçirecekmiş' diyerek toplara tahrip mermisi koymamız emrini vermişti. O dönem bunların çoğunun aklı başından gitmişti" dedi.

Başörtüm, bombayla eşti

28 Şubat'ta öğrenci olan Deniz Kılınç "Başörtüm o dönemde bombalı bir eylemle eş değer tutuldu. O dönemde Ziraat Bankasına bile alınmadım. Ailemin gönderdiği parayı içeri girip çekemedim. TC.'nin Kürt bir vatandaşıyım. Terörist damgası vurarak toplumdan dışlayarak bizi farklı bir konuma ittiler. Ancak sonuna kadar ülkemin birlik ve beraberliği için mücadele edeceğim. Dönemin yöneticilerinin ve yaptıkları zulmün hesabının sorulmasını istiyorum" dedi.

'BÇG bir terör örgütüdür'

Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) adı altında örgütlenen eski askerler adına derneğin başkan yardımcısı emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, 28 Şubat sürecinde ordudan ihraç edilen askerler adına basın açıklaması yaptı. 28 Şubat'ın darbe olduğunu belirten Hacımustafaoğulları, darbeyi yapan cuntanın ordu içinde illegal bir şekilde oluşturulduğunu ve TSK'nın hiyerarşisini ele geçirdiğini belirtti. Hacımustafaoğulları, "Darbeci cunta, darbe düşüncesine karşı olanları tasfiye etmek ve hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla ordu içerisinde kurumsal hiyerarşi dışında farklı bir illegal örgütlenmeden de yararlanmıştır. Bu örgütlenme Batı Çalışma Grubu terör örgütüdür" dedi.

İntihar ettim, beni ipten eşim aldı

Müştekilerden Ali Eryılmaz ise eşine başını açması için baskı yaptığını ve bu sebeple boşanma aşamasına geldiklerini belirtti. Gördüğü baskılar yüzünden intihara teşebbüs ettiğini anlatan Eryılmaz, "Eşim beni ipten kurtardı. GATA'da 21 gün tedavi gördüm. Beni namaz kıldığım için görevden atan zihniyet 7 şehidimizin olduğu bir gün 11 terörist öldürüldü diye rakı içerek kutlama yaptılar" dedi. Yapılanları anlayamadığını belirten Eryılamaz, "Diyelim ki ben suçluyum ama eşimin ve çocuklarımın suçu neydi? Eşim şu an evlere temizliğe giderek bana yardımcı oluyor. Hak etmedim. Bir insan Cuma namazına gitti diye başına bunlar mı gelmedi?" dedi.

O ihtilalcilere hep çanak tutar

Dönemin Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak, "Doğu Silahçıoğlu bayram törenlerinde bizim oraya gelirdi. Elimizi bile sıkmazdı. Kaymakamın suçu imam hatip mezunu olmasıydı. Onun da elini sıkmazdı. Özellikle Doğu Silahçıoğlu, Çevik Bir ve Aydın'dan Doğan'dan şikayetçiyim. Milletvekili adayı olduğum dönemde Çevik Bir, bunu engellemek için yazılar göndermiştir. Milletvekili olmama engel olmuştur. Aydın Doğan gazeteleriyle ihtilale çanak tutan bir insandır. İdris Naim Şahin, Erdoğan Bayraktar, Durmuş Erdoğdu'yla birlikte Necmettin Erbakan'a ziyarete gittik. Erbakan, Aydın Doğan için 'mert düşmandır' dedi. şikayetçiyim" dedi.



28 Şubat mağdur-müştekilerihttp://gercektarihdeposu.blogspot.com/

KAYNAK:http://www.haber7.com/guncel/haber/1079395-mahkeme-salonunu-aglatan-28-subat-ifadesi

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...